Kelime: Sokmak
Anlamlar:
1. İçine veya arasına girmesini sağlamak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
2. Bir yere girmesini sağlamak, içeri almak
Özelliği / Tipi / Türü: -e
Örnek: "Bizi içeriye aldı ve küçük bir odaya soktu."
3. Bıçak, çakı, iğne vb. batırmak, saplamak
4. Böcek, zehirli hayvan iğnesini batırmak veya ısırmak, zehirlemek
Örnek: "Otların arasında bacaklarını yılan sokar."
5. Yasak bir malı gizlice getirmek veya götürmek
Özelliği / Tipi / Türü: -e - Nesnesiz
Örnek: "Ülkeye kaçak eşya sokmak."
6. Belli etmeden kötü bir malı vermek
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Satıcı, elmaların çürüklerini sokmuş."
7. Konuşma sırasında bir sözü, soruyu veya düşünceyi söyleyivermek
Özelliği / Tipi / Türü: -e - Nesnesiz - Mecaz Anlam
Örnek: "Asım fikrini birçok sözlerle sağlamlamaya uğraşırken araya: -Olmaz mı? Ne dersiniz?- gibi sualler soruyor, cevap istiyordu."
8. Dokunaklı, kırıcı veya acı söz söylemek
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
İçinde Sokmak geçen birleşik ve kökteş kelimeler: baldırsokan

Sokmak hakkında eş anlamlı kelimeler
Sokmak eş anlamlısı
sokmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : saplamak , çakı , bıçak , zehirlemek , böcek
Sokmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Sokmak zıt anlamlısı
sokmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : çıkarmak
Sokmak ile ilgili 5 örnek cümle
"Sokmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Sokmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Elini torbaya sokup bir numara çekti
2. Oğlunu bankaya sokmak istiyordu
3. Kapıcı satıcıları apartmana kendi sokuyormuş
4. Hastaneye yiyecek sokmak yasaktır
5. Yurda kaçak mal sokmak isterken yakalandı
Diğer dillerde Sokmak
İngilizce: Get
Spanish: Conseguir
German: Einfügen
French: Obtenir
Italian: Ottenere

Sokmak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Sokmak hakkında ve içinde Sokmak kelimesi geçen, Sokmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Sokmak ile ilgili deyimler
Aşağıda Sokmak hakkında ve içinde Sokmak kelimesi geçen, Sokmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: arı gibi sokmak
Anlamı: iğnelemek, acı söz söylemek.
Deyim: başını belaya sokmak
Anlamı: birini, kötü sonuçlar verecek bir duruma itmek: 'Ayrıca benim başımı belaya sokmaktan da çekinmiş olabilir.' -A. Ümit.
Deyim: başını derde sokmak
Anlamı: sıkıntılı bir duruma girmek veya getirilmek.
Deyim: (bir işe) burnunu sokmak
Anlamı: gerekmeden her işe karışmak: 'Bir kere burnumu sokmuştum işin içine, sonuna kadar gitmekten başka çare yoktu.' -E. Bener.
Deyim: (bir yere) başını sokmak
Anlamı: barınacak bir yer bulmak: 'Çok şükür başımızı bir yere soktuk, şimdilik tatlı söyleyelim tatlı yiyelim.' -Z. Selimoğlu.
Deyim: (birine) felfelek sokmak
Anlamı: birini kuşkuya düşürmek: 'Sen beni bekle, bir gün seni alırım diye kıza bir felfelek sokmuş.' -R. N. Güntekin.
Deyim: (birine) fit vermek (sokmak)
Anlamı: 1) birini başkasına karşı kışkırtmak, arayı açmak; 2) kuşku uyandırmak: 'Muhtar, paraları alıp kaçmış olmasınlar diye zihnine bir fit sokmaya bakıyor.' -R. N. Güntekin.
Deyim: cendereye sokmak
Anlamı: manevi baskı altına almak: 'Böyle sabit bir görüş tarzı, fikir ve hayali bir cendereye sokmak demektir.' -N. Hikmet.
Deyim: çıkmaza sokmak
Anlamı: bir işi, bir durumu çözümlenemez, güç bir duruma getirmek: 'Bu çelişki, kıyafetinin seçimi konusunda onu çıkmaza sokuyordu.' -N. Bezmen.
Deyim: çivi sokmak (sürmek)
Anlamı: bir işin olmasında engel, güçlük çıkarmak: 'Bakanlıktan biri bir çivi sürer diye korkuyor.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: çomak sokmak (koymak)
Anlamı: bir işi aksatan, engelleyen davranışta bulunmak.
Deyim: dertsiz başını derde sokmak
Anlamı: bir derdi yokken gereksiz yere üzüntü veren bir işe girişmek.
Deyim: deve kuşu gibi başını kuma sokmak (gömmek)
Anlamı: 1) bir tehlike, bir olay karşısında yararlı olmayacağı apaçık ortada olan kaçamak bir yola sapmak; 2) başkalarını aldattığını sanarak kendisini aldatmak.
Deyim: devreye sokmak
Anlamı: işin içine girdirmek, karıştırmak.
Deyim: diliyle sokmak
Anlamı: bir kimseye ağır ve kırıcı sözler söylemek.
Deyim: düzen vermek (düzene koymak, düzene sokmak)
Anlamı: 1) düzenlemek, dağınıklıktan kurtarmak: 'Onun kendi yaşayışına yeni bir düzen vermesi gerekiyordu.' -T. Buğra. 'Yatak odasını düzene sokmakla meşguldü.' -R. H. Karay. 2) akort etmek: 'Şu sazıma bir düzen ver.' -Âşık Ali İzzet.
Deyim: elini arı kovanına sokmak
Anlamı: elini taşın altına koymak.
Deyim: elini taşın altına koymak (sokmak)
Anlamı: bir konuda sorumluluk üstlenmek.
Deyim: fitne sokmak
Anlamı: ara bozmak, insanları birbirine katmak.
Deyim: gözüne sokmak
Anlamı: bir kimsenin görmediği veya bulamadığı bir şeyi, ona sert bir tavırla göstermek.