Vurmak sözlük anlamı nedir? Vurmak ne demek?
Vurmak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Vurmak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Vurmak
Anlamlar:
1. Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak
Özelliği / Tipi / Türü: -e
Örnek: "Masaya vurmak. Birinin başına vurmak."
2. Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara giriyor."
3. Etkisi bir yere kadar uzanmak
4. Duyulmak, hissedilmek
5. Üzerinde görünmek, üzerine düşmek, yansımak, aksetmek
Örnek: "Yıkık damından içeriye parça parça güneş vurur."
6. Olumsuz yönde etkilemek
Örnek: "Kriz kitap dünyasını da vurdu."
7. Hızla değmek, çarpmak
Özelliği / Tipi / Türü: -e - -i
Örnek: "Kolumu duvara vurmuşum."
8. Sürmek
Örnek: "Duvara boya, tahtaya cila vurmak. Yakı vurmak."
9. Takmak, koymak, bağlamak
Örnek: "Seni buradan ellerine kelepçe, ayaklarına zincir vurup öyle götürecekler!"
10. Bağlama, ilişkilendirmek
Örnek: "Bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığına vurarak etrafını alırlar."
11. Olduğundan başka biçimde görünmek
Örnek: "Deliliğe vurmak."
12. Batıcı veya kesici cisimleri saplamak, kakmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Bıçak vurmak."
13. Uygulamak, basmak, koymak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Damga vurmak."
14. Ses çıkarmak, ses vermek, çalmak
15. Amaçladığı şeye rast getirmek
Özelliği / Tipi / Türü: -i
16. Hızla çarpmak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Ayağını güm güm yere vurarak."
17. Silahla yaralamak, öldürmek
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Bir gün kızı kurtarmışlar, ayıyı vurmuşlar."
18. Dokunmak, hasta etmek
Örnek: "Bizim evin bacası çekmiyor. Bütün kış, maaile kömür vuruyor bizi bu yüzden."
19. Soğuk, dolu vb. ürünlere zarar vermek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Dolu, bu yıl ekinlerin çoğunu vurmuş."
20. Kalp, vuru durumunda olmak, çarpmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Kalbi öylesine kopacakmış gibi vuruyordu."
21. Piyango vb. çıkmak, isabet etmek
22. Desteklemek, dayamak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Akşam olunca kapının desteğini vurduk."
23. Çıkmak
Örnek: "Su dışarı vurdu."
24. Sırtına, omzuna yerleştirmek
Örnek: "Hamalın biri sırtına koca bir ayna vurmuş götürüyordu."
25. Bir şeyi başka bir şey üzerine koymak
26. Tavla oyununda pulu kırmak
27. Manevi olarak yaralamak
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
28. İçki içmek
Özelliği / Tipi / Türü: Argo
29. Kadeh tokuşturmak
Özelliği / Tipi / Türü: Argo
30. Herhangi bir biçimde haksız yoldan para almak, soymak
Özelliği / Tipi / Türü: -i - Argo
Örnek: "Birinin on milyon lirasını vurmak."
31. Çarpma işlemini yapmak
Özelliği / Tipi / Türü: -e - -i - Matematik
Örnek: "İkiyi dörde vurursak sekiz eder."
İçinde Vurmak geçen birleşik ve kökteş kelimeler: vurkaç, vurtut, başvurmak, dışa vurum
Vurmak hakkında eş anlamlı kelimeler
Vurmak eş anlamlısı
vurmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : duyulmak , girmek , sokulmak , öldürmek , hasta etmek , dokunmak , çarpmak , kalp , isabet etmek , dayamak , desteklemek , yaralamak , sürmek , görünmek , çıkmak , çalmak , koymak , basmak , uygulamak , soymak , takmak , ilişkilendirmek , bağlama , kakmak , aksetmek , yansımak , üzerine düşmek
Vurmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Vurmak zıt anlamlısı
Vurmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!
