Kelime: Yüzü
Anlamlar:

Yüzü hakkında eş anlamlı kelimeler
Yüzü eş anlamlısı
yüzü kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!

Yüzü hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Yüzü zıt anlamlısı
Yüzü kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!
Diğer dillerde Yüzü
İngilizce: Face
Spanish: Cara
German: Gesicht
French: Face
Italian: Faccia

Yüzü ile ilgili atasözleri
Aşağıda Yüzü hakkında ve içinde Yüzü kelimesi geçen, Yüzü ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: arife günü yalan söyleyenin (oruç yiyenin) bayram günü yüzü kara çıkar (olur)
Anlamı: bir sözün yalan olduğu çabuk anlaşılır ve söyleyen toplum içinde utanılacak bir duruma düşer.
Atasözü: arsızın yüzüne tükürmüşler 'yağmur yağıyor' demiş
Anlamı: arsız ne kadar ağır hakaret görse de aldırmaz, pişkinliğe vurur.
Atasözü: aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
Anlamı: güzel şey, iyi gereç kullanılarak meydana gelir, bundan da iş yapana övünme payı çıkar.
Atasözü: bağa bak, üzüm olsun, yemeye yüzün olsun
Anlamı: kişi, karşılık beklediği işten istediğini alabilmek için gereken harcamaları yapmalıdır.
Atasözü: bağı ağlayanın yüzü güler
Anlamı: bir işe gereken özen gösterildiğinde olumlu sonuçlar alınır.
Atasözü: balı dibinden, yağı yüzünden
Anlamı: değerleri derinleştikçe artan veya değerleri yüzeyde kalan insanlar vardır.
Atasözü: bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar
Anlamı: bazı durumlarda yardımcısız iş yapılamayacağını anlatan bir söz.
Atasözü: civcivde gözün, et yemeye yüzün olsun
Anlamı: kişi, karşılık beklediği işten istediğini alabilmek için gereken harcamaları yapmalıdır.
Atasözü: dost dostun ayıbını yüzüne söyler
Anlamı: gerçek dost uyarmak, kusurun düzeltilmesini sağlamak amacıyla ayıbı yüze karşı söyler.
Atasözü: el eli yıkar, iki el yüzü
Anlamı: bir kişi başka bir kişiye yardım ederse o da bu iyiliğin altında kalmaz, güçlenmiş olarak yardımlara koşar.
Atasözü: gökyüzünde düğün var deseler kadınlar merdiven kurmaya kalkar
Anlamı: kadınların düğün ve eğlence için katlanamayacakları fedakârlık yoktur.
Atasözü: hesabı pak olanın, yüzü ak olur
Anlamı: doğruluktan şaşmayan, yasa dışı yollara sapmayanı kimse karalamayız.
Atasözü: isteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara
Anlamı: birinden bir şey isteyen utanır ancak isteği yerine getirmeyen daha çok utanmalıdır.
Atasözü: kadının yüzünün karası erkeğin elinin kınası
Anlamı: yolsuz ilişkiler kadınlar için hoş karşılanmadığı hâlde erkekler bu gibi ilişkilerden övünme payı çıkarırlar.
Atasözü: kefen alacak adam yüzünden belli olur
Anlamı: bir kimsenin herhangi bir eyleme girişeceği, o eyleme girişmesini zorunlu kılan durumlardan anlaşılır.
Atasözü: meyhanecinin yüzünü bayram topu güldürür
Anlamı: yasak yüzünden işi aksamış kimse yasağın kalkmasına sevinir.
Atasözü: ölümün yüzü soğuktur
Anlamı: araya ölüm girdiğinde sevgi de, düşmanlık da sıcaklığını yitirir.
Atasözü: paranın yüzü sıcaktır
Anlamı: para çekicidir ve geri çevrilemez.
Atasözü: ramazanda yalan söyleyenin (oruç yiyenin) bayramda yüzü kara olsun
Anlamı: bir sözün yalan olduğu, bir ödevin yapılmadığı bir süre sonra gerçekleşen olaylarla anlaşılır.
Atasözü: rüzgâra (karşı) tüküren, kendi yüzüne tükürür
Anlamı: bilgi, beceri, fizikî güç gibi yönlerden kendisinden üstün olanlarla mücadeleye giren bir kimse bu mücadelede yenik düşer, birtakım kayıplara uğrar.

