Kelime: Yem
Anlamlar:
1. Hayvan yiyeceği
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Balıklara yem attık, suyun içi birbirine karıştı."
2. Kuş ve balık tutmak için tuzağa bırakılan, oltaya takılan yiyecek veya yiyecek görüntüsündeki nesne
Örnek: "Orfozun görünmesiyle yemin kaybolması bir oldu, çocuğun da kolu koparılırcasına sarsıldı."
3. Ağızotu
4. Birini aldatabilmek için hazırlanmış düzen, kullanılan kimse veya şey
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
5. Rüşvet
Özelliği / Tipi / Türü: Argo
6. Kumarda ütülecek kimseye oyunun başında bilinçli olarak kazandırılan para
Özelliği / Tipi / Türü: Argo
İçinde Yem geçen birleşik ve kökteş kelimeler: yem borusu, yem torbası, yem verimi, ak yem, balast yem, kesif yem, balık yemi, bitiriş yemi, hayvan yemi, kuşyemi, kuş yemi, papağanyemi, silo yemi, tahıl yemi, tavuk yemi

Yem hakkında eş anlamlı kelimeler
Yem eş anlamlısı
yem kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : ağızotu

Yem hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Yem zıt anlamlısı
Yem kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!
Diğer dillerde Yem
İngilizce: Food
Spanish: Alimento
German: Futtermittel
French: Aliment
Italian: Cibo

Yem ile ilgili atasözleri
Aşağıda Yem hakkında ve içinde Yem kelimesi geçen, Yem ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: acıkan ne yemez, acıyan ne demez
Anlamı: geçim sıkıntısı içinde bulunan kişi geçinebilmek için her yolu dener, her işi yapar, canı yanan kişi de sonunu düşünmeden ağzına geleni söyler.
Atasözü: aç ne yemez, tok ne demez
Anlamı: yoksul kimse eline geçen şeyin iyisine kötüsüne bakmaz, varlıklı kişi ise en güzel şeylerde bile kusur bulur.
Atasözü: ağır ağır demeli, çabuk çabuk yemeli
Anlamı: yemeği çabuk yemelisin, dediğinin anlaşılabilmesi için de sözleri tane tane ve yavaş yavaş söylemelisin.
Atasözü: ağız yemese, yüz utanmaz
Anlamı: armağan alan, armağanı verenin isteğini yerine getirmemeye çekinir ve mutlaka yapmaya çalışır.
Atasözü: asil ile taş taşı, bedasıl ile yeme aşı
Anlamı: asil insanla beraber bulunmak her şartta faydalıdır, en iyi şartları önüne getirse bile kötü ve bayağı insandan kaçmak gerekir.
Atasözü: aşure yemeye giden kaşığını cebinde taşır
Anlamı: bir işten yararlanmak isteyen gerekli araçları hazırlamalıdır.
Atasözü: bağa bak, üzüm olsun, yemeye yüzün olsun
Anlamı: kişi, karşılık beklediği işten istediğini alabilmek için gereken harcamaları yapmalıdır.
Atasözü: bakan yemez, kapan yer
Anlamı: bir şey yalnızca bakmakla elde edilemez, onu ele geçirmek için davranmak gerekir.
Atasözü: balı olan bal yemez mi?
Anlamı: bir kimsenin elinde başkasına verilecek veya satılacak bir şey bulunması, ondan kendisinin de yararlanmasına engel değildir.
Atasözü: balı parmağı uzun yemez, kısmetlisi yer
Anlamı: güzel bir şey, onu isteyen ve elde edecek gibi görünenin değil kısmeti olanın eline geçer.
Atasözü: bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden
Anlamı: oturmayacağını belirten konuk yatıya kalır, yemeyeceğini söyleyen de bir türlü doyurulamaz.
Atasözü: civcivde gözün, et yemeye yüzün olsun
Anlamı: kişi, karşılık beklediği işten istediğini alabilmek için gereken harcamaları yapmalıdır.
Atasözü: çanakta balın olsun, Yemen'den (Bağdat'tan) arı gelir
Anlamı: malı güzel olan kimse için müşteri kaygısı yoktur, onun malına uzak yerlerden bile istekli çıkar.
Atasözü: çiğ yemedim ki karnım ağrısın
Anlamı: suç işlemedim ki korkayım.
Atasözü: devletin malı deniz, yemeyen domuz
Anlamı: devlete hıyanet etmeyi sanat hâline getirenlere göre devletin bitmez tükenmez malı vardır. Yolunu bulup ondan aşırmayan budaladır.
Atasözü: doğru söz yemin istemez
Anlamı: sözün doğruluğunda kuşku yoksa yemine gerek yoktur.
Atasözü: ekşi yemedim ki karnım ağrısın
Anlamı: suç işlemedim ki korkayım.
Atasözü: el yumruğu yemeyen kendi yumruğunu değirmen taşı sanır
Anlamı: başkasının gücü karşısında boyun eğmek zorunda kalacağını anlayamamış kimse, kendi gücünün herkese boyun eğdireceğini sanır.
Atasözü: el yumruğunu yemeyen, kendi yumruğunu bozdoğan armudu sanır
Anlamı: başkasının gücü karşısında boyun eğmek zorunda kalacağını anlayamamış kimse, kendi gücünün herkese boyun eğdireceğini sanır.
Atasözü: emek olmadan yemek olmaz
Anlamı: yaşayabilmek, harcayabilmek için çalışıp kazanmak gerekir.

