Sura ne demek? TDK sözlük anlamı nedir?

Kelime: Sura

Kökeni: "(Surate şehrinin adından)" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.

Anlamlar:

1. Yumuşak ince bir tür ipekli kumaş

Özelliği / Tipi / Türü: Isim

2. Bu kumaştan yapılan

Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat

Sura hakkında eş anlamlı kelimeler

Sura eş anlamlısı

sura kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Meclis

Sura hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Sura zıt anlamlısı

Sura kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!

Sura ile ilgili 1 örnek cümle

"Sura" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Sura" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Şuraya değin yürüyebilir misin?

Diğer dillerde Sura

İngilizce: It

Spanish: Se

German: Sura

French: Il

Italian: Esso

Sura ile ilgili atasözleri

Aşağıda Sura hakkında ve içinde Sura kelimesi geçen, Sura ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Sura ile ilgili deyimler

Aşağıda Sura hakkında ve içinde Sura kelimesi geçen, Sura ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: kusura bakmamak (kalmamak)

Anlamı: hoş görmek: 'Kusura bakma, hatırını soramadım.' -S. F. Abasıyanık.

Deyim: surat asmak

Anlamı: kaşlarını çatıp yüzüne küskün veya dargın bir anlam vermek, somurtmak: 'Babam biraz surat astı ama anam katıldı gülmekten.' -F. R. Atay.

Deyim: surat etmek

Anlamı: birine karşı küskün durmak, asık yüzlü olmak: 'Şimdi ters yüzü eve dönsek çocuklar ağlar, bayan surat eder.' -R. N. Güntekin.

Deyim: surat kalmamak

Anlamı: utanmaz duruma gelmek: 'İkimizde de birbirimize bakacak surat kalmamıştı.' -M. Ş. Esendal.

Deyim: surat mahkeme duvarı

Anlamı: 1) asık suratlı, kimseye gülmeyen, suskun duran; 2) utanmaz, sıkılmaz: 'Onda surat mahkeme duvarı, tükürsem yağmur yağıyor sanacak.' -R. N. Güntekin.

Deyim: surat (suratı) bir karış

Anlamı: öfkeli, kızgın ve somurtkan.

Deyim: surata bak süngüye davran

Anlamı: çok asık suratlı kimseler için kullanılan bir söz.

Deyim: suratı bir karış asılmak

Anlamı: öfkelenmek, kızmak ve somurtmak: 'Hemen suratları bir karış asılır, ona bir sövüp saymadıkları kalır.' -Y. K. Karaosmanoğlu.

Deyim: suratı değişmek

Anlamı: bir kimseye karşı davranışı değişmek, daha sert bir durum almak.

Deyim: suratı kasap süngeriyle silinmiş

Anlamı: 'utanması, sıkılması kalmamış' anlamında kullanılan bir söz.

Deyim: suratı sirke satmak

Anlamı: öfkeli, kızgın olduğu anlaşılmak.

Deyim: suratına indirmek

Anlamı: tokat atmak.

Deyim: suratından düşen bin parça olmak

Anlamı: öfke veya küskünlükten ileri gelen can sıkıntısıyla suratı asık olmak.

Deyim: suratını dağıtmak

Anlamı: yüzüne zarar verecek biçimde dövmek.

Deyim: suratını ekşitmek (buruşturmak)

Anlamı: yüzüne memnun olmadığını belirten bir anlam vermek: 'İşte ilmin, âlimin kıymeti bilinmeye başladı diye suratımı ekşittim.' -Ö. Seyfettin. 'Ben suratımı buruşturdukça, bir yaz öğlesinde yarı açık kalmış bir musluktan akarak ak mermer bir yalakta şarkı söyleyen serin bir su gibi gülsün o!' -N. Hikmet.

Deyim: yüz surat davul derisi (mahkeme duvarı)

Anlamı: tkz. utanması olmayanlar için söylenen bir söz.