Yakmak ne demek? Anlamı nedir?
Yakmak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Yakmak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Yakmak
Anlamlar:
1. Kına, yakı vb.ni koymak, sürmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
2. Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Kendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı."
3. Ateşle yok etmek
Örnek: "Çöpleri yakmak."
4. Işık vermesini sağlamak
Örnek: "Mavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar."
5. Isı etkisiyle zarar vermek
Örnek: "Eteği ütülerken yaktı."
6. Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek
Örnek: "Biber ağzı yakar."
7. Yanıyormuş gibi bir etki yapmak
Örnek: "Hekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler."
8. Kurutmak, zarar vermek
Örnek: "Fırtına ekinleri yakmıştı."
9. Çok sıcak olmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Bugün güneş yakıyor."
10. Karartmak
Örnek: "Güneşte vücudunu yaktı."
11. Çok üşütmek
Örnek: "Soğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor."
12. Tedavi etmek amacıyla doku, damar vb. dağlamak
Özelliği / Tipi / Türü: Tıp
13. Silahla vurmak
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
14. Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmek
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Gözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma."
15. Güçlü sevgi uyandırmak
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
16. Zamanında kullanılmadığından hükmünü yitirmek
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Biletini ve tatilini yaktı."
İçinde Yakmak geçen birleşik ve kökteş kelimeler: yakan top, yakar top
3. Türkü, ağıt vb. düzenlemek, bestelemek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Yakmak hakkında eş anlamlı kelimeler
Yakmak eş anlamlısı
yakmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : mahvetmek , yıkıma , acıtmak , karartmak , tutuşturmak , sürmek , kına , bestelemek , türkü , zarar vermek
Yakmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Yakmak zıt anlamlısı
Yakmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!
Yakmak ile ilgili 15 örnek cümle
"Yakmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Yakmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Çocuk kibritle oynarken az kalsın evi yakıyormuş
2. Çöpçü çöpleri yakıyor
3. Sıcak ütü kumaşı yakar
4. Lambayı yakıp odayı aydınlattı
5. Rakının midesini yaktığını söylerdi
6. Sıcak çorba dilini yakmıştı
7. Dışarda güneş yakıyor
8. Deniz ve güneş onu yakmıştı
9. Sıcak yel meyveleri yakmış
10. Çocuğun canını yakarsan ağlar
11. Kız, köyün delikanlılarını yakıyordu
12. Pusudaki eşkıya, Davranmayın, yakarım diye bağırdı
13. Kuraklık çiftçiyi yaktı
14. Kadın eline kına yakmıştı
15. Köy kadınları türkü de ağıt da yakar
Diğer dillerde Yakmak
İngilizce: Close
Spanish: Cerca
German: Brennen
French: Proche
Italian: Vicino
Yakmak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Yakmak hakkında ve içinde Yakmak kelimesi geçen, Yakmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Yakmak ile ilgili deyimler
Aşağıda Yakmak hakkında ve içinde Yakmak kelimesi geçen, Yakmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: baş yakmak
Anlamı: kötü duruma düşürmek.
Deyim: başını ateşlere yakmak
Anlamı: başına büyük bir dert almak.
Deyim: başını yakmak
Anlamı: güç bir duruma sokmak.
Deyim: biber gibi yakmak
Anlamı: 1) deri, göz vb.ni çok acıtmak; 2) çok üzmek, dertlendirmek.
Deyim: (birine) abayı yakmak
Anlamı: tkz. aşırı biçimde gönül vermek, tutulmak, âşık olmak: 'Sen mi verdin ona gönül yoksa o mu yaktı sana daha önce abayı?' -O. C. Kaygılı.
Deyim: (birinin) başını nâra yakmak
Anlamı: birini ağır bir zarara uğratmak.
Deyim: (birinin) ciğerini yakmak
Anlamı: bir kimseye büyük bir acı çektirmek.
Deyim: can yakmak
Anlamı: 1) zulmetmek, eziyet etmek: 'Yahu! Sen en az çirkin, en az can yakıcı bir usulle para çalan bir zavallıdan başka nesin?' -N. F. Kısakürek. 2) bir kimseyi büyük zarar ve ziyana sokmak; 3) üzmek, acı vermek: 'Ayrılık! Her vakit can yakar, ağlatır.' -A. Rasim.
Deyim: canını yakmak
Anlamı: 1) acı verecek bir biçimde cezalandırmak: 'Eskiden uzun seneler askerî rüştiyelerde hocalık etmiş olan bu adam, kim bilir ne kadar çocuğun canını yakmıştı.' -R. N. Güntekin. 2) bir kimseyi, çok sıkıntı ve zarara sokmak: 'Ne derse desin, gözü bunun canını yakmakta.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: cep yakmak
Anlamı: çok pahalı olmak.
Deyim: elektriği yakmak
Anlamı: bir yeri aydınlatmak için elektrik enerjisini açıp kullanmak: 'Ondan hemen ayrılıp elektriği yaktı.' -T. Buğra.
Deyim: gönül yakmak
Anlamı: 1) insanı aşırı derecede etkilemek, sarsmak, kendinden geçmesine yol açmak: 'Bu sesler, o zamanki hayat zevklerinin iç bayıltıcı bir içkisi gibi gönlümüzü yakarak ta derinliklerimize kadar nüfuz etmesini bilirdi.' -A. Ş. Hisar. 2) aşk dolayısıyla iç yangınına tutulmak.
Deyim: içini yakmak
Anlamı: çok üzülmek: 'Fakat küçüklerin bahçede ağlamaları o kadar içimi yaktı ki kendi kendime hiç kocaya varmamaya yemin ettiğimi hatırlıyorum.' -H. E. Adıvar.
Deyim: kıçına kına yakmak
Anlamı: karşısındaki kişinin uğradığı bir olumsuzluğa aşırı derecede sevinmek.
Deyim: kına (kınalar) yakmak (koymak, sürmek, vurmak, yakınmak, yakılmak)
Anlamı: 1) kınayı su ile karıştırıp bulamaç kıvamına getirerek boyanacak yere sürmek: 'Bazıları bütün ele, avuçlara değil, yalnız bir tek parmağın baş kısmına kına koyarlardı ki buna yüksük kına tabir olunurdu.' -R. H. Karay. 2) mec. birinin uğradığı kötü duruma çok sevinmek.
Deyim: mâni düzmek (yakmak)
Anlamı: 1) mâni okumak; 2) müzik eşliğinde mâni söylemek.
Deyim: Marmara çırası gibi yakmak (yanmak)
Anlamı: perişan etmek, mahvetmek veya perişan olmak, mahvolmak.
Deyim: maşa varken elini yakmak
Anlamı: bir işten gelebilecek zarardan kendini koruyacak bir yol varken o yolu tutmamak.
Deyim: mum yakmak
Anlamı: kutsal sayılan bir yere giderek adak adadığında mum yakıp koymak.
Deyim: ok meydanında buhurdan yakmak
Anlamı: 1) geniş bir yeri yetersiz bir şeyle ısıtmaya çalışmak; 2) önemli bir iş için yetersiz imkânlardan yararlanmaya çalışmak.