Kelime: Yapmak
Anlamlar:
1. Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır."
2. Olmasına yol açmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Durgun sular sıtma yapar."
3. Yol almak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
4. Onarmak, tamir etmek
Örnek: "Bozulan saatimi saatçi yaptı."
5. Bir şeyi başka bir şey durumuna getirmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Ayrıca terbiye edeceğim, onu yaman bir polis köpeği yapacağım."
6. Bir dileği, bir isteği yerine getirmek, uygulamak, ifa etmek
Örnek: "Şu işi yapıver diye yalvarmıştı da enişte engel olmuştu."
7. Bir düşünceyi, bir davranışı, bir isteği işe dönüştürmek, gerçekleştirmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Elimi ağzına götürerek sus işareti yaptım."
8. Düzenli bir duruma getirmek
Örnek: "Yatak yapmak. Yolu yaptılar."
9. Üretmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Ayakkabı yapmak."
10. Bir harekete, işe başlamak veya bir hareketle, işle uğraşmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Koşu yapmak. Sarsıntı yapmak."
11. Salgılamak, çıkarmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Tükürük bezleri tükürük yapar."
12. Dışkı çıkarmak
Özelliği / Tipi / Türü: -e
Örnek: "Çocuk, altına yapmış."
13. Gerçekleştirmek
Örnek: "İlk ve ortaöğrenimini Anadolu'da yapmıştır."
14. Tehdit yoluyla birini herhangi bir duruma düşürmek
Örnek: "Ben adamı ne yaparım biliyor musun?"
15. Evlendirmek
Özelliği / Tipi / Türü: -e - -i
Örnek: "Bu kızı sana yapacağız."
16. Bir durum yaratmak
Özelliği / Tipi / Türü: Yardımcı fiil
Örnek: "Fırının harlı ateşi yanaklarını pembe pembe yapmıştı."
17. Edinmek, sahip olmak
Özelliği / Tipi / Türü: Yardımcı fiil
Örnek: "Servet yapmak. Altın yapmak."
18. Bir kimseye bir meslek kazandırmak, yetiştirmek
Özelliği / Tipi / Türü: Yardımcı fiil
Örnek: "Onu da Üsküdar'daki ambar memuru yapmak suretiyle daireden uzaklaştırdı."
19. Davranmak, hareket etmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "İyi yapmıyorsunuz, çocuğu çok azarlıyorsunuz. Uyumuş gibi yapmak."
20. Olmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Bu kış çok soğuk yaptı."
İçinde Yapmak geçen birleşik ve kökteş kelimeler: yapboz, yapsat, yapadurmak, kesyap

Yapmak hakkında eş anlamlı kelimeler
Yapmak eş anlamlısı
yapmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : hareket etmek , davranmak , olmak , yetiştirmek , üretmek , gerçekleştirmek , ifa etmek , uygulamak , tamir etmek , onarmak , etkili olmak , çıkarmak , salgılamak , evlendirmek , sahip olmak , edinmek , meydana getirmek

Yapmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Yapmak zıt anlamlısı
yapmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : bozmak, yıkmak
Yapmak ile ilgili 22 örnek cümle
"Yapmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Yapmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Bu resmi kim yaptı?
2. Annesi temizlik yapıyordu
3. Çöplük sinek yapar
4. Yatağı yapıp yattı
5. Motoru yapmak uzun sürmüştü
6. Küçük oyuncaklar yapıp satıyordu
7. Ona yaptıkları yetmemişti
8. Şiiri şiir yapan nedir, pek bilinmez
9. Kötülük yapmaktan korkmuyordu
10. Dediğimi yaparsan sevinirim
11. Arı bal yapar
12. Korkudan altına yapmıştı
13. Lise öğrenimini Mersin’de yaptı
14. Her sabah koşu yaparız. Sokaktan geçen yüklü kamyon sarsıntı yaptı
15. Bu düşünce zamanında devrim yapmıştı
16. Kızı oğlana yapmak için uğraşıyorlardı
17. Gece don yapmış
18. Ona kötü yapıyorsunuz, pişman olursunuz
19. Adama böyle yaparlar işte!
20. Soğuk insanı hasta yapar
21. Kısa zamanda çok para yapmıştı
22. Onu çırak alıp usta yaptılar
Diğer dillerde Yapmak
İngilizce: Do
Spanish: Hacer
German: Tun
French: Faire
Italian: Fare

Yapmak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Yapmak hakkında ve içinde Yapmak kelimesi geçen, Yapmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: kalbi yıkmak kolay, yapmak zordur
Anlamı: insanları kırmak ve üzmek, mutlu etmekten daha kolaydır.

