Takmak kelimesinin sözlük anlamı ne demek?
Takmak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Takmak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Takmak
Anlamlar:
1. Bir şeyi başka bir yere uygun bir biçimde tutturmak, iliştirmek, geçirmek
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Gözlüğünü takıp masaya eğildi."
2. Düğün vb. törenlerde takı armağan etmek
Özelliği / Tipi / Türü: -e - Nesnesiz
Örnek: "Geline pırlanta yüzük takmışlar."
3. Ad, lakap koymak
Özelliği / Tipi / Türü: -e - -i
Örnek: "Ona bu adı kim takmıştır, ne zaman takmıştır, bilemiyor."
4. Kuşanmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Kılıç takmak."
5. Kendisiyle birlikte götürmek, yanına almak veya arkasından izletmek
Örnek: "Arabaya hafiye kıyafetinde polis memurları da takıyorlar."
6. Biriyle olumsuz olarak uğraşmak
Özelliği / Tipi / Türü: -e - Mecaz Anlam
Örnek: "Matematik öğretmeni ona taktığı için dersten kaldı."
7. Borç bırakmak
Özelliği / Tipi / Türü: Argo
Örnek: "Bu eve asilzadelerin biri girip öteki giderdi. Giden kirayı takar, gelen ortalığı kasıp kavururdu."
8. Önemsemek, önem vermek, tınmak
Özelliği / Tipi / Türü: Argo
Örnek: "Dün koskoca bir mebus kızıyken, bir zamanların Şalvarlı Nuriyesi'ni takar mıyım?"
9. Sınavını başaramamak
Özelliği / Tipi / Türü: -den - Argo - -de
Örnek: "Bütün derslerden takarak sınıfta kaldı."
İçinde Takmak geçen birleşik ve kökteş kelimeler: asım takım, bultak
Takmak hakkında eş anlamlı kelimeler
Takmak eş anlamlısı
takmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : kuşanmak , tınmak , önemsemek , geçirmek , iliştirmek , önem vermek
Takmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Takmak zıt anlamlısı
Takmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!
Takmak ile ilgili 11 örnek cümle
"Takmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Takmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Kadın, kulağına bu kez altın küpelerini takmıştı
2. Geline bilezikler, küpeler taktılar
3. Arkadaşlarına gülünç adlar takmakta üstüne yoktu
4. Tabancasını beline takıp, üstüne ceketini giydi
5. Onu kim takar burada, kimse takmaz
6. Ona buna binlerce lira takıp kaçmış
7. Oğlan beş dersten taktı
8. Mahkemesi üç yıl sürdü, sonunda ona sekiz yıl üç ayı taktılar
9. Müdür ona taktı bir kez, ne yapsa beğendiremez müdürüne
10. Meyhaneye giderken arkasına birkaç arkadaş takardı
11. Peşine birkaç polis takmışlardı
Diğer dillerde Takmak
İngilizce: Install
Spanish: Instalar
German: Einfügen
French: Installer
Italian: Installare
Takmak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Takmak hakkında ve içinde Takmak kelimesi geçen, Takmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Takmak ile ilgili deyimler
Aşağıda Takmak hakkında ve içinde Takmak kelimesi geçen, Takmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ad takmak
Anlamı: 1) adlandırmak: 'Çadırlarının başından ayrılmayan inatçı grevcilere öteki işçiler, çadır tutan diye ad taktı.' -L. Tekin. 2) alay etmek veya övmek amacıyla lakap takmak.
Deyim: ağzına kilit takmak (vurmak)
Anlamı: 1) susmak; 2) susturmak.
Deyim: aklına takmak
Anlamı: sürekli olarak bir şeyi düşünmek, bir düşünceye saplanıp kalmak: 'Tartışma, grevin nereden çıktığını aklına takanlar yüzünden büyüyüp genişledi.' -N. Uygur.
Deyim: aklını takmak
Anlamı: aklına takmak.
Deyim: anahtarı beline takmak
Anlamı: evde yönetimi ele almak.
Deyim: ayağına çelme takmak
Anlamı: 1) biri yürürken ayakları arasına ayak uzatıp düşürmek; 2) mec. birinin işinde yükselmesine engel olmak.
Deyim: ayağına ip takmak
Anlamı: bir kimseyi çekiştirmek: 'Ara sıra ötekinin berikinin ayağına ip takmaktan başka konuşacak lakırtıları olmazdı.' -R. N. Güntekin.
Deyim: (birine) çelme atmak (takmak veya vurmak)
Anlamı: 1) çelme ile yıkmaya çalışmak: 'Ders aralarında ittikleri, çelme taktıkları da olurdu.' -Y. Atılgan. 2) mec. bir işi veya bir kimseyi baltalamak, gelişmesini engellemek: 'Bana kanun ve hukuk yolundan çelme atılabilir mi?' -N. F. Kısakürek.
Deyim: (birine) ip takmak
Anlamı: birinin kötülüğü için çalışmak.
Deyim: boynuz takmak (takınmak, taktırmak)
Anlamı: karısı başka bir erkekle ilişki kurarak aldatmak (aldatılmak): 'Onlar da sana seksen zamparayla boynuz taktırdılar ya.' -H. R. Gürpınar.
Deyim: canını dişine almak (takmak)
Anlamı: 1) her tehlikeyi göze alarak işe girişmek: 'Öyleyse niye uğraşıyoruz, canımızı dişimize takmışız, sen, ben, Ali, Yel Musa?' -Y. Kemal. 2) bütün gücünü harcayarak yapmak.
Deyim: çengel takmak
Anlamı: uğraşmak veya kötülük etmek için el atmak.
Deyim: diline dolamak (takmak)
Anlamı: 1) aynı şeyi durmadan ve her yerde tekrarlamak: 'Bu aydınlardan bazılarının son zamanlarda dillerine doladıkları bir hikmet var.' -O. V. Kanık. 2) bir kimseyi her yerde kötülemek.
Deyim: dişini tırnağına takmak
Anlamı: 1) çok büyük güçlüklere, sıkıntılara katlanmak: 'Türk milleti İstiklal Savaşı'nda varlığını dişini tırnağına takarak göstermişti.' -A. Erhat. 2) bütün gücünü kullanmak.
Deyim: etek takmak (giymek)
Anlamı: argo erkek ar, namus, erdem vb. özellikleri bulunmayan duruma düşmek.
Deyim: kancayı takmak (atmak)
Anlamı: bir kimsenin kötülüğü için uğraşmak: 'İçlerinden birine kancayı atmış, maksadı, onu üzmek, ona eziyet etmektir.' -R. H. Karay.
Deyim: kelepçe vurmak (takmak)
Anlamı: bileklere demir halka geçirmek.
Deyim: kılıç kuşanmak (takmak)
Anlamı: kılıcı olmak ve onu taşıyacak güce ve yetkiye hak kazanmak: 'Harbiyede beraber okumuşlar, beraber kılıç kuşanmışlardı.' -H. E. Adıvar.
Deyim: kulp takmak
Anlamı: bir kimseyi, bir şeyi kusurlu göstermek için bahane, kusur bulmak: 'Başa çıkılmaz kötülerle, her meziyete kulp takarlar.' -C. Meriç.
Deyim: kurdele takmak
Anlamı: okulda belli bir konudaki başarıyı belirtmek üzere öğrenci giysisinin yakasına renkli, özel bir şerit takmak.