Yem ile ilgili deyimler
Aşağıda Yem hakkında ve içinde Yem kelimesi geçen, Yem ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: aklını peynir ekmekle yemek
Anlamı: alay akılsızca ve düşüncesizce davranışta bulunmak.
Deyim: alabandayı yemek
Anlamı: argo adamakıllı azarlanmak.
Deyim: altıdan yemek
Anlamı: hastanelerde perhizi olmayan hastalara verilen tam yemek.
Deyim: ayvayı yemek
Anlamı: argo kötü duruma düşmek, işi bozulmak: 'Ortak bir kaderimiz var biz kadınların, sonunda ayvayı yiyen biz oluyoruz.' -A. Kulin.
Deyim: baklava börek olsa yemem
Anlamı: fazlasıyla tok olunduğunda söylenen bir söz.
Deyim: baş yemek
Anlamı: 1) birinin ölümüne veya yok olmasına sebep olmak; 2) birinin güç duruma düşmesine yol açmak.
Deyim: bıçak yemek
Anlamı: bıçaklanmak.
Deyim: (bir iş birinin) vaktini almak (yemek)
Anlamı: epey zaman harcanmasını gerektirmek.
Deyim: (bir işi) gözü yememek
Anlamı: bir işi yapacak güç ve yeteneği kendinde bulamamak.
Deyim: (bir şeyin) kaymağını almak (yemek)
Anlamı: bir şeyin en büyük payını, kârını ele geçirmek.
Deyim: birbirini yemek
Anlamı: iki veya daha çok kimse birbiriyle uğraşmak, birbirine kötülük etmek: 'Birbirimizi yiyecek zaman değil çocuklar.' -R. N. Güntekin.
Deyim: (birine) bok yemek düşmek
Anlamı: kaba birinin bir işe karışmaması, burnunu sokmaması gerekir.
Deyim: (birini) çiğ çiğ yemek
Anlamı: parçalayıp öldürecek derecede kızdığı birini tehdit etmek.
Deyim: (birinin) başını yemek
Anlamı: güç duruma düşmesine yol açmak: 'Birbirlerinden şüphelensinler, birbirlerinin başını yesinler.' -N. Hikmet.
Deyim: (birinin) başının etini yemek
Anlamı: karşısındakini bezdirinceye, bıktırıncaya kadar sürekli konuşmak veya söylemek: 'Köyde patladığını telefonlarla, telgraflarla bana bildirerek başımın etini yiyen sen değil misin?' -N. F. Kısakürek.
Deyim: (birinin) parasını yemek
Anlamı: çalışmadan bedavadan geçinmek, birinin sırtından geçinmek.
Deyim: bok yemek
Anlamı: kaba yakışıksız bir iş yapmak: 'Merak etme kızım, bok yiyor o herif, dedi.' -A. Kutlu.
Deyim: bok yemenin Arapçası
Anlamı: kaba 'yakışıksızlığın büyüğü' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: borç yemek
Anlamı: borçla geçinmek.
Deyim: büyük yemin etmek
Anlamı: bir şeyi yapmamak konusunda en kutsal şeyler üzerine ant içmek.