Yapmak ile ilgili deyimler
Aşağıda Yapmak hakkında ve içinde Yapmak kelimesi geçen, Yapmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ad yapmak
Anlamı: bir alanda ün kazanmak, ün almak.
Deyim: afi kesmek (satmak, yapmak)
Anlamı: birine karşı gösteriş yapmak: 'Yanındaki kıza afi yapmak için onun önüne, dilenciye sadaka verir gibi bahşiş fırlatan bir züppeyi, bıraksalar öldürecekti.' -H. Taner.
Deyim: ağız yapmak
Anlamı: birini kandırmak, yanıltmak amacıyla duygularını, düşüncelerini olduğundan başka türlü gösterecek biçimde konuşmak: 'Kaçacağım, tövbeler olsun, bir fırsatını bulayım diye ağız yaptı.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: ağzı laf (lakırtı) yapmak
Anlamı: 1) kolay konuşma yeteneği olmak; 2) inandırıcı söz söyleme yeteneği olmak: 'Çok şükür, ağzı laf yapandan çok, eli işe yatkın aydınlara muhtaç olduğumuzu, anlar gibiyiz.' -A. İlhan.
Deyim: ahiretini yapmak (zenginleştirmek)
Anlamı: hayır işleri yaparak sevap kazanmak.
Deyim: arayı yapmak
Anlamı: arasını bulmak.
Deyim: arpalık yapmak
Anlamı: bir kaynaktan sürekli olarak çıkar sağlamak.
Deyim: aşı vurmak (yapmak)
Anlamı: bağışıklık veya tedavi amacıyla vücuda aşı vermek.
Deyim: atlama taşı yapmak
Anlamı: daha iyi bir yere geçmek için bir durumu veya bir kimseyi araç olarak kullanmak.
Deyim: ayak yapmak
Anlamı: birini aldatmak, kandırmak için dalavere çevirmek.
Deyim: ayrı seçi yapmak
Anlamı: birkaç şey arasında fark gözetmek.
Deyim: balon yapmak
Anlamı: bisiklet, araba vb.nde lastiğin yüzeyinde şişlik oluşmak.
Deyim: balya yapmak
Anlamı: balyalamak.
Deyim: basamak yapmak
Anlamı: bir kişiyi, bir durumu bulunduğu konumdan daha yükseğine erişmek için araç olarak kullanmak.
Deyim: baskı yapmak
Anlamı: 1) bir kimseyi bir işi yapmaya zorlamak, zor kullanmak; 2) sp. oyuncunun rahat hareket etmesini engellemek.
Deyim: baskın yapmak
Anlamı: 1) suç işlendiği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girmek; 2) düşmana ansızın saldırmak; 3) mec. ansızın konuk gelmek: 'Behçet'e bu evin merdiven altındaki bakla gibi odasında baskın yaparlar.' -S. Birsel.
Deyim: bayram etmek (yapmak)
Anlamı: çok sevinmek: 'Sabaha kadar tepindiler. Bayram ediyorlar.' -N. F. Kısakürek.
Deyim: bildiğini yapmak
Anlamı: verilen öğütleri dinlemeyerek tutumunu sürdürmek: 'Her şeye peki, olur der fakat sonunda gene bildiğini yapardı.' -H. Taner.
Deyim: (bir işin) hamallığını etmek (yapmak)
Anlamı: bir işin önemsiz fakat ağır ve yorucu yükünü taşımak: 'Yok, yok! Sizi kimse hamallık etmeye bırakmaz.' -N. F. Kısakürek.
Deyim: (bir işin) yolunu yapmak
Anlamı: bir işin istediği gibi olması için uygun zemin hazırlamak.