Af ne demek? Anlamı nedir?
Af kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Af hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Af
Kökeni: "Arapça ʿafv" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
2. Görevden çıkarılma
Örnek: "Kardeşinin vazifeden affı kararlaşmış."
İçinde Af geçen birleşik ve kökteş kelimeler: affedilmek, affetmek, affettirmek, affeylemek, affolunmak, genel af, özel af, umumi af
Af hakkında eş anlamlı kelimeler
Af eş anlamlısı
af kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Bağışlama
Af hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Af zıt anlamlısı
Af kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Af ile ilgili 2 örnek cümle
"Af" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Af" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Mahkûmlara af geliyor
2. Bunu yapamayacağım, affımı dilerim
Diğer dillerde Af
İngilizce: Forgiveness
Spanish: Perdonar
German: Af
French: Pardon
Italian: Perdono
Af ile ilgili atasözleri
Aşağıda Af hakkında ve içinde Af kelimesi geçen, Af ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: ahmak misafir ev sahibini ağırlar
Anlamı: başkalarının görev ve yetkilerine karışmak ahmaklıktır.
Atasözü: altının kadrini sarraf bilir
Anlamı: bir kimsenin, bir şeyin değerini ancak bu konularda uzmanlığı bulunanlar bilir.
Atasözü: altının kıymetini sarraf bilir
Anlamı: bir kimsenin, bir şeyin değerini ancak o konuda uzmanlığı olanlar bilir.
Atasözü: bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz
Anlamı: bir başa bir göz ne kadar gerekli ise bir anneye bir kız da o denli gereklidir.
Atasözü: bülbülü altın kafese koymuşlar, 'ah vatanım' demiş
Anlamı: kişi, başka yerlerde ne kadar rahat ve mutlu olursa olsun yine de kendi yurdunu özler.
Atasözü: cahile söz (laf) anlatmak deveye hendek atlatmaktan güçtür (zordur)
Anlamı: ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın deve hendekten atlatılamaz, cahile söz anlatmak bundan da zor bir şeydir.
Atasözü: çok söz (laf) yalansız, çok para (mal) haramsız olmaz
Anlamı: bol kazancın içinde yasa dışı elde edilmiş para bulunduğu gibi çok konuşanın sözleri arasında da mutlaka yalan bulunur.
Atasözü: dağda gez belde gez, insafı elden bırakma
Anlamı: eşkıya dahi olsan insafı elden bırakma.
Atasözü: eşeğin ölümü köpeğe ziyafettir (düğündür)
Anlamı: bir kişinin uğradığı zarar kimi zaman bir başkası için çıkar kaynağı olur.
Atasözü: eşek hoşaftan ne anlar (suyunu içer, tanesini bırakır)
Anlamı: bilgisiz, görgüsüz kimse ince, güzel şeylerin zevkine varamaz, değerini ölçemez.
Atasözü: gafile kelam, nafile kelam
Anlamı: gaflet uykusunda olan kişiye söz kâr etmez.
Atasözü: kalıp kıyafetle adam adam olmaz
Anlamı: gösterişli bir vücut, iyi bir giyim kuşam, kişiye insanlık değeri kazandırmaz.
Atasözü: kaynana pamuk ipliği olup raftan düşse gelinin başını yarar
Anlamı: kaynana ne kadar yumuşak huylu, ne kadar iyi davranışlı olursa olsun, her hâli gelini rahatsız eder.
Atasözü: kılık kıyafet köpeklere ziyafet
Anlamı: giyinişi ve görünüşü kötü ve tiksindirici olanlar için söylenen bir söz.
Atasözü: kılık kıyafetle adam adam olmaz
Anlamı: kılık kıyafet, değeri olmayan kişiye değer kazandırmaz.
Atasözü: köylü, misafir kabul etmeyiz demez, konacak konak yoktur der
Anlamı: kişi bir işi yapmak istemezse doğrudan doğruya yapmam demez de birtakım gerekçeler ileri sürerek bunu gerçekleştirmenin olanağı bulunmadığını söyler.
Atasözü: kuru laf karın doyurmaz
Anlamı: boş sözlerle olumlu iş yapılamaz.