Vurmak ile ilgili 27 örnek cümle
"Vurmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Vurmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Annesi çocuğa iki tokat vurdu
2. Kapıya vurmak için tokmağa uzanmıştı ki kapı açıldı
3. Güneş başına vurmuştu
4. Köprüyü dolanmaktansa suya vurup geçti
5. Burnuna vuran deniz kokusuyla kendine gelmişti
6. Eline kelepçe vurmuşlardı
7. Düşmana kılıç vura vura kolları yorulmuştu
8. Adam, sığırlarına kızgın demirle damga vurmak istiyordu
9. Otobüse binerken kolunu kapıya vurmuştu
10. Ahşapa boya vurmak zor değilmiş
11. Beşi ikiye vurursak on, onu ikiye vurursak yirmi eder
12. Yüzsüzlüğe vurup isteklerde bulunuyordu
13. Hedefi iyi vurmuştu
14. Adamı çarşı ortasında vurmuşlar
15. Dolu ekinleri vurmuştu
16. Kadın, bebeği sırtına vurup yola düştü
17. Kapının desteğini vurup yatmışlardı
18. Yattığımda saat on ikiyi vurmuştu
19. Çocuk ayağını yere vurup vurup ağlıyordu
20. Arkadaşının bu davranışı onu yüreğinden vurmuştu
21. Adam kısa zamanda vurup zengin olmuştu
22. Sevdiğini görünce kalbi hızla vuruyordu
23. Piyangoda on bin ona vurmuştu
24. Evin gölgesi sokağa vurmuştu
25. Akşamları iki kadeh vurmak fena olmuyor
26. Tarlanın bütün suları dışarı vurmuştu, her yer vıcık vıcıktı
27. Sancı böbreklere vurmuştu, adam kıvranıyordu
Diğer dillerde Vurmak
İngilizce: Shoot
Spanish: Disparar
German: Hit
French: Tir
Italian: Sparare
Vurmak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Vurmak hakkında ve içinde Vurmak kelimesi geçen, Vurmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: ağalık (beylik) vermekle, yiğitlik vurmakla
Anlamı: sözü geçer bir adam olmak istersen herkese yardımda bulunacaksın, yiğit adam olmak için de savaşta da barışta da vurucu, kırıcı olacaksın.
Atasözü: borç vermekle, düşman vurmakla
Anlamı: borç vermekle, düşman vurmakla yok edilir.
Vurmak ile ilgili deyimler
Aşağıda Vurmak hakkında ve içinde Vurmak kelimesi geçen, Vurmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: afyonu başına vurmak
Anlamı: aşırı davranışlarda bulunacak kadar öfkelenmek, ne yaptığını bilememek.
Deyim: ağzına gem vurmak
Anlamı: susturmak, söyletmemek.
Deyim: ağzına kilit takmak (vurmak)
Anlamı: 1) susmak; 2) susturmak.
Deyim: alaya vurmak
Anlamı: ciddiyken sonradan alay ediyormuş gibi bir havaya girmek: 'Hep şakaya almış, alaya vurmuştu ablasıyla eski kocasının savaşını.' -A. Kulin.
Deyim: anlamazlıktan gelmek (anlamazlığa vurmak)
Anlamı: bir şeyi anladığı hâlde anlamamış gibi davranmak: 'Anlamazlığa vuruyorum, teşekkür ederek ayrılıyorum daireden.' -A. Ümit.
Deyim: aptallığa vurmak
Anlamı: bir şeyi bilmez, anlamaz gibi görünmek.
Deyim: arkadan vurmak
Anlamı: bir kimse kendisine güvenen ve inanan birine gizlice kötülük etmek.
Deyim: aşı vurmak (yapmak)
Anlamı: bağışıklık veya tedavi amacıyla vücuda aşı vermek.
Deyim: ateşe vurmak
Anlamı: bir yemeği pişmek üzere ocağa koymak: 'Taş ocağın üstünde, ateşe vurduğu güveçten, kaynayan etin kokusu geliyordu.' -N. Cumalı.
Deyim: ateşi başına vurmak
Anlamı: çok öfkelenmek, sinirlenmek, coşmak.
Deyim: ayağına bağ vurmak
Anlamı: önüne bir engel çıkarmak.
Deyim: (ayakkabı) ayağını vurmak
Anlamı: ayakkabı ayağını yara etmek.
Deyim: ayakkabı vurmak
Anlamı: ayakkabı ayağı zedelemek, ayağı rahatsız etmek.
Deyim: ayaz vurmak
Anlamı: sebze ve meyveler donmak.
Deyim: ayıbını yüzüne vurmak
Anlamı: birinin kusurunu yüzüne söylemek.
Deyim: bağın vurmak
Anlamı: çökmemesi için kazı duvarlarını bağınlarla desteklemek.
Deyim: baharı başına vurmak
Anlamı: alay gençliğin verdiği coşkuyla gereksiz veya aşırı davranışta bulunmak.
Deyim: balta vurmak
Anlamı: balta ile kesmek, parçalamak: 'Sakın kesme, yaş ağaca balta vuran el onmaz.' -M. E. Yurdakul.
Deyim: baltayı taşa vurmak
Anlamı: farkında olmayarak birine dokunacak sözler söylemek, pot kırmak: 'Baltayı taşa mı vurduk, diyor, iyice görmemiş olacağım.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: baş kıç vurmak
Anlamı: den. baştan gelen dalgalarla gemi, başı ve kıçı üzerinde inip kalkmak.