Kazı kısaca sözlük anlamı ne demek?

Kelime: Kazı

Anlamlar:

1. Bir yeri kazma işi, hafriyat

Özelliği / Tipi / Türü: Isim

2. Yer altındaki tarihsel değeri olan şeyleri, yapıları ortaya çıkarmak amacıyla arkeologlarca toprağın belli kurallara ve yöntemlere göre kazılması, araştırılması

3. Hak (II)

İçinde Kazı geçen birleşik ve kökteş kelimeler: kazı bilimi, kurtarma kazısı, temel kazısı

Kazı hakkında eş anlamlı kelimeler

Kazı eş anlamlısı

kazı kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : hafriyat, araştırılması

Kazı hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Kazı zıt anlamlısı

Kazı kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!

Diğer dillerde Kazı

İngilizce: Digging

Spanish: Excavación

German: Ausgrabungen

French: Creuser

Italian: Scavo

Kazı ile ilgili atasözleri

Aşağıda Kazı hakkında ve içinde Kazı kelimesi geçen, Kazı ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: akarsu çukurunu kendi kazır

Anlamı: bir şeyi yapma isteği ve gücü bulunan kimse, uygun bir çalışma yönü ve alanı bulur.

Atasözü: çatal kazık yere batmaz (geçmez, çakılmaz)

Anlamı: birden çok kimsenin söz sahibi olduğu iş yürümez.

Atasözü: dokuz at bir kazığa bağlanmaz

Anlamı: bir işin başına, tanınmış kişiliği bulunan birçok kimse birden getirilmemelidir, bunlar anlaşamaz ve birbirlerine düşerler.

Atasözü: iki at bir kazığa bağlanmaz

Anlamı: ayrı ayrı düşünceleri ve kişilikleri bulunan iki kişi bir arada yaşayamaz, bir işi birlikte yapamazlar.

Atasözü: tatlı söz can azığı, acı söz baş kazığı

Anlamı: gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir.

Kazı ile ilgili deyimler

Aşağıda Kazı hakkında ve içinde Kazı kelimesi geçen, Kazı ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: Agop'un kazı gibi bakmak

Anlamı: aptal aptal bakmak.

Deyim: arının yuvasına kazık (çöp) dürtmek

Anlamı: tehlikeli kişiyi kışkırtmak.

Deyim: atını sağlam kazığa bağlamak

Anlamı: eşeğini sağlam kazığa bağlamak.

Deyim: bir fende kazık kakmak (çakmak)

Anlamı: bir bilgi veya bilim dalında saplanmış kalmak: 'Bir fende kazık kakmaktansa hepsinden birer parça malumat kapma fikrinde idi.' -H. R. Gürpınar.

Deyim: (bir şeyi) sağlam kazığa bağlamak

Anlamı: işin sonuçlanmasına engel olacak şeyleri ortadan kaldırmak, işin aksamadan yürümesini sağlayacak önlemleri almak.

Deyim: çevir kazı yanmasın

Anlamı: alay karşısındakine dokunacak yersiz bir söz söylediğini fark eder etmez sözünü çevirmeye kalkışanlara söylenen bir söz.

Deyim: dünyaya kazık çakmak (kakmak)

Anlamı: tkz. çok uzun ömürlü olmak, çok yaşamak.

Deyim: eşeğini sağlam kazığa bağlamak

Anlamı: işini güven altına almak.

Deyim: içi kazınmak (kıyılmak)

Anlamı: açlıktan midesinde eziklik duymak.

Deyim: ipten kazıktan kurtulmuş

Anlamı: her türlü kötülüğü yapacak yaradılışta olan (kimse): 'İşte şimdi gördüğünüz gibi hırsızların, esrarkeşlerin, ipten kazıktan kurtulmuş, gözü kanlı canilerin arasında çilemi dolduruyorum.' -H. Taner.

Deyim: kazı koz anlamak

Anlamı: söylenen şeyi çok yanlış anlamak.

Deyim: kazığa vurmak

Anlamı: esk. bir kimseyi yere dikilmiş ucu sivri bir kazığa oturtarak öldürmek: 'Münasebetsizliklerine mukabele edeni ihtimal kazığa vuracak, derisini yüzecek, akla gelmedik kaba bir vahşetle öldürecekti.' -Ö. Seyfettin.

Deyim: kazık atmak

Anlamı: aldatmak, kazıklamak: 'Bütün ilişkileri birilerine kazık atmak üzerine kurulu.' -A. Ümit.

Deyim: kazık dikmek

Anlamı: devamlı kalmak, ebediyen yaşamak: 'Dünyaya kim kazık dikecek?' -Ö. Seyfettin.

Deyim: kazık gibi

Anlamı: dimdik ve sert: 'Kara, kuru, kibirli, kazık gibi bir kadın, komutan Muhsin Bey, bunun neresini beğenmiş?' -H. E. Adıvar.

Deyim: kazık kadar

Anlamı: tkz. kocaman (kimse).

Deyim: kazık yemek

Anlamı: aldatılmak, kazıklanmak: 'O levhayı görünce istediği parayı verip afiyetle kazığı yiyerek çıkarsın.' -H. R. Gürpınar.

Deyim: kazık yutmuş gibi

Anlamı: baston yutmuş gibi.

Deyim: kazın ayağı öyle değil

Anlamı: 'bir sorun, bir durum sanıldığı gibi değildir' anlamında kullanılan bir söz: 'Doğru söylüyorsun Ali, doğru söylüyorsun ama kazın ayağı öyle değil.' -O. Kemal.

Deyim: kökü kazınmak

Anlamı: bir daha ortaya çıkamayacak biçimde yok edilmek.