Atasözü: kuşa kafes lazım, boruya nefes
Anlamı: bir şeyden yararlanmak için kullanılacak araç, onun niteliğine uygun olmalıdır.
Atasözü: laf lafı açar
Anlamı: bir konu üzerinde konuşulurken ilgisi dolayısıyla söz başka bir konuya geçer, sohbet uzar, gider.
Atasözü: laf lafı açar, laf da tabakayı açar
Anlamı: bir konu üzerinde konuşulurken ilgisi dolayısıyla söz başka bir konuya geçer, sohbet uzar, gider.
Af ile ilgili deyimler
Aşağıda Af hakkında ve içinde Af kelimesi geçen, Af ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: aferin almak
Anlamı: değerli görülüp beğenilmek.
Deyim: affa uğramak
Anlamı: bağışlanmak.
Deyim: affetmişsin
Anlamı: 'hiç de öyle değil, yanılıyorsun' anlamında kullanılan bir söz: 'Yakın tarihe ait tefrikaların ezelî okuyucusu Başefendi, affetmişsin sen onu, dedi.' -H. Taner.
Deyim: affını dilemek (istemek)
Anlamı: bir iş veya görevi yerine getiremeyeceğini nezaketle bildirmek.
Deyim: affınıza sığınarak
Anlamı: 'hoşgörünüze güvenerek' anlamında kullanılan bir nezaket sözü: 'Affınıza sığınarak malumatınızı da madamdan aldım.' -A. Ümit.
Deyim: afi kesmek (satmak, yapmak)
Anlamı: birine karşı gösteriş yapmak: 'Yanındaki kıza afi yapmak için onun önüne, dilenciye sadaka verir gibi bahşiş fırlatan bir züppeyi, bıraksalar öldürecekti.' -H. Taner.
Deyim: afiş yutmak
Anlamı: yalana dolana kanmak: Geç baba, geç, artık afiş yutmuyoruz.
Deyim: afişte kalmak
Anlamı: tiy. oyun ilgi görerek günlerce oynanmak: Oyunun afişte kalması için başarıyla oynanması gerekir.
Deyim: afiyet (afiyet şeker) olsun
Anlamı: 'yarasın, ağız tadıyla yensin'' anlamında kullanılan bir iyi dilek sözü.
Deyim: afiyet bulmak
Anlamı: iyileşmek, sağlığını kazanmak.
Deyim: afiyet üzere olmak
Anlamı: sağlıklı, rahat yaşıyor olmak.
Deyim: aforoz etmek
Anlamı: 1) kilise birliğinden çıkarmak: 'Aforoz edilmiş, kiliseden kovulmuş.' -N. F. Kısakürek. 2) mec. darılıp biriyle konuşmamak, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırmak, toplum dışılamak: 'Siz kendi milletiniz için bunun yarısını söyleyin, milletin çoğunluğu sizi hemen aforoz eder.' -H. Taner.
Deyim: afura tafura gelmemek
Anlamı: 1) çalım satmadan hoşlanmamak; 2) böyle bir davranışa karşı tepki göstermek.
Deyim: afyon çekmek
Anlamı: keyif için afyon yutmak.
Deyim: afyon yutmak
Anlamı: 1) uyuşturucu olarak afyon kullanmak; 2) mec. gerçeği göremeyecek kadar kendinde olmamak.
Deyim: afyonu başına vurmak
Anlamı: aşırı davranışlarda bulunacak kadar öfkelenmek, ne yaptığını bilememek.
Deyim: afyonu patlamak
Anlamı: ayılmak, kendine gelmek.
Deyim: ağzı laf (lakırtı) yapmak
Anlamı: 1) kolay konuşma yeteneği olmak; 2) inandırıcı söz söyleme yeteneği olmak: 'Çok şükür, ağzı laf yapandan çok, eli işe yatkın aydınlara muhtaç olduğumuzu, anlar gibiyiz.' -A. İlhan.
Deyim: ağzından lakırtı (laf) almak (çekmek)
Anlamı: karşısındakini konuşturarak birtakım şeyleri öğrenmek: 'Ağzımdan lakırtı almak istiyorsun ama demeyeceğim.' -B. Felek.
Deyim: ağzından söz (laf, lakırtı) eksik etmemek
Anlamı: o sözü sürekli söylemek.