Kelime: Uyandırmak

Anlamlar:

1. Uyanmasına yol açmak

Özelliği / Tipi / Türü: -i

Örnek: "Sanki yüzyıllık bir uykudan uyanan bekçi, yerinden doğrulup çevresine bakınca kendisini uyandıran kişiyi göremedi."

"İhsan Oktay Anar"

2. Çıra, lamba, soba vb. ışık veren şeyleri yakmak, tutuşturmak

Örnek: "Köşede kuru odun var, uyandır ocağı."

"Aka Gündüz"

3. Üstü küllenmiş ateşi yeniden canlandırmak

4. Herhangi bir sebeple dernekteki üyeliğin dondurulmasından vazgeçerek çalışmalara katılmasına izin vermek

5. Aklını başına toplamasını sağlamak, gözünü açmak

Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam


Uyandırmak eş anlamlısı

Uyandırmak hakkında eş anlamlı kelimeler

Uyandırmak eş anlamlısı

uyandırmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : tutuşturmak, lamba, çıra


Uyandırmak zıt anlamlısı

Uyandırmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Uyandırmak zıt anlamlısı

Uyandırmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!


Diğer dillerde Uyandırmak

İngilizce: Wake

Spanish: Despertar

German: Wecken

French: Réveiller

Italian: Wake


Uyandırmak ile ilgili atasözleri

Uyandırmak ile ilgili atasözleri

Aşağıda Uyandırmak hakkında ve içinde Uyandırmak kelimesi geçen, Uyandırmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.


Uyandırmak ile ilgili deyimler

Uyandırmak ile ilgili deyimler

Aşağıda Uyandırmak hakkında ve içinde Uyandırmak kelimesi geçen, Uyandırmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: akis uyandırmak

Anlamı: bir konu üzerinde düşünülmesine, tartışılmasına yol açmak, ilgi veya tepki yaratmak.

Deyim: alaka (alakasını) çekmek (toplamak, uyandırmak)

Anlamı: ilgi çekmek: 'Bu sahneyi mangalın başında Havva Hanım bize kaç defa tekrar etti, hatırlayamam. Ama her defasında bizde büyük bir alaka uyandırıyordu.' -H. E. Adıvar. 'Yahu, biz bu hanımın sadece elini öpebilmek için ne yapacağımızı bilemez ve alakasını çekemezdik.' -N. F. Kısakürek.

Deyim: ateşi uyandırmak

Anlamı: sönmek üzere olan ateşi canlandırmak.

Deyim: (birinin) yâdını uyandırmak

Anlamı: onu hatırlatmak: 'Ona ait her hatıra muazzez ve yâdını uyandıracak her vesile kıymetlidir.' -İ. A. Gövsa.

Deyim: ... duygusu uyandırmak

Anlamı: bir duygu oluşturmak: 'Bu çeşit mülahazalar bizde ancak bir isyan duygusu uyandırabilirdi.' -Y. K. Karaosmanoğlu.

Deyim: gaflet uykusundan uyandırmak

Anlamı: bilgisizlikten, idraksizlikten kurtarmak: 'Sanki Orhan Veli'nin okuyucuyu gaflet uykusundan uyandırmak için yazdığı mısra rakı şişesinin içindeymiş gibi.' -S. F. Abasıyanık.

Deyim: ilgi çekmek (uyandırmak)

Anlamı: çevresinde ilgiyi, dikkati ve merakı üzerine toplamak, alaka çekmek, alaka toplamak veya alaka uyandırmak: 'Öyle bir renk olmalı ki hemen karşıdan hem ilgi uyandırmalı hem de insan etkilenmeli.' -M. İzgü.

Deyim: infial uyandırmak

Anlamı: kızgınlığa yol açmak, öfke yaratmak.

Deyim: istek uyandırmak

Anlamı: istemesine, arzu duymasına yol açmak: 'İnsanda ille de saçını, yanağını okşamak isteğini uyandıran güzel kız çocuklarını andırırdı.' -N. Cumalı.

Deyim: merakını uyandırmak

Anlamı: merak etmesine sebep olmak, meraklanmak: 'Kızın en çok merakını uyandıran şey, Hasan'ın yeni kıyafetiydi.' -O. C. Kaygılı.

Deyim: nefret uyandırmak

Anlamı: nefret etmesine sebep olmak: 'Çünkü Ömer Bey, başka birinde son derece nefret uyandıran bir kabalık, bir kusur sayılması lazım gelen o gurur ve azamet buhranları içinde bile bir çocuk saflığını saklıyordu.' -Y. K. Karaosmanoğlu.

Deyim: nostalji uyandırmak

Anlamı: özlem duygusu canlandırmak: 'İlkokulu, liseyi birlikte okuduk, belki onda nostalji uyandırıyorum.' -İ. Aral.

Deyim: yankı uyandırmak

Anlamı: bir olgu çevrede duygusallık, düşünce, dedikodu gibi tepki yapmak: 'Memleket dışında bile birtakım yankılar uyandırmaya başlamıştı.' -Y. K. Karaosmanoğlu.