Kelime: ürümek
Anlamlar:
1. Havlamak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

ürümek hakkında eş anlamlı kelimeler
ürümek eş anlamlısı
ürümek kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : havlamak

ürümek hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
ürümek zıt anlamlısı
ürümek kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!
Diğer dillerde ürümek
İngilizce: Reproduction
Spanish: Reproducción
German: Produktion
French: Reproduction
Italian: Riproduzione

ürümek ile ilgili atasözleri
Aşağıda ürümek hakkında ve içinde ürümek kelimesi geçen, ürümek ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: borç ödemekle (vermekle), yol yürümekle tükenir
Anlamı: birden ödenemeyen bir borç azar azar verilerek ödenebilir.
Atasözü: yol yürümekle, borç ödemekle (vermekle) (tükenir) (biter)
Anlamı: birden ödenemeyen bir borç azar azar verilerek ödenebilir.

ürümek ile ilgili deyimler
Aşağıda ürümek hakkında ve içinde ürümek kelimesi geçen, ürümek ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: alıp yürümek
Anlamı: az zamanda çok ilerlemek, yayılmak, çoğalmak, artmak: 'Bu kasıt tertibi, aramızı bozabilecek bir cinayet davasının alıp yürümesine, dallanıp budaklanmasına yol açtı.' -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim: ayağını (ayaklarını) sürümek
Anlamı: 1) verilen bir işi ağırdan almak; 2) bir yerden uzaklaşmak üzere bulunmak; 3) halk inanışına göre bir kimse gelirken ardından başkalarının da gelmesine yol açmak; 4) ölmek üzere olmak.
Deyim: ayak sürümek
Anlamı: 1) verilen bir işi ağırdan almak; 2) gönderilen yere isteği ile gitmemek.
Deyim: (birinin) izinden yürümek
Anlamı: birine içten bağlanarak onun başladığı işi aynı anlayışla sürdürmek.
Deyim: (birinin) üstüne yürümek
Anlamı: korkutmak, yıldırmak amacıyla saldıracakmış gibi yapmak: 'Bir gün üstüme yürüdü, sen benim kâğıtlarımı karıştırıyorsun, beni polise gammazlıyorsun diye.' -A. İlhan.
Deyim: geriye yürümek
Anlamı: huk. öncesini kapsamak: 'İptal kararları geriye yürümez.' -Anayasa.
Deyim: gözünü (gözlerini) duman bürümek
Anlamı: 1) hayale dalmak, dalgınlaşmak: 'Gözlerini de bir duman bürüyor, başını yana çevirerek uzaklara bakıyordu.' -R. N. Güntekin. 2) hüzünlenmek.
Deyim: gözünü (gözlerini) kan bürümek
Anlamı: adam öldürecek kadar öfkelenmek.
Deyim: gözünü hırs bürümek
Anlamı: aşırı hırslanmak.
Deyim: gözünü ... hırsı bürümek
Anlamı: bir şeyi aşırı ölçüde istemek: 'İnsanın gözünü hırs, para hırsı bürümeye görsün!' -S. F. Abasıyanık.
Deyim: gözünü kin bürümek
Anlamı: intikam alma duygusundan başka bir şeye önem vermemek: 'Gözünü kin bürümüş, doğruyu eğriyi seçemiyor, kurunun yanında yaşı da yakacak.' -A. İlhan.
Deyim: gözünü sevda (aşk) bürümek
Anlamı: ondan başka hiçbir şeyi düşünmemek, tamamen ona bağlanmak: 'Senin gözünü sevda bürümüş, bey, dedi. Sen bir İzmir'e git de gönlünü eğle!' -S. Ali.
Deyim: Hakk'ın rahmetine kavuşmak (Hakk'a kavuşmak, Hakk'a yürümek)
Anlamı: ölmek: 'Hüsmen Hakk'a kavuştu diye mırıldandı.' -R. H. Karay.
Deyim: hapislerde çürümek
Anlamı: çok uzun süre hapiste kalmak: 'İşinden atıldığını, hapislerde çürüdüğünü, çocuklarının perişanlığını gördü.' -M. İzgü.
Deyim: hırs bürümek
Anlamı: gözünü hırs bürümek.
Deyim: kan yürümek
Anlamı: bir organda aşırı kan birikmek.
Deyim: peşinden yürümek
Anlamı: 1) birinin arkasından yürümek, gitmek; 2) mec. bir kimseye her konuda uymak.
Deyim: su yürümek
Anlamı: ilkbahara doğru ağaçlar tomurcuklanmaya başlamak.
Deyim: tıkırında gitmek (olmak, yürümek)
Anlamı: işler yolunda ve düzenli gitmek: 'Kimi zaman da her şeyin tıkırında gittiğini düşünüp, haydi bir gece daha yaşasınlar, diyorum.' -S. İleri.
Deyim: tıpış tıpış yürümek
Anlamı: 1) kısa adımlarla çabuk yürümek; 2) mec. ister istemez bir yere gitmek veya bir yerden ayrılmak.