Kelime: Uzatmak
Anlamlar:
1. Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Saç uzatmak. Tırnak uzatmak."
2. Başı, kolları veya bacakları bir yere yöneltmek
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Koğuşun açık duran kapısından hastalar başlarını uzatıp koridordakilere, yerde duran sedyeye bakıyorlar."
3. Bir şeyi vermek için birine yöneltmek
Özelliği / Tipi / Türü: -e
Örnek: "Şu köşe rafında toz şeker kutusu var, uzatıver bana."
4. Germek
Örnek: "İp uzatmak."
5. Konuşmayı, tartışmayı sürdürmek
Örnek: "Her iki odadan üçer beşer kişi lakırtıyı uzattılar."
6. Vermek, göndermek
Özelliği / Tipi / Türü: -e
Örnek: "Can, topu Zeki'ye uzattı.."
7. Süreyi artırmak, temdit etmek
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Yıllardır beklediği bu zevkli anları mümkün olduğu kadar uzatmak istediği her hâlinden belliydi."

Uzatmak hakkında eş anlamlı kelimeler
Uzatmak eş anlamlısı
uzatmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : temdit etmek, germek, göndermek, vermek

Uzatmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Uzatmak zıt anlamlısı
Uzatmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!
Uzatmak ile ilgili 7 örnek cümle
"Uzatmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Uzatmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. İşi uzatmak istememişti
2. Elini ağaca uzatıp meyve koparmak hoşuna gitmişti
3. Orhan, kalemi arkadaşına uzattı
4. Kaleci, topu yerden arkadaşına uzatmak isterken elinden kaçırıp gol yedi
5. İpi karşı balkona uzatıp bayrağı astı
6. Kadın, uzatınca iki tokat yedi
7. İşin bitiş tarihini iki kez uzatmak gerekmişti
Diğer dillerde Uzatmak
İngilizce: Extend
Spanish: Extender
German: Erweiterung
French: Étendre
Italian: Estendere

Uzatmak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Uzatmak hakkında ve içinde Uzatmak kelimesi geçen, Uzatmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Uzatmak ile ilgili deyimler
Aşağıda Uzatmak hakkında ve içinde Uzatmak kelimesi geçen, Uzatmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: bacaklarını uzatmak
Anlamı: hiçbir şey yapmadan, hiçbir şeyle ilgilenmeden oturmak, tembel tembel zaman öldürmek.
Deyim: boynunu uzatmak
Anlamı: her şeye, her cezaya razı olmak.
Deyim: dil uzatmak
Anlamı: bir kimse veya bir şey için kötü söylemek: 'Başka ulusların kabahatleri ne olursa olsun, dost ve düşman bize nasıl dil uzatırlarsa uzatsın...' -T. Halman.
Deyim: el uzatmak
Anlamı: 1) birinden bir hakkı almaya kalkışmak: 'Ne var ki niye bizim lokmamıza el uzatırlar?' -A. İlhan. 2) yardım etmek: 'Sözü geçecek, en umulmadık bir zamanda kendine el uzatabilecek bir adam olmadığı nereden belli?' -R. N. Güntekin.
Deyim: elini uzatmak
Anlamı: yardım etmek: Kızılay, yoksullara elini uzatır.
Deyim: kol uzatmak
Anlamı: yayılmak, ulaşmak.
Deyim: lafı uzatmak
Anlamı: konuşmayı gereksiz bir biçimde başka sözlerle sürdürmek: 'Lafı uzatmadım, kelimesi kelimesine cevap vermeye takatim yoktu.' -E. İ. Benice.
Deyim: ona buna dil uzatmak
Anlamı: herkes için ileri geri konuşmak.
Deyim: sakal bırakmak (koyuvermek veya salıvermek veya uzatmak)
Anlamı: sakalını tıraş etmeyip büyütmek: 'Yaşıtlarının hemen hepsi sakal koyuverdi.' -Y. Z. Ortaç.
Deyim: sözü uzatmak
Anlamı: gereğinden çok konuşmak: 'Bu hesapları yapabildiğimi göstermek için bu kadar sözü uzatıyorum.' -A. Midhat.
Deyim: zeytin dalı uzatmak
Anlamı: barış için ilk adımı atmak.