Kelime: Yay

Anlamlar:

1. Ok atmaya yarayan, iki ucu arasına kiriş gerilmiş, eğri ağaç veya metal çubuk

Özelliği / Tipi / Türü: Isim

Örnek: "Sadağını ve yayını kepenek altında dikkatlice tutuyordu."

"Nihal Atsız"

2. Farklı amaçlarla çeşitli biçimlerde yapılan esnek parça

Örnek: "Araba yayı. Kilidin yayı. Kanepenin yayı."

3. Zemberek

4. Hallacın pamuk veya yünü atmak için tokmak yardımıyla kullandığı araç

Örnek: "Karınları hallaç yayından kopup fırlamış gibi beyaz."

"Refik Halit Karay"

5. Bir çember üzerindeki iki nokta ile bu nokta arasındaki çember parçası

Özelliği / Tipi / Türü: Matematik

6. Bir eğriden alınan parça

Özelliği / Tipi / Türü: Matematik

7. Keman, viyolonsel vb. çalgılarda sürterek titreşim yoluyla ses çıkarmaya yarayan parça

Özelliği / Tipi / Türü: Müzik

İçinde Yay geçen birleşik ve kökteş kelimeler: yay ayraç, yayçizer, yay kabzası, yay kolu, halka yay, elektrik yayı, gece yayı, gün yayı, keman yayı, refleks yayı

2. Zodyak üzerinde Akrep ile Oğlak arasında bulunan takımyıldızın adı

Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Gök bilimi


Yay eş anlamlısı

Yay hakkında eş anlamlı kelimeler

Yay eş anlamlısı

yay kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : zemberek


Yay zıt anlamlısı

Yay hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Yay zıt anlamlısı

Yay kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!


Yay ile ilgili 1 örnek cümle

"Yay" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Yay" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Kilidin yayı bozulmuş


Diğer dillerde Yay

İngilizce: Release

Spanish: Lanzar

German: Bogen

French: Publier

Italian: Rilasciare


Yay ile ilgili atasözleri

Yay ile ilgili atasözleri

Aşağıda Yay hakkında ve içinde Yay kelimesi geçen, Yay ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: bir ağızdan çıkıp (çıkan) bin dile (ağza) yayılır

Anlamı: ortaya atılan bir söz çok çabuk yayılır.

Atasözü: dünyayı sel bassa ördeğe vız gelir

Anlamı: birçok kimse için felakete yol açan bir olay, bazı insanları ilgilendirmez.

Atasözü: koy avucuma, koyayım avucuna

Anlamı: bize yardımda bulunan, yarar sağlayan kişiye biz de yardımda bulunur, yarar sağlarız.

Atasözü: otuz iki dişten çıkan, otuz iki mahalleye yayılır

Anlamı: bir ağızdan çıkan söz, başkalarının ağzına geçer, her tarafa yayılır.

Atasözü: say beni, sayayım seni

Anlamı: sevgi karşılıklı olur, sen beni seversen ben de seni severim.

Atasözü: ver yiyeyim, ört uyuyayım; gözle, canım çıkmasın

Anlamı: başkalarının sırtından geçinmeye alışmış kişi en hayati sorunlarının bile çözümünde kendisine hizmet edecek birini arar.

Atasözü: yayı, atıcısına vermeli

Anlamı: ülkenin yönetimine, bunu başarıyla yerine getirebilecek olanlar seçilmelidir.


Yay ile ilgili deyimler

Yay ile ilgili deyimler

Aşağıda Yay hakkında ve içinde Yay kelimesi geçen, Yay ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: ağız yaymak

Anlamı: açık ve dürüst konuşmaktan kaçınmak.

Deyim: angaryaya koşmak

Anlamı: birini zorunlu olmadığı hâlde bir işte çalışmaya zorlamak.

Deyim: (birine) dünyayı zindan (zehir) etmek (dünyayı başına dar etmek)

Anlamı: bir kimseyi çok sıkıntılı bir duruma sokmak: 'En güzel zamanında hiç olmayacak bir şey çıkarır, dünyayı kendine zehir edersin.' -R. N. Güntekin.

Deyim: çocuk dünyaya getirmek

Anlamı: çocuk doğurmak.

Deyim: dayayıp döşemek

Anlamı: evi, odayı mobilya vb. ile döşemek: 'Karyolalar, koltuklar, kanepelerle dayayıp döşemek lazım.' -Y. K. Karaosmanoğlu.

Deyim: dünyaya gelmek

Anlamı: insan, doğmak: 'Sonunda ne kadar istedilerse de erkek çocukları dünyaya gelmedi.' -N. Cumalı.

Deyim: dünyaya getirmek

Anlamı: doğurmak: 'Hayriye Hanım yedi gün evvel ilk çocuğunu dünyaya getirmiştir.' -R. N. Güntekin.

Deyim: dünyaya gözlerini kapamak (yummak)

Anlamı: ölmek: 'Bir sabah söyledi son sözlerini / Yumdu dünyaya ela gözlerini' -Y. K. Beyatlı.

Deyim: dünyaya kazık çakmak (kakmak)

Anlamı: tkz. çok uzun ömürlü olmak, çok yaşamak.

Deyim: dünyaya yuf borusu öttürmek

Anlamı: ölmek: 'Mektubun elinize değmesinden epeyce zaman evvel dünyaya yuf borusu öttürmüş olacak.' -R. N. Güntekin.

Deyim: dünyayı anlamak

Anlamı: dünyada neler olduğunu öğrenmek, deneyimi artmak.

Deyim: dünyayı ben yarattım demek

Anlamı: aşırı mağrur olmak, büyüklenmek.

Deyim: dünyayı ben yarattım havasında olmak

Anlamı: çevresinde güçlü olduğu düşüncesini oluşturmak: 'O da oğlanın, dünyayı ben yarattım havalarındaki tavrından rahatsız olmuştu.' -A. Ümit.

Deyim: dünyayı görmemek

Anlamı: bir konuya veya bir işe aşırı odaklanıp çevre ile ilgilenmemek: 'Günlerce, haftalarca kitapların içine gömülür, dünyayı görmezdim.' -R. N. Güntekin.

Deyim: dünyayı haram etmek

Anlamı: bir yeri yaşanılmaz duruma getirmek: '... kadıncağıza, o iki zavallı öksüz kızcağıza, dünyayı haram ediyor.' -A. İlhan.

Deyim: dünyayı tozpembe görmek

Anlamı: üzücü durumlara bile iyimser gözle bakmak: 'Gümüş şamdanların, pembe karanfillerin, kristallerin renk renk, ışık ışık parladığı sofralarda melek yüzlü, tatlı dilli insanlarla konuşur, dünyayı tozpembe görürdük.' -M. Ş. Esendal.

Deyim: dünyayı tutmak

Anlamı: çok yayılmak, her yere dağılmak: 'Şöhreti dünyayı tutan Paris kadını nadiren güzeldir.' -A. Haşim.

Deyim: gözü dünyayı görmemek

Anlamı: hiç kimseye, hiçbir şeye önem, değer vermemek: 'Bir kere fevri, hemen parlar, kızınca gözü dünyayı görmez.' -A. İlhan.

Deyim: her boyaya girip çıkmak

Anlamı: çeşitli işlerde kısa süre de olsa çalışmış olmak.

Deyim: her boyayı boyadı, bir fıstıki yeşil (mi) kaldı?

Anlamı: yapılması gereken bir şey varken, önemsiz, zorunlu olmayan şeylerle ilgilenildiğinde söylenen bir söz.