Kelime: Söndürmek
Anlamlar:
1. Ateş ve ışığın yanmasına, aydınlatmasına son vermek
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Parmağının ucuna kadar gelen alevi yere atıyor, terliğiyle basarak söndürüyor."
2. Hava veya gaz ile şişirilmiş bir şeyin havasını veya gazını boşaltmak
Örnek: "Çocuk balonu söndürdü."
3. Tutku ve duyguları yatıştırmak, etkisiz duruma getirmek
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Böyle zamanlarda Hacı'da ateşi ateşle söndürmekten başka çare olmadığını bilirim."

Söndürmek hakkında eş anlamlı kelimeler
Söndürmek eş anlamlısı
söndürmek kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Söndürmek hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Söndürmek zıt anlamlısı
Söndürmek kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Söndürmek
İngilizce: Extinguish
Spanish: Extinguir
German: Löschen
French: Éteindre
Italian: Estinguere
Söndürmek ile ilgili atasözleri
Aşağıda Söndürmek hakkında ve içinde Söndürmek kelimesi geçen, Söndürmek ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Söndürmek ile ilgili deyimler
Aşağıda Söndürmek hakkında ve içinde Söndürmek kelimesi geçen, Söndürmek ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: eteğiyle mum söndürmek
Anlamı: uygun olmayan biçimde iş yapmak, sakar olmak, üstünkörü davranmak.
Deyim: gönlünü söndürmek
Anlamı: küstürmek, kırmak, incitmek: 'Kalpsiz bir güzelliğin, fakir teyze kızlarının hayatını kırmaktan, gönlünü söndürmekten başka neye faydası var ki!' -R. N. Güntekin.
Deyim: hararet kesmek (söndürmek)
Anlamı: susuzluğu gidermek.
Deyim: kahkahayı ağzında söndürmek
Anlamı: edep sınırlarını aşmamak için gülmeyi sınırlamak: 'Hâlbuki hikâyesini dinleyen eşraf efendiler, birbirlerine bakarak kahkahalarını elleriyle ağızlarında söndürmeye çalışıyorlardı.' -Ö. Seyfettin.
Deyim: kireç söndürmek
Anlamı: kireci kullanmadan önce üzerine bolca su dökerek kalsiyum hidroksit durumuna getirmek.