Kelime: Uymak

Anlamlar:

1. Ölçüleri birbirini tutmak

Özelliği / Tipi / Türü: -e

Örnek: "Ayakkabı ayağına iyi uydu."

2. Renk, biçim vb. yönünden birbirini tutmak, uygun düşmek

Örnek: "Kravat ceketine uymuş."

3. Zevke, anlayışa uygun düşmek

Örnek: "Sizin tutumunuz bizim görev anlayışımıza uyuyor."

4. Bir inanca, bir anlayışa, bir duruma veya egemen bir güce uygun davranışta bulunmak, riayet etmek

Örnek: "Şu acayip sevdaları bırak, muhite uy, zamana uy, hayatını mükemmel kazanırsın."

"Peyami Safa"

5. Bağlı kalmak, tabi olmak

Örnek: "Birtakım kayıt ve şartlara uymalıydı."

6. Uygun düşmek, münasip olmak

Örnek: "Her cihette birbirine uyacak kadın erkek bulmak dünyada kabil değildir."

"Hüseyin Cahit Yalçın"

İçinde Uymak geçen birleşik ve kökteş kelimeler: uyaroğlu


Uymak eş anlamlısı

Uymak hakkında eş anlamlı kelimeler

Uymak eş anlamlısı

uymak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : tabi olmak , münasip olmak , uygun düşmek


Uymak zıt anlamlısı

Uymak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Uymak zıt anlamlısı

Uymak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!


Uymak ile ilgili 4 örnek cümle

"Uymak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Uymak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Giysi iyi uydu

2. Onun tutumu bize uyar mı?

3. Kalabalığa uyup bağırdık

4. Söylediğin saat bana uyar


Diğer dillerde Uymak

İngilizce: Follow

Spanish: Seguir

German: Einhaltung

French: Suivre

Italian: Seguire


Uymak ile ilgili atasözleri

Uymak ile ilgili atasözleri

Aşağıda Uymak hakkında ve içinde Uymak kelimesi geçen, Uymak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.


Uymak ile ilgili deyimler

Uymak ile ilgili deyimler

Aşağıda Uymak hakkında ve içinde Uymak kelimesi geçen, Uymak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: acı çekmek (duymak)

Anlamı: 1) ağrı, sızı duymak: Ameliyattan sonra çok acı çekti. 2) mec. üzülmek, üzüntü içinde kalmak: 'Bu faciaya bizzat karışmışım gibi bir acı duyuyordum.' -Y. K. Karaosmanoğlu.

Deyim: aklına uymak

Anlamı: başka birinin düşüncesine göre iş yapmak, davranmak: 'Zaten bizim Hacer'in aklına uydum da geldim.' -N. Hikmet.

Deyim: alaka duymak

Anlamı: ilgi duymak.

Deyim: antipati duymak

Anlamı: kanı kaynamamak.

Deyim: araziye uymak

Anlamı: 1) ortama, çevreye uymak; 2) görünmemeye çalışmak.

Deyim: arzu duymak

Anlamı: birine veya bir şeye karşı istek duymak.

Deyim: azap duymak

Anlamı: acı çekmek, üzülmek: 'Bu şehrin, takdir fukaralarının orta malına dönüşmüş olmasından azap duyuyorum.' -A. Boysan.

Deyim: (bir kimseye, bir şeye) ihtiyaç duymak

Anlamı: o kimse veya şey gerekli saymak.

Deyim: (bir şeyden) zevk almak (duymak)

Anlamı: hoşlanmak, beğenmek: 'Yılan gibisin, insanları sokmaktan zevk alırsın.' -N. Hikmet.

Deyim: (bir şeye) merak sarmak (duymak, salmak)

Anlamı: bir şeyi edinme, yapma veya onunla uğraşma isteğine kapılmak, bir şeye eğilim duymak: 'Bu adama, her gördüğüm vakit, merhamet ve korku ile karışık bir merak duyuyordum.' -R. N. Güntekin. 'Miralay beyimiz, emekli olduktan sonra komisyonculuğa kalkan veya cins tavuk yetiştirmeye merak salan soydan değildir.' -H. Taner.

Deyim: (bir şeyi) içinde duymak

Anlamı: hissetmek, varlığını algılamak: 'Donmak üzere olan insanların tatlılığını içimde duymaya başladım.' -S. F. Abasıyanık.

Deyim: (birine) sempati duymak (beslemek)

Anlamı: birini sevimli, cana yakın bulmak: 'Şahsıma karşı gerçek bir sempati besliyordu.' -R. H. Karay.

Deyim: cemaate uymak

Anlamı: içinde bulunulan bir topluluğa uyarak davranmak.

Deyim: eziklik duymak

Anlamı: kendini mahcup hissetmek.

Deyim: ferahlık duymak

Anlamı: içinin açıklığını, rahatlığını hissetmek: 'Şimdi karşımda alevden bir duvar görüyor, içimde bir ferahlık duyar gibi oluyorum.' -A. Ağaoğlu.

Deyim: gereksinme duymak

Anlamı: ihtiyacı olduğunu anlamak: 'Doğrusu ya, açık havaya, yeni yüzlere, yeni sözcüklere gereksinme duyuyorum.' -T. Uyar.

Deyim: gurur duymak

Anlamı: gururlanmak: 'Bu acıya kendi sebebiyet verdiğini hissetmekten gurur duyuyordu.' -H. E. Adıvar.

Deyim: güven duymak (beslemek)

Anlamı: güvenmek, inanmak.

Deyim: güvensizlik duymak

Anlamı: güvenmemek: 'Dikkatle dinlemiyordu bu haberleri. Aksine gittikçe artan bir güvensizlik duyuyordu söylenen sözlere.' -N. Cumalı.

Deyim: havasına uymak

Anlamı: 1) bulunduğu çevre ve ortamı benimsemek; 2) birinin huyunu almak.