Kelime: Saka

Kökeni: "Arapça saḳḳā" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.

Anlamlar:

1. Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse

Özelliği / Tipi / Türü: Isim

2. Kırsal bölgelerde sulama işlerini düzenleyen ve denetleyen kimse

2. Saka kuşu

Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Hayvan bilimi

İçinde Saka geçen birleşik ve kökteş kelimeler: saka kuşu

3. Baygınlık, kendinden geçme durumlarına yol açan bir hastalık

Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Tıp


Saka hakkında eş anlamlı kelimeler

Saka eş anlamlısı

saka kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : latife, güldürmek


Saka hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Saka zıt anlamlısı

Saka kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!


Saka ile ilgili 3 örnek cümle

"Saka" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Saka" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. İş şaka kaldıracak türden değildi

2. Onun şakası yoktur, babasını bile kayırmaz, bildiğini yapar

3. Bu işin şakası yoktur, bilesin


Diğer dillerde Saka

İngilizce: Joke

Spanish: Broma

German: Witz

French: Blague

Italian: Scherzo


Saka ile ilgili atasözleri

Saka ile ilgili atasözleri

Aşağıda Saka hakkında ve içinde Saka kelimesi geçen, Saka ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: akıl olmayınca ne yapsın sakal?

Anlamı: kişi yaşlandığında olgunlaşmayıp akılsız kalmışsa çocukça işler yapar.

Atasözü: fırsat sakal altından geçer

Anlamı: fırsatı yakalayabilmek için uygun zamanı kollamak gerekir.

Atasözü: her sakaldan bir tel çekseler köseye sakal olur

Anlamı: herkes biraz fedakârlık etse bir yoksul perişanlıktan kurtulur.

Atasözü: keçide de sakal var

Anlamı: sakal, kişiye değer kazandırmaz.

Atasözü: köseyle alay edenin top sakalı kara gerek

Anlamı: başkasının eksikleriyle eğlenen kimsenin kendisi kusursuz olmalıdır.

Atasözü: ne sakala minnet ne bıyığa

Anlamı: insan en yakın akrabalarından bile yardım istemeyerek kendi imkânlarıyla yetinmelidir.

Atasözü: sakal bıyığa denk olmayınca berber ne yapsın?

Anlamı: gelir gidere denk değilse durumu düzene koymaya çalışan kişi durumu düzeltmek için fazla bir şey yapamaz.

Atasözü: sakal keçide de var

Anlamı: sakal, kişiye değer kazandırmaz.

Atasözü: sakalım yok ki sözüm dinlensin

Anlamı: ancak yaşlı kimselerin söz ve öğütleri dinlenir.

Atasözü: sakalla olaydı kişi, keçiye danışırlardı her işi

Anlamı: sakal, kişiye değer kazandırmaz.

Atasözü: yavaş tükürüğün sakala zararı var

Anlamı: sert davranmak gereken durumlarda gevşek davranan kişi bu tutumunun zararını görür.


Saka ile ilgili deyimler

Aşağıda Saka hakkında ve içinde Saka kelimesi geçen, Saka ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: ak sakaldan yok sakala gelmek

Anlamı: çok yaşlanıp iyice kuvvetten düşmek.

Deyim: aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık

Anlamı: iki karşıt ve aynı derecede sakıncalı durum karşısında karar verme zorluğunu anlatan bir söz.

Deyim: (bir işin) sakalı bitmek

Anlamı: tkz. bir iş sürüncemede kalmak.

Deyim: (bir işte) saç sakal ağartmak

Anlamı: o işte uzun zaman çalışmış, emek vermiş olmak.

Deyim: (birinin) sakalına gülmek

Anlamı: ciddi gibi görünen sözlerle alay etmek.

Deyim: (birinin) sakalının altına girmek

Anlamı: yakınlık kurarak ona düşüncesini aşılamak.

Deyim: elinden bir kaza (sakatlık) çıkmak

Anlamı: istemeyerek birini yaralamak veya öldürmek: 'Belki elinden bir kaza çıkar diye evine girmeye cesaret edemezdi.' -Y. K. Karaosmanoğlu.

Deyim: fırsat sakal altından geçer

Anlamı: 'fırsatı yakalayabilmek için uygun zamanı kollamak gerekir' anlamında kullanılan bir söz.

Deyim: her gördüğü sakallıyı babası sanmak

Anlamı: şaka görünüşe aldanmak.

Deyim: kösenin sakalı gibi

Anlamı: her zaman olduğu gibi kalan, değişikliğe uğramayan.

Deyim: saç sakal birbirine karışmak

Anlamı: saçı sakalı uzamak, bakımsız görünmek.

Deyim: saçı sakalı akar gibi

Anlamı: üstü başı perişan bir durumda: 'Hani saçı sakalı akar gibi bir adam geliyor ya buraya, o işte.' -N. Ataç.

Deyim: saka beygiri gibi

Anlamı: 1) bir iş uğruna birçok yere uğrayarak dolaşan (kimse); 2) yalnız vakit geçirmek için amaçsız dolaşan (kimse).

Deyim: sakal bırakmak (koyuvermek veya salıvermek veya uzatmak)

Anlamı: sakalını tıraş etmeyip büyütmek: 'Yaşıtlarının hemen hepsi sakal koyuverdi.' -Y. Z. Ortaç.

Deyim: sakal oynatmaz

Anlamı: ağızda eriyecek kadar olgunlaşmış (yemiş, yiyecek).

Deyim: sakalı değirmende ağartmak

Anlamı: yıllar pek çok deneyim kazandırmış olmak.

Deyim: sakalı ele vermek (kaptırmak)

Anlamı: başkasının sözünden çıkmayacak bir duruma düşmek: 'Yumuşak durmak, yalvarmak, sakalı ele vermek demektir, sonra artık evin idaresi ne olacak?' -M. Ş. Esendal.

Deyim: sakalı saydırmak

Anlamı: saygınlıktan düşmek.

Deyim: sakalına ak (kır) düşmek

Anlamı: sakalı ağarmaya başlamak, yaşlanmak: 'Düşük siyah bıyıklarına, sakalına pek az kır düşmüş olan Selim Paşa, karısından çok genç görünüyordu.' -H. E. Adıvar.

Deyim: sakalına göre tarak vurmak

Anlamı: birinin hoşlanacağı biçimde konuşmak veya davranmak: 'Sakalına göre tarak vurdum. Oğlunun çok selamı var, dedim. Tarla icarlarını toplar, kendi elleriyle verir, dedim.' -O. Kemal.