Yüzü ile ilgili deyimler
Aşağıda Yüzü hakkında ve içinde Yüzü kelimesi geçen, Yüzü ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ağzına yüzüne bulaştırmak
Anlamı: bir işi kötü yapmak, becerememek: 'Yapılacak şey ehemmiyetsizce bir pansuman ama ağızlarına yüzlerine bulaştırmalarından korkuyorum.' -R. N. Güntekin.
Deyim: alnı açık yüzü ak
Anlamı: çekinecek hiçbir durumu veya ayıbı olmayan.
Deyim: astarı yüzünden pahalı olmak (pahalıya gelmek)
Anlamı: bir işin ayrıntılarına harcanılan para veya emek, elde edilen sonucun değerini aşmak.
Deyim: ayıbını yüzüne vurmak
Anlamı: birinin kusurunu yüzüne söylemek.
Deyim: başı yastık yüzü görmemek
Anlamı: yatağa yatıp uyumuş olmamak.
Deyim: (bir işten) yüz (yüzünün) akı ile çıkmak
Anlamı: bir işi kendi saygınlığını yitirmeden eksiksiz ve başarılı olarak yapıp bitirmek: 'Biz buraya geldi isek her hâlde yüzümüzün akı ile çıkacağımızdan şüphe etmeyesin!' -E. E. Talu.
Deyim: (bir şey) yüzü görmemek
Anlamı: ...-den yoksun olmak, uzak bulunmak: 'Yüzyıllardan beri sabah yüzü görmemiş uçsuz bucaksız kıraç topraklar.' -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim: (bir şeye) yüzü olmamak
Anlamı: 1) o şeye dayanamamak; 2) cüret ve cesareti olmamak; 3) utanmak.
Deyim: (bir şeye) yüzü tutmamak
Anlamı: 1) haklı da olsa karşısındakini kıracak bir davranışta bulunmaktan çekinmek: 'O böyle kimseyi kırmak istemedikçe, kimseye olmaz demeye yüzü tutmadıkça ne kadar istemese çevresi onu kıracak, üzecekti.' -N. Cumalı. 2) utanmak.
Deyim: (bir şeyin) yüzü açılmak
Anlamı: güzelliği, parlaklığı ortaya çıkmak.
Deyim: (bir şeyin) yüzüne hasret kalmak
Anlamı: o şeyden yoksun kalmak, hasret kalmak: 'Burada yağdan yumurtadan geçtik, ekmek yüzüne hasret kaldık.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: (birinin veya bir şeyin) yüzü suyu hürmetine
Anlamı: 'birinin veya bir şeyin hatırına veya varlığına değer verildiği için' anlamında kullanılan bir söz: 'Ben şu iki kolumun yüzü suyu hürmetine yaşıyorum, yaşıyorsam.' -Z. Selimoğlu.
Deyim: (birinin veya bir şeyin) yüzü suyu hürmetine
Anlamı: 'birinin veya bir şeyin hatırına veya varlığına değer verildiği için' anlamında kullanılan bir söz: 'Ben şu iki kolumun yüzü suyu hürmetine yaşıyorum, yaşıyorsam.' -Z. Selimoğlu.
Deyim: (birinin veya bir şeyin) yüzünü unutmak
Anlamı: uzun süre görmemek, varlığına hasret kalmak: 'İnsanlar Tanrı rahmeti olan yağmurun yüzünü çoktan unutmuşlardı.' -N. Araz.
Deyim: (birinin) yüzü kâğıt gibi olmak
Anlamı: kanı çekilip benzi solmak: 'Babuş da uyanmış ve yatağın içine oturmuş. Korkudan onun da yüzü kâğıt gibi.' -P. Safa.
Deyim: (birinin) yüzüne bağırmak
Anlamı: birine öfke ile saygısızca sözler söylemek.
Deyim: (birinin) yüzüne karşı
Anlamı: bir kimsenin kendi önünde ve ondan çekinmeden: Yüzüne karşı da söylerim.
Deyim: (birinin) yüzünü ağartmak
Anlamı: beğenilir iş yapmak, iş ve davranışlarıyla yakınlarının övünmesine sebep olmak: 'Bu zaferle Mustafa Kemal, ordumuzun yüzünü ağartmış, milletimizin yüzünü güldürmüştür.' -E. C. Güney.
Deyim: (birinin) yüzünü gözünü açmak
Anlamı: bir çocuğa veya gence o zamana kadar bilmediği birtakım cinsel bilgiler vermek.
Deyim: (birinin) yüzünü güldürmek
Anlamı: birini mutlu etmek, birine iyilik etmek: 'Bu zaferle Mustafa Kemal, ordumuzun yüzünü ağartmış, milletimizin yüzünü güldürmüştür.' -E. C. Güney.
