Aralamak ne demek? Sözlük anlamı nedir?
Aralamak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Aralamak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Aralamak
Anlamlar:
1. İki şey arasında açıklık oluşturmak, az açmak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Kapısını hafifçe araladı."
2. Aralıklı duruma getirmek, seyrekleştirmek
Örnek: "Şu sandalyeleri biraz aralayınız."
3. Bitkilerin fazla dal ve çubuklarını kesmek, seyrekleştirmek
Özelliği / Tipi / Türü: Halk ağzında
Aralamak hakkında eş anlamlı kelimeler
Aralamak eş anlamlısı
aralamak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : seyrekleştirmek
Aralamak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Aralamak zıt anlamlısı
Aralamak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Aralamak ile ilgili 3 örnek cümle
"Aralamak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Aralamak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Gözkapağımı aralamak için elini uzattı
2. Arabaları biraz aralamak gerekiyor
3. Dövüşen horozları aralamak için elini uzatınca gagalandı
Diğer dillerde Aralamak
İngilizce: Break
Spanish: Romper
German: Pause
French: Briser
Italian: Rompere
Aralamak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Aralamak hakkında ve içinde Aralamak kelimesi geçen, Aralamak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Aralamak ile ilgili deyimler
Aşağıda Aralamak hakkında ve içinde Aralamak kelimesi geçen, Aralamak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: dokuz yorgan eskitmek (paralamak)
Anlamı: çok uzun yaşamak.
Deyim: gönlünü yaralamak
Anlamı: incitmek, kırmak, üzmek: 'Onun gönlünü yaralayarak bir latife ederlerse hemen kaçıyor, sokulmuyor.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: ıstılah paralamak
Anlamı: ağdalı, hiç kimsenin anlamadığı bir biçimde konuşmak.
Deyim: kapı aralamak
Anlamı: bir konuya giriş yapmak, karşısındakini hazırlamak.
Deyim: kendini paralamak
Anlamı: çok çaba ve özen göstermek: 'Çoğunlukla üniversite diploması alabilmek uğruna kendini paralayan bir gençlikle karşı karşıyayız.' -A. Cemal.
Deyim: lügat paralamak
Anlamı: konuşma dilinde geçmeyen yabancı kelimeler kullanmak, ağdalı konuşmak: 'Deli eniştemiz, dil dökerek ve lügat paralayarak âlim görünmek isterdi.' -A. Ş. Hisar.
Deyim: pabuç eskitmek (paralamak)
Anlamı: bir iş için bir yere çok gidip gelmek, işi takip etmek.
Deyim: yürek paralamak
Anlamı: çok üzmek: 'Son yürek paralayıcı yalvarmama aldırış etmedi.' -H. R. Gürpınar.