Kaynama kısaca kelime anlamı ne demek?
Kaynama kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Kaynama hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Kaynama
Anlamlar:
1. Kaynamak işi
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Kırılan kaval kemiği yeni yeni kaynamaya başladığında arkadaşları ona içkiye devam ederse sakat kalacağını söylediler."
2. Boya filminde hava veya solvent buharının kabarcık durumunda bulunması
Özelliği / Tipi / Türü: Kimya
İçinde Kaynama geçen birleşik ve kökteş kelimeler: kaynama noktası
Kaynama hakkında eş anlamlı kelimeler
Kaynama eş anlamlısı
kaynama kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Kaynama hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Kaynama zıt anlamlısı
Kaynama kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Kaynama
İngilizce: Boiling
Spanish: Hervir
German: Kochen
French: Bouillant
Italian: Bollente
Kaynama ile ilgili atasözleri
Aşağıda Kaynama hakkında ve içinde Kaynama kelimesi geçen, Kaynama ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: el kazanı ile aş kaynamaz
Anlamı: önemli bir iş, başkalarının yardımıyla başarılamaz, iş her an yarıda kalabilir.
Atasözü: iki baş bir kazanda kaynamaz
Anlamı: ayrı ayrı düşünceleri ve kişilikleri bulunan iki kişi bir arada yaşayamaz, bir işi birlikte yapamazlar.
Atasözü: ikisini bir kazana koysalar kaynamazlar
Anlamı: aralarındaki anlaşmazlık o kadar büyüktür ki onları uzlaştırma çaresi bulunamaz.
Atasözü: kazan kaynamayan yerde maymun oynamaz
Anlamı: hiçbir iş karşılıksız yapılmaz.
Atasözü: kazanmayanın kazanı kaynamaz
Anlamı: kazancı olmayan kişinin evinde yemek pişmez.
Kaynama ile ilgili deyimler
Aşağıda Kaynama hakkında ve içinde Kaynama kelimesi geçen, Kaynama ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: arada kaynamak
Anlamı: karışık bir durumda gereken ilgiyi görmemek.
Deyim: beyni kaynamak
Anlamı: aşırı sıcaktan sersemlemek, bunalmak: 'Kızgın güneşin altında bütün gün beynim kaynıyor.' -O. Kemal.
Deyim: bir kazanda kaynamak
Anlamı: anlaşmak, uyuşmak, bağdaşmak.
Deyim: (bir yer) karınca yuvası gibi kaynamak
Anlamı: çok kalabalık ve hareketli olmak.
Deyim: (birine) kanı kaynamak
Anlamı: çabucak sevgi duymak: 'Sonra da kanları kaynamıştı bu genç, yakışıklı ve zeki çocuğa.' -Ç. Altan.
Deyim: (birinin) kanı kaynamak
Anlamı: coşkun ve kıpırdak olmak: Çocuğun kanı kaynıyor.
Deyim: (birinin) kazanı kapalı kaynamak
Anlamı: içyüzü bilinmemek.
Deyim: cadı kazanı gibi kaynamak
Anlamı: dedikodu, kargaşa çok olmak.
Deyim: fıkır fıkır kaynamak
Anlamı: 1) bir şeyden bir yerde çok bulunmak: Peynir tenekesinde fıkır fıkır kurt kaynıyor. 2) yerinde duramamak.
Deyim: için için kaynamak
Anlamı: aşırı heyecan, gözü peklik ve hareket içindeyken bunu belli etmemek.
Deyim: midesi ekşimek (kaynamak, yanmak)
Anlamı: yeni yenilmiş yiyeceklerden ötürü midede rahatsızlık duymak: 'Şu midesi ekşimese hayat da ekşimeyecek onun için, ama ne yapsın?' -N. F. Kısakürek.
Deyim: suyu ısınmak (kaynamak)
Anlamı: tkz. işbaşından uzaklaştırılması yaklaşmak veya gelmek.
Deyim: tenceresi (tencereleri) kaynamak
Anlamı: geçimleri az çok yerinde olmak.
Deyim: yüreği kaynamak
Anlamı: içinde şüphe ve endişe uyanmak: 'Namazı nasıl kıldığını bilmedi, yüreğinde bir şeyler kaynıyordu.' -Y. K. Karaosmanoğlu.