Kelime: Yakın
Anlamlar:
1. Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı
Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat
2. Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan
Örnek: "İklim ile toprağın bereketi ve insanın faaliyeti arasında yakın bir münasebet vardır."
3. Aralarında sıkı ilgi bulunan
Örnek: "Her birinin muhakkak bir yakın arkadaşı vardır."
4. Benzeyen, andıran, yaklaşan
Örnek: "Beş dönüme yakın bahçesi bir ormanı andırırdı."
5. Erişmesi, olması zaman bakımından yaklaşmış olan
Örnek: "Elli yaşında adam, ellisine yakın kadın..."
6. Uzak olmayan yer
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Yakınımızda otururlar."
7. Aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, dost veya akraba
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "En yakınlarından başlayarak herkese hayatı cehennem ettiği de doğrudur."
8. Uzak olmadan
Özelliği / Tipi / Türü: Zarf
Örnek: "Gelin, bana yakın oturun lütfen."
İçinde Yakın geçen birleşik ve kökteş kelimeler: yakın akraba, yakın anlamlı, yakın benzeşme, yakın benzeşmezlik, Yakın Çağ, Yakın Doğu, yakın dost, yakın göçüşme, yakın koruma, yakın sesli, Yakın Şark, yakın takip, akla yakın, cana yakın, fırtınaya yakın rüzgâr

Yakın hakkında eş anlamlı kelimeler
Yakın eş anlamlısı
yakın kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Yaklaşan , Andıran , Benzeyen

Yakın hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Yakın zıt anlamlısı
yakın kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : uzak, ırak, ayrı
Yakın ile ilgili 15 örnek cümle
"Yakın" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Yakın" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Eve yakın bir parka gittik
2. Yakın dostların araları açıldı
3. Kitabın kapağında kahverengine yakın bir sarı kullanılmış
4. Rahatlayacağımız günler yakındır
5. Söyledikleri buna yakın şeylerdi
6. Onu yakınlarda gördün mü? Yakınımızda oturuyorlar
7. O yakınlarına yardım eder
8. Lütfen şöyle yakın oturun
9. Bakanın yakın korumaları saldırganı yakaladı
10. Amcamlar da yakında oturuyorlar
11. Onu yakınlarda gören var mı?
12. Yakında görüşmek dileğiyle
13. Yakınlarda banka var mı?
14. Yakınlarda onu görmedim
15. Yakınlarda mı gelecekler?
Diğer dillerde Yakın
İngilizce: Close
Spanish: Cerca
German: Schließen
French: Proche
Italian: Vicino

Yakın ile ilgili atasözleri
Aşağıda Yakın hakkında ve içinde Yakın kelimesi geçen, Yakın ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: ağızdan burun yakın, kardeşten karın yakın
Anlamı: insanın kendi yararı her şeyden önemlidir.
Atasözü: akıl (göz) var, izan (mantık, yakın) var
Anlamı: 1) herhangi bir şey bilgiye ve mantığa dayalı olarak yapılmalıdır; 2) her şey ortadadır.
Atasözü: gem almayan atın ölümü yakındır
Anlamı: söz dinlemeyen hırçın kişi, davranışının büyük zararını görür.
Atasözü: kardeşten karın yakın (kulaktan burun yakın)
Anlamı: insanın kendi yararı her şeyden önemlidir.
Atasözü: karı koca bir sözle yakın, bir sözle uzaktır
Anlamı: bir kadınla bir erkek, birbirlerine bağlandıklarını bildiren bir sözle karı koca olurlar, böyle bir bağın kalmadığını bildiren bir sözle de yabancı olurlar.
Atasözü: karından kardeş yakın
Anlamı: insanın kendi yararı her şeyden önemlidir.
Atasözü: kulaktan burun yakın, kardeşten karın yakın
Anlamı: insanın kendi yararı her şeyden önemlidir.
Atasözü: malın iyisi suya yakın, daha iyisi eve yakın
Anlamı: çiftçinin toprağı suya ne kadar yakınsa değeri o kadar çok olur; bakımı, ürünün güvenliği ve eve kolay taşınabilmesi bakımından toprağın eve yakın olması daha da önemlidir.
Atasözü: tarlanın iyisi suya yakın, daha iyisi eve yakın
Anlamı: çiftçinin toprağı suya ne kadar yakınsa değeri o kadar çok olur; bakımı, ürünün güvenliği ve eve kolay taşınabilmesi bakımından toprağın eve yakın olması daha da önemlidir.
Atasözü: yakın (hayırlı) dost (komşu) uzak (hayırsız) hısımdan (akrabadan) yeğdir (iyidir)
Anlamı: ilgi ve iyiliklerini görmekte olduğumuz komşu ve dostlarımız, hiçbir ilgisini görmediğimiz hısımlarımızdan bize daha yakındır.

Yakın ile ilgili deyimler
Aşağıda Yakın hakkında ve içinde Yakın kelimesi geçen, Yakın ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: kına (kınalar) yakmak (koymak, sürmek, vurmak, yakınmak, yakılmak)
Anlamı: 1) kınayı su ile karıştırıp bulamaç kıvamına getirerek boyanacak yere sürmek: 'Bazıları bütün ele, avuçlara değil, yalnız bir tek parmağın baş kısmına kına koyarlardı ki buna yüksük kına tabir olunurdu.' -R. H. Karay. 2) mec. birinin uğradığı kötü duruma çok sevinmek.
Deyim: yakın takibe almak
Anlamı: yakın takip işini yapmak.
Deyim: yakından bilmek (tanımak)
Anlamı: bir kimseyi, bir şeyi bütün özellikleriyle bilmek veya tanımak.
Deyim: yakınlık duymak
Anlamı: birine karşı sevgi veya ilgi duymak: 'İkisi de birbirlerine yakınlık duyuyorlardı.' -R. H. Karay.
Deyim: yakınlık görmek
Anlamı: ilgi, sevgi görmek: 'O, Türkiye'de üç yerden yakınlık gördü.' -Y. Z. Ortaç.
Deyim: yakınlık göstermek
Anlamı: biriyle ilgilenmek, sevgiyle davranmak.
Deyim: yakınlık kurmak
Anlamı: sıkı ilişki içinde bulunmak, ilgi ve destek vermek: 'Ben merhumla yakınlık kurmuş bahtiyarlardan değilim.' -B. Felek.
Deyim: yol yakınken
Anlamı: sezilen veya beliren kötü duruma düşmeden: 'Bizimle birlikte gelmesinler. Yol yakınken başlarının çaresine baksınlar.' -M. Ş. Esendal.
