Sarmak ne demek? Anlamı nedir?
Sarmak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Sarmak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Sarmak
Anlamlar:
1. Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek
Özelliği / Tipi / Türü: -i
2. Kuşatmak, çevirmek, ihata etmek
Örnek: "Gece, ahenk içinde divanımı/ Şenlendirse pırıl pırıl rakkaseler / Gece, gece, her yanımı / Sarsa güller, laleler, menekşeler"
3. Dolayında yer almak
4. Yayılıp etkisi altına almak, kaplamak
Örnek: "Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu."
5. Örtmek
Örnek: "Ah işte tövbe ettik bütün suçlarımızdan / Bir gaflet perdesiydi gözlerimizi saran"
6. Kucaklamak
7. Yumak yapmak
Örnek: "İpliği sarmak."
8. Şerit, ip vb. şeyler dolaşmak
9. Kâğıt veya bir bitki yaprağıyla dürmek
Örnek: "Dolma sarıyorum diye yaprağı parmağıma doladım."
10. Sarılıp tırmanmak
Özelliği / Tipi / Türü: -e
Örnek: "Asma çardağı sardı."
11. Bir şeyi başka bir şeyin içine koyup onunla kaplamak
Özelliği / Tipi / Türü: -e - -i
Örnek: "Kitabı kâğıda sarmak."
12. Taşıt tırmanmak, yükseğe doğru çıkmak
13. Saldırmak, hücum etmek
Örnek: "Faik Efendi biliyordu ki saracaklar hem de fena saracaklar."
14. Bir görev veya işin yerine getirilmesini başkasına yüklemek
15. Sözle saldırmak, tedirgin etmek
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Evdekilerin hepsi bana sarıyor."
16. Hoşuna gitmek, zevkini okşamak
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Bu canlılık, insanı on yıl önce görmüş olduğum muhteşem yazdan daha başka türlü sarıyordu."
Sarmak hakkında eş anlamlı kelimeler
Sarmak eş anlamlısı
sarmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : hücum etmek , saldırmak , tedirgin etmek , çevrelemek , örtmek , kucaklamak , kaplamak , ihata etmek , çevirmek , kuşatmak , zevkini okşamak
Sarmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Sarmak zıt anlamlısı
Sarmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Sarmak ile ilgili 10 örnek cümle
"Sarmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Sarmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Polis, evi sardı
2. Ateş bacayı sarmıştı
3. Bahçeyi yabanıl otlar sardı
4. Annesi oğlunu özlemle sardı
5. Adam kendine bir sigara sardı
6. Bu iş onu pek sardı
7. Kıymayı kâğıda sarıp verdi
8. Sarmaşık balkonu sardı
9. Dağcılar, dağlara sardılar, üç gün haber alınamadı
10. Herkesin kendisine sardığını öne sürüyor
Diğer dillerde Sarmak
İngilizce: Wrap
Spanish: Envolver
German: Wickeln
French: Envelopper
Italian: Avvolgere
Sarmak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Sarmak hakkında ve içinde Sarmak kelimesi geçen, Sarmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Sarmak ile ilgili deyimler
Aşağıda Sarmak hakkında ve içinde Sarmak kelimesi geçen, Sarmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: alev bacayı (saçağı) sarmak
Anlamı: ateş bacayı sarmak.
Deyim: ateş bacayı (saçağı) sarmak
Anlamı: bir olay, önüne geçilemez, tehlikeli bir durum almak.
Deyim: başına dünyanın belasını sarmak
Anlamı: büyük felaket getirmek: 'Sonradan Kayabaşı'nın başına ve bizim başımıza dünyanın belasını saracak kadar zengindik.' -T. Dursun K.
Deyim: (bir şeye) merak sarmak (duymak, salmak)
Anlamı: bir şeyi edinme, yapma veya onunla uğraşma isteğine kapılmak, bir şeye eğilim duymak: 'Bu adama, her gördüğüm vakit, merhamet ve korku ile karışık bir merak duyuyordum.' -R. N. Güntekin. 'Miralay beyimiz, emekli olduktan sonra komisyonculuğa kalkan veya cins tavuk yetiştirmeye merak salan soydan değildir.' -H. Taner.
Deyim: (bir şeyi birinin) başına sarmak
Anlamı: birine musallat etmek.
Deyim: (bir şeyin, bir kimsenin) etrafını almak (sarmak)
Anlamı: çevresinde toplanmak, ortaya almak, kuşatmak: 'Ön arabanın karşısına geçerler, bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığa vurarak etrafını alırlar.' -R. H. Karay. 'Herkes etrafımı sarmış, beni hararetle tebrik ediyorlardı.' -N. F. Kısakürek.
Deyim: (bir yeri) örümcek sarmak
Anlamı: bir yer örümcek ağları ile dolmak.
Deyim: (birini) makaraya almak (sarmak)
Anlamı: bir kimseyle alay etmek.
Deyim: (birinin) içini sarmak
Anlamı: sürekli düşünmek, hep onunla meşgul olmak: 'Saat dokuza yaklaşırken onun içini bir bayram sevinci sarardı.' -H. Taner.
Deyim: çapraza sarmak
Anlamı: bir iş içinden çıkılmaz duruma gelmek, çaprazlaşmak.
Deyim: eteğini başına atmak (sarmak)
Anlamı: birini azarlamak, onur kırıcı sözlerle suçlamak.
Deyim: fenaya sarmak
Anlamı: iş veya durum kötüye gitmek.
Deyim: güce sarmak
Anlamı: bir iş güç bir duruma gelmek, güçleşmek.
Deyim: iş sarpa sarmak
Anlamı: iş, içinden çıkılması zor bir duruma girmek.
Deyim: kırıp sarmak
Anlamı: bir şeyi yapmak için her türlü imkândan güçlükle yararlanmak: 'Düğüne kimlerin çağrıldığı anlaşılmaz, ne hediye gönderileceği de belli olmaz. Olmaz ama hepsi çağrılmıştır, hepsi de kırıp sarar, birer hediye alır yollar.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: sarpa sarmak (çekmek)
Anlamı: güçlükler ortaya çıkmak, çözülmesi çok güç bir duruma gelmek: 'Böyle böyle işler sarpa sarmaya başladı.' -E. Şafak. 'Düz ovada sarpa çekme yolunu / Ver mektebe okutsunlar oğlunu' -Âşık Veysel.
Deyim: tütün sarmak
Anlamı: sigara kâğıdına tütün koyup sigara yapmak: 'Bir yandan tütün sararken bir yandan da köyün evlerine bakıyorum.' -M. Kutlu.
Deyim: yangın bacayı sarmak
Anlamı: durum olağanüstü kötüye gitmek.