Aza ne demek? Sözlük anlamı nedir?
Aza kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Aza hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Aza
Kökeni: "Arapça aʿżā" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. Üye
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Komşu gencine yüz vermemiş, çocuklu bir mahkeme azasıyla evlenmişti."
2. Vücut parçası, organ
Örnek: "Bu vücut, bütün azası kırılmış, birbiri üstüne yığılmış bir külçe hâlinde."
İçinde Aza geçen birleşik ve kökteş kelimeler: murahhas aza
Aza hakkında eş anlamlı kelimeler
Aza eş anlamlısı
aza kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Üye
Aza hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Aza zıt anlamlısı
Aza kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Aza
İngilizce: Aza
Spanish: Aza
German: Aza
French: Aza
Italian: Aza
Aza ile ilgili atasözleri
Aşağıda Aza hakkında ve içinde Aza kelimesi geçen, Aza ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: ağır kazan geç kaynar
Anlamı: 1) kalın kafalı insan bir konuyu zor anlar; 2) tembel olan işi geç yapar.
Atasözü: ağustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar
Anlamı: yazın çalışan kışın rahat eder.
Atasözü: ak köpeğin (itin) pamuk pazarına (pamuğa, pamukçuya) zararı vardır
Anlamı: kötü şey, görünüşte iyi şeye benziyorsa iyi şeyin değeri azalır.
Atasözü: akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını almış
Anlamı: insan kendi aklını, düşüncesini başkasınınkinden üstün görür.
Atasözü: ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek
Anlamı: babadan kalan mal kalıcı değildir, çabuk biter; kişinin gerçek malı, kendi çalışmasıyla elde ettiği maldır.
Atasözü: aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
Anlamı: büyük şeyleri elde edebilmek için önce küçük şeylerle yetinmek gerekir.
Atasözü: aza sormuşlar: 'nereye?', 'çoğun yanına' demiş
Anlamı: küçük kazançların bile hep varlıklı kimselere düştüğü inancını belirten bir söz.
Atasözü: azan kurda kızan köpek
Anlamı: belalı kişinin hakkından kötü kişi gelir.
Atasözü: baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana
Anlamı: kendini bilen, yaşama sorumluluğu duyan akıllı evladın gerçek malı, kendisinin kazandığı maldır.
Atasözü: bayramda borç ödeyene ramazan ağır (kısa) gelir
Anlamı: vadesi yaklaşan bir borcu ödemek zorunda olan kimseye günler çok çabuk geçer.
Atasözü: bir baş soğan bir kazanı kokutur
Anlamı: kötü bir kişi, kötü bir davranış, kötü bir söz büyük bir topluluğun huzurunu bozmaya yeter.
Atasözü: bostan gök iken pazar(lık) yapılmaz
Anlamı: ayrıntıları belli olmayan bir iş için anlaşma yapılmamalı.
Atasözü: cana gelecek kaza (zarar) mala gelsin
Anlamı: zarardan kurtulma olanağı yoksa, bunun cana değil, mala gelmesi yeğlenir.
Atasözü: dazlayan daza düşer, kel başlı kıza düşer
Anlamı: evleneceği kişiyi seçmekte çok titizlik gösteren kimse, çoğu kez istemediği, beğenmediği bir kişiye düşer.
Atasözü: denizdeki balığın pazarı (pazarlığı) olmaz
Anlamı: henüz elde olmayan bir nesnenin alımı, satımı üzerinde konuşulmaz.
Atasözü: el için kuyu kazan, evvela kendisi düşer
Anlamı: başkasına tuzak hazırlayan kimse, bu tuzağa ondan önce kendisi düşer.
Atasözü: el kazanı ile aş kaynamaz
Anlamı: önemli bir iş, başkalarının yardımıyla başarılamaz, iş her an yarıda kalabilir.
Atasözü: eskiye rağbet (itibar) olsaydı bitpazarına nur yağardı
Anlamı: her şeyin yenisi sevilir.
Atasözü: evdeki pazar (hesap) çarşıya uymaz
Anlamı: önceden tasarlanan bir iş umulduğu gibi sonuçlanmaz, düşünüldüğü gibi olmaz.
Atasözü: gammaz olmasa tilki pazarda gezer
Anlamı: yasal olmayan yollardan gizlice çıkar sağlayan kişi, yakayı ele vereceğinden korkmasa bütün bu işleri açıktan yapar.
Aza ile ilgili deyimler
Aşağıda Aza hakkında ve içinde Aza kelimesi geçen, Aza ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: abazan kalmak
Anlamı: 1) uzun süre cinsel ilişkide bulunmamak; 2) aç kalmak.
Deyim: açıklık kazanmak
Anlamı: bir konu aydınlanmak, anlaşılır duruma gelmek.
Deyim: açmaza düşmek
Anlamı: içinden çıkılması güç durumda kalmak.
Deyim: açmaza getirmek (düşürmek)
Anlamı: düzen, hile yapmak, bir kimseyi oyuna getirmek, zor duruma sokmak.
Deyim: ağza tat, boğaza feryat
Anlamı: 'miktarı çok az olan yiyecek' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: ağzını burnunu çarşamba pazarına (çanağına) çevirmek
Anlamı: aşırı bir biçimde döverek perişan duruma getirmek.
Deyim: ağzını havaya (poyraza) açmak
Anlamı: alay umduğunu elde edememek.
Deyim: Allah'ın gazabı
Anlamı: çok sıkıntı veren şey.
Deyim: anasının ipini satmış (pazara çıkarmış)
Anlamı: ipsiz, kendisinden her türlü soysuzluk beklenebilen (kimse).
Deyim: at pazarında eşek osurtmuyoruz!
Anlamı: kaba söyleneni dinlemeyene uyarı amacıyla söylenen bir söz.
Deyim: aza çoğa bakmamak
Anlamı: olanla yetinmek.
Deyim: azamet satmak
Anlamı: büyüklük taslamak, çalım satmak, böbürlenmek.
Deyim: azap çekmek
Anlamı: 1) eziyet çekmek, üzüntü içinde olmak; 2) ceza görmek.
Deyim: azap duymak
Anlamı: acı çekmek, üzülmek: 'Bu şehrin, takdir fukaralarının orta malına dönüşmüş olmasından azap duyuyorum.' -A. Boysan.
Deyim: azap vermek
Anlamı: acı çektirmek, üzmek: 'Bu düşünce ona epeyce azap verdi.' -A. Midhat.
Deyim: azar işitmek
Anlamı: azarlanmak: 'Buna rağmen bir kez bile azar işitmeyişinden, arkadaki sessiz tartışmanın ne denli ciddi olduğunu kestirebiliyordu.' -E. Şafak.
Deyim: bağışıklık kazanmak
Anlamı: 1) bazı mikroplara karşı aşı veya doğal yolla dirençli duruma gelmek; 2) mec. korunaklı olmak: 'Bu tehditlere karşı bağışıklık kazanmak hususunda şaşılası bir yetiye de sahiptiler.' -E. Şafak.
Deyim: bahsi kazanmak
Anlamı: ileri sürülen, savunulan görüşün doğru olduğu belli olmak.
Deyim: başarı göstermek (kazanmak)
Anlamı: başarmak: 'Arandığı, fikri sorulduğu, başarı kazandığı da oluyordu.' -R. H. Karay.
Deyim: başı kazan gibi olmak
Anlamı: başında çok ağrı ve uğultulu bir sersemlik olmak: 'Başım kazan gibiydi, bir kavanoz aspirin içsem ağrımın geçeceğine ihtimal vermiyordum.' -T. Dursun K.