Bildirio.com
Eğitim

Sarma ne demek? TDK Türkçe sözlük anlamı nedir?

Sarma kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Sarma hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...

Sedef Karatay |
Sarma ne demek? TDK Türkçe sözlük anlamı nedir?
Sarma ne demek? TDK Türkçe sözlük anlamı nedir?

Kelime: Sarma

Anlamlar:

1. Sarmak işi

Özelliği / Tipi / Türü: Isim

Örnek: "Evlerindeki düzensizliğin, yozlaşmanın ve erinçsizliğin her yanı sarmasının yaratıcısı annesiydi."

"Muzaffer Uyguner"

2. Saran, içine alan şey, zarf

3. Çevirme

Özelliği / Tipi / Türü: Askerlik

4. Lahana, pazı ve üzüm yaprağının hazırlanan içle sarılmasıyla yapılan etli veya zeytinyağlı yemek

5. Bir ayakta alınan, paralel veya dik olarak dikmelerin üzerine yerleştirilen direk

Özelliği / Tipi / Türü: Madencilik

6. Sarılarak yapılan

Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat

Örnek: "Sarma yay."

İçinde Sarma geçen birleşik ve kökteş kelimeler: sarma kafiye, ciğer sarma, kilit sarma, zeytinyağlı sarma, lahana sarması, tavuk sarması, yaprak sarması


Sarma eş anlamlısı

Sarma hakkında eş anlamlı kelimeler

Sarma eş anlamlısı

sarma kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : çevirme, zarf, saran


Sarma zıt anlamlısı

Sarma hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Sarma zıt anlamlısı

Sarma kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!


Diğer dillerde Sarma

İngilizce: Wrap

Spanish: Envolver

German: Verpackung

French: Envelopper

Italian: Avvolgere


Sarma ile ilgili atasözleri

Sarma ile ilgili atasözleri

Aşağıda Sarma hakkında ve içinde Sarma kelimesi geçen, Sarma ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.


Sarma ile ilgili deyimler

Sarma ile ilgili deyimler

Aşağıda Sarma hakkında ve içinde Sarma kelimesi geçen, Sarma ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: alev bacayı (saçağı) sarmak

Anlamı: ateş bacayı sarmak.

Deyim: ateş bacayı (saçağı) sarmak

Anlamı: bir olay, önüne geçilemez, tehlikeli bir durum almak.

Deyim: başına dünyanın belasını sarmak

Anlamı: büyük felaket getirmek: 'Sonradan Kayabaşı'nın başına ve bizim başımıza dünyanın belasını saracak kadar zengindik.' -T. Dursun K.

Deyim: (bir şeye) merak sarmak (duymak, salmak)

Anlamı: bir şeyi edinme, yapma veya onunla uğraşma isteğine kapılmak, bir şeye eğilim duymak: 'Bu adama, her gördüğüm vakit, merhamet ve korku ile karışık bir merak duyuyordum.' -R. N. Güntekin. 'Miralay beyimiz, emekli olduktan sonra komisyonculuğa kalkan veya cins tavuk yetiştirmeye merak salan soydan değildir.' -H. Taner.

Deyim: (bir şeyi birinin) başına sarmak

Anlamı: birine musallat etmek.

Deyim: (bir şeyin, bir kimsenin) etrafını almak (sarmak)

Anlamı: çevresinde toplanmak, ortaya almak, kuşatmak: 'Ön arabanın karşısına geçerler, bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığa vurarak etrafını alırlar.' -R. H. Karay. 'Herkes etrafımı sarmış, beni hararetle tebrik ediyorlardı.' -N. F. Kısakürek.

Deyim: (bir yeri) örümcek sarmak

Anlamı: bir yer örümcek ağları ile dolmak.

Deyim: (birini) makaraya almak (sarmak)

Anlamı: bir kimseyle alay etmek.

Deyim: (birinin) içini sarmak

Anlamı: sürekli düşünmek, hep onunla meşgul olmak: 'Saat dokuza yaklaşırken onun içini bir bayram sevinci sarardı.' -H. Taner.

Deyim: canciğer kuzu sarması

Anlamı: içli dışlı, candan, pek içten: 'Bir gün evvel canciğer kuzu sarması, ferdası günü sen kimsin efendi ben seni tanımıyorum.' -H. Taner.

Deyim: çapraza sarmak

Anlamı: bir iş içinden çıkılmaz duruma gelmek, çaprazlaşmak.

Deyim: eteğini başına atmak (sarmak)

Anlamı: birini azarlamak, onur kırıcı sözlerle suçlamak.

Deyim: fenaya sarmak

Anlamı: iş veya durum kötüye gitmek.

Deyim: güce sarmak

Anlamı: bir iş güç bir duruma gelmek, güçleşmek.

Deyim: iş sarpa sarmak

Anlamı: iş, içinden çıkılması zor bir duruma girmek.

Deyim: kafası sarmamak

Anlamı: anlamamak, aklı ermemek.

Deyim: kırıp sarmak

Anlamı: bir şeyi yapmak için her türlü imkândan güçlükle yararlanmak: 'Düğüne kimlerin çağrıldığı anlaşılmaz, ne hediye gönderileceği de belli olmaz. Olmaz ama hepsi çağrılmıştır, hepsi de kırıp sarar, birer hediye alır yollar.' -M. Ş. Esendal.

Deyim: sarıp sarmalamak

Anlamı: sıkıca sarmak: 'Bak o zaman nasıl yakınlaşacaksınız. Güven nasıl sarıp sarmalayacak ikinizi.' -A. Ağaoğlu.

Deyim: sarmaş dolaş olmak

Anlamı: 1) birbirine sarılıp kucaklaşmak: 'Batan bir gemide birbirini arayıp bulduktan sonra sarmaş dolaş olmuş felaketzedelere benziyorlar.' -N. F. Kısakürek. 2) iç içe girmek, karman çorman olmak.

Deyim: sarpa sarmak (çekmek)

Anlamı: güçlükler ortaya çıkmak, çözülmesi çok güç bir duruma gelmek: 'Böyle böyle işler sarpa sarmaya başladı.' -E. Şafak. 'Düz ovada sarpa çekme yolunu / Ver mektebe okutsunlar oğlunu' -Âşık Veysel.

🚀 Popüler post! Son 24 saatte 98 kişi görüntüledi!

❤️ Sevilen post! Son 24 saatte 0 kişi favoriledi!

🏷️ Beklenen post! Son 24 saatte 0 kişi kaydetti!

🚀 Popüler post! Son 24 saatte 98 kişi görüntüledi!