Kelime: Varma
Anlamlar:
1. Varmak işi
Özelliği / Tipi / Türü: Isim

Varma hakkında eş anlamlı kelimeler
Varma eş anlamlısı
varma kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!

Varma hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Varma zıt anlamlısı
Varma kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!
Diğer dillerde Varma
İngilizce: Arrival
Spanish: Llegada
German: Ankunft
French: Arrivée
Italian: Arrivo

Varma ile ilgili atasözleri
Aşağıda Varma hakkında ve içinde Varma kelimesi geçen, Varma ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: iven kız ere varmaz, varsa da baht bulmaz
Anlamı: acele eden kız eşini iyi seçemeyeceği için mutlu olamaz.
Atasözü: kör pazara varmasın, pazar körsüz kalmasın
Anlamı: bir şey satın almasını bileyen kimseler alışverişe çıkmamalıdır ancak esnaf da bu gibilerden hoşlanır.
Atasözü: seyrek git sen (sıkça varma) dostuna, kalksın ayak üstüne
Anlamı: kişi dostuna sık sık giderse seyrek gittiğinde gördüğü konukseverliği görmez.

Varma ile ilgili deyimler
Aşağıda Varma hakkında ve içinde Varma kelimesi geçen, Varma ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ağzı kulaklarına varmak
Anlamı: çok sevinmek: 'Çocuklarıma beni misal gösterdiğini, ağzım kulaklarıma vararak öteden beriden işitiyordum.' -R. N. Güntekin.
Deyim: ağzı varmamak
Anlamı: söylemeye, açıklamaya gönlü elvermemek.
Deyim: anlaşmaya varmak
Anlamı: bir konuda birisiyle anlaşmak.
Deyim: bilincine varmak
Anlamı: anlamak, kavramak: 'İnsanın herhangi bir araçla ne yaşadığının bilincine varmasının bir doyum ve haz kaynağı olduğu unutulmamalıdır.' -A. Cemal.
Deyim: (bir şeyin) künhüne varmak
Anlamı: bir şeyin özünü, aslını anlamak.
Deyim: (birinin) üstüne varmak
Anlamı: 1) bir şey yapmasını baskı yaparak istemek: 'Bir gün o kadar üstüne vardılar ki Resul Efendi zıvanadan çıktı.' -Y. Kemal. 2) saldırmak; 3) kadın evli bir erkekle evlenmek.
Deyim: burnu Kafdağı'na çıkmak (varmak)
Anlamı: kibirlenmek, şımarmak, burnu büyümek: 'Nikâh ettirir ettirmez kadının burnu Kafdağı'na çıkmış.' -S. M. Alus.
Deyim: dili varmak
Anlamı: bir sözü söylemeye gönlü razı olmak: 'Süleyman Kâhyaya söylemeye kimsenin dili varmıyor, gücü yetmiyordu.' -Y. Kemal.
Deyim: düşünceye varmak
Anlamı: bir görüşe veya karara varmak, bir inanca ulaşmak.
Deyim: eli aza varmamak
Anlamı: bir şeyi çok alma veya verme alışkanlığında olmak.
Deyim: eli cebine (cüzdanına veya kesesine) gitmemek (varmamak)
Anlamı: çok cimri olmak.
Deyim: eli varmamak (gitmemek)
Anlamı: bir işi yapmaya gönlü razı olmamak: 'Temiz yere kolay çöp atamazsınız. Eliniz varmaz.' -H. Taner.
Deyim: ere gitmek (varmak)
Anlamı: hlk. kadın veya kız evlenmek.
Deyim: eteğe varmak
Anlamı: yardım istemeye gitmek.
Deyim: farkına varmak
Anlamı: gözüne çarpmak, fark etmek, anlamak: 'Bu nedenle karısının gözlerinde biriken öfkenin farkına varmadı.' -L. Tekin.
Deyim: gönlü varmamak
Anlamı: istek duymamak, istememek, çekinmek: 'Birkaç gece evvel gelip de bir şey soracaktım, rahatsız etmeye gönlüm varmadı.' -P. Safa.
Deyim: görüş birliğine varmak
Anlamı: farklı görüş ve düşüncelerden sonra aynı görüş ve düşünceye ulaşmak.
Deyim: hükme varmak
Anlamı: iyice düşündükten sonra karar vermek.
Deyim: ileri varmak
Anlamı: ileri gitmek.
Deyim: kanıya varmak
Anlamı: belli bir kanı edinmiş olmak.