Akala nedir? Akala ne demek?
Akala kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Akala hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Akala
Anlamlar:
1. Amerikan tohumundan yurdumuzda üretilen bir tür pamuk
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Akala hakkında eş anlamlı kelimeler
Akala eş anlamlısı
akala kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Akala hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Akala zıt anlamlısı
Akala kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Akala
İngilizce: Akala
Spanish: Akala
German: Akala
French: Akola
Italian: Akala
Akala ile ilgili atasözleri
Aşağıda Akala hakkında ve içinde Akala kelimesi geçen, Akala ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, sonunda yakalanırsın çekirge (üçüncüsünde avucuma düşersin çekirge)
Anlamı: birkaç kez saklanabilen bir suç günün birinde ortaya çıkarak yapanı kötü bir duruma düşürür, suçlu cezasız kalmaz.
Atasözü: ne sakala minnet ne bıyığa
Anlamı: insan en yakın akrabalarından bile yardım istemeyerek kendi imkânlarıyla yetinmelidir.
Atasözü: yavaş tükürüğün sakala zararı var
Anlamı: sert davranmak gereken durumlarda gevşek davranan kişi bu tutumunun zararını görür.
Akala ile ilgili deyimler
Aşağıda Akala hakkında ve içinde Akala kelimesi geçen, Akala ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ak sakaldan yok sakala gelmek
Anlamı: çok yaşlanıp iyice kuvvetten düşmek.
Deyim: (birini) burnundan yakalamak
Anlamı: birini yönetimi altına almak, kaçamak bulamayacağı duruma getirmek: 'Muhasebe ile defter tutma işlerini de üzerine aldığından milleti burnundan yakalamıştı.' -T. Dursun K.
Deyim: can damarından yakalamak
Anlamı: 1) konuya en önemli yerinden yaklaşmak; 2) birinin en zayıf noktasından yararlanmak.
Deyim: çağı yakalamak
Anlamı: çağın gerektirdiği gelişmişlik düzeyine ulaşmak.
Deyim: diliyle tutulmak (yakalanmak)
Anlamı: suçunu, kendi konuşması ile açığa vurmak.
Deyim: fenersiz yakalanmak
Anlamı: beklenmedik bir zamanda istenmeyen bir durumla karşılaşmak.
Deyim: frikik yakalamak
Anlamı: argo bilerek veya bilmeyerek gereğinden fazla açılmış olan göğüs, bacak gibi vücudun belirli bölümlerini görmek.
Deyim: gagasından yakalamak
Anlamı: bir kimseyi karşı koyamayacak duruma getirmek.
Deyim: hazırlıksız yakalanmak
Anlamı: ani gelişen bir olayla beklenmedik bir biçimde karşılaşmak: 'Hazırlıksız yakalandığım için bir an ne yanıt vereceğimi bilememiştim.' -A. Ümit.
Deyim: kapana düşmek (girmek veya kısılmak veya koymak veya tutulmak veya yakalanmak)
Anlamı: içinden çıkılmaz bir duruma düşmek, ele geçmek: 'Onlar beni kapana koyacaklarını sanadursunlar.' -R. H. Karay.
Deyim: kelepir yakalamak
Anlamı: bir şeyi çok ucuza almak.
Deyim: kıskıvrak yakalamak (bağlamak)
Anlamı: 1) kurtulamayacak veya çözülemeyecek biçimde tutmak, sımsıkı tutmak: 'Gecelerden bir gece, birkaç yeniçeri onu kıskıvrak yakaladı.' -İ. O. Anar. 2) mec. tamamen etkisi altında kalmak, bir şeyle sürekli meşgul olmak: 'Amma yalnız bu olmadı, benim muhayyilemi kıskıvrak bağlayan şey, bir başka tecrübe daha ömrüm boyunca beni tesiri altında bıraktı.' -R. H. Karay.
Deyim: yalanını yakalamak (tutmak)
Anlamı: bir kimsenin yalan söylediğini anlamak: 'Yalanını yakalamış gibi başını salladı. -Ya o mukaddes sular? Onlara ne diyeceksiniz azizim?' -Ö. Seyfettin.
Deyim: zayıf yerinden yakalamak
Anlamı: güçsüz, eksik ve yanlış bir tutum ve davranışı yüzünden zor durumda bırakmak: 'Kendisini en zayıf yerinden yakalamak istediğinden şüphelenir gibi.' -R. N. Güntekin.