Kelime: Zil
Kökeni: "Farsça zil" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. İşaret vermek, uyarmak, çağırmak için kullanılan ve bir çan ile bu çana vuran bir tokmaktan oluşan, elle veya başka düzenlerle işletilebilen araç
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
2. Birbirine çarparak ses çıkartmak için parmaklara veya tefin kasnağındaki deliklere takılan yuvarlak, metal nesne
Özelliği / Tipi / Türü: Müzik
Örnek: "Gözler kamaştıran şala, meftun eden güle / Her kalbi dolduran zile, her sineden ole!"
İçinde Zil geçen birleşik ve kökteş kelimeler: zilzurna, elektrikli zil, elektrik zili, teneffüs zili
2. Parasız
Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat - Argo

Zil hakkında eş anlamlı kelimeler
Zil eş anlamlısı
zil kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!

Zil hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Zil zıt anlamlısı
Zil kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!
Diğer dillerde Zil
İngilizce: Tone
Spanish: Tono
German: Glocke
French: Ton
Italian: Tono

Zil ile ilgili atasözleri
Aşağıda Zil hakkında ve içinde Zil kelimesi geçen, Zil ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: acele ile menzil alınmaz
Anlamı: acele etmekle daha çabuk sonuç alınır sanılmamalıdır.
Atasözü: aklınla rezil olursun, aklınla vezir olursun
Anlamı: aklını iyi kullanan saygı görür, kullanmayan kendini küçük düşürür.
Atasözü: atlar tepişir, arada eşekler ezilir
Anlamı: büyüklerin çatışmasından küçükler zarar görür.
Atasözü: boş ite menzil olmaz
Anlamı: aylak kimsenin yeri yurdu belli değildir.
Atasözü: iyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder
Anlamı: babaya ün kazandıran da el içine çıkamayacak bir duruma düşüren de çocuklarının tutumlarıdır.
Atasözü: kişiyi vezir eden de karısı, rezil eden de
Anlamı: bir kimsenin toplum içinde yücelmesi de alçalması da karısına bağlıdır.
Atasözü: uzak menzile yavaş gitmeli
Anlamı: zaman alacak işler aceleye getirilmemelidir.
Atasözü: yatsının faziletini güveyden sormalı
Anlamı: eskiden gerdeğe yatsı namazından sonra girildiğinden güvey için yatsı çok önemliydi tıpkı bunun gibi birçok kimse için önemli bulunmayan bir durum kimi kişiler için özel bir önem taşır.
Atasözü: yılanın başı küçükken ezilir
Anlamı: büyüyeceği belli olan her tehlike daha en başta önlenmeli, düşman güçlenip büyük zarar verecek duruma gelmeden tedbir alınmalıdır.

Zil ile ilgili deyimler
Aşağıda Zil hakkında ve içinde Zil kelimesi geçen, Zil ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: arkasından zil takıp oynamak
Anlamı: birinin bir yerden ayrılmasına veya bir işte başarısızlığa uğramasına çok sevinmek.
Deyim: (bir şeyin) rezili çıkmak
Anlamı: çok eskimek, bozulmak, parçalanmak: 'Şu gömleğe bak, rezili çıkmış!' -Ç. Altan.
Deyim: (birini) rezil etmek
Anlamı: isteyerek veya istemeyerek birini çok utanacak güç bir duruma sokmak: 'Sadece rezil etmekle kalmayacağım, hapse de tıktıracağım.' -P. Safa.
Deyim: boğazına dizilmek
Anlamı: üzüntü, kaygı vb. sebeplerle isteksiz yemek, iştahı kesilmek.
Deyim: etekleri zil (ıslık veya çalpara) çalmak
Anlamı: 1) çok sevinmek: 'İlk mektebe gittiği gün Gülsüm'ün sevincinden etekleri zil çalıyordu.' -R. N. Güntekin. 2) alınan sevinçli bir haber üzerine telaşa ve heyecana kapılmak.
Deyim: ezilip büzülmek
Anlamı: güç bir duruma düşüp davranışlarıyla utandığını belli etmek: 'Etrafındakiler hanımefendiye karşı bir suç işlemiş gibi ezilip büzülüyorlar.' -H. E. Adıvar.
Deyim: ezilmeden yenilmek
Anlamı: başa baş bir karşılaşma çıkararak az farkla yenilmek.
Deyim: içi ezilmek
Anlamı: 1) üzülmek, yüreği burkulmak: 'O kadar tatlıydı ki insanın içi eziliyordu.' -N. Hikmet. 2) acıkma hissi duymak; 3) mec. sıkıntı ve heyecan içine düşmek: 'Ay içim eziliyor kızım... Uzatma çabuk söyle.' -H. R. Gürpınar.
Deyim: içi ezim ezim ezilmek
Anlamı: çok üzülmek: 'İçi ezim ezim eziliyordu.' -H. R. Gürpınar.
Deyim: karnı zil çalmak
Anlamı: çok acıkmış olmak.
Deyim: menzil atmak
Anlamı: tar. ok atış yarışmalarında rekor kırmak.
Deyim: menzil beygiri gibi koşmak
Anlamı: durup dinlenmeden çalışmak.
Deyim: menzil dikmek
Anlamı: tar. atılan ok ile kırılan rekorun yerini belirten taş dikmek.
Deyim: midesi ezilmek (kazınmak)
Anlamı: açlık duymak.
Deyim: parasıyla rezil olmak
Anlamı: para vererek yaptırdığı bir şey iyi çıkmamak, parasının karşılığını alamamak.
Deyim: rezil olmak
Anlamı: çok utanacak bir duruma gelmek: 'El âleme karşı rezil olmayalım.' -N. F. Kısakürek.
Deyim: rezil rüsva olmak
Anlamı: toplum içinde ayıplanacak bir duruma düşmek: 'Hasan, bu dediğini yapsaydı, dört başı mamur bir dayak yiyip âleme rezil rüsva olacaktı.' -O. C. Kaygılı.
Deyim: sıram sıram dizilmek
Anlamı: sıra veya sıralar oluşturacak biçimde yan yana, arka arkaya gelmek.
Deyim: yola dizilmek
Anlamı: yol kenarında sıralanmak: 'Başında bir tavus tuğ gibi çamlar / Yollara dizilmiş tığ gibi çamlar' -Z. Ö. Defne.
Deyim: yüreği ezilmek
Anlamı: 1) üzülmek, acı duymak: 'Yüreğim merhametten eziliyor, dizlerim vücudumun yükü altında çökecek gibi oluyordu.' -R. N. Güntekin. 2) açlık duymak.