Kelime: şak
Anlamlar:
1. Eni geniş bir şeyle vurulduğunda çıkan ses
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
İçinde şak geçen birleşik ve kökteş kelimeler: şak şak
2. Yarma, yarılma
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Eskimiş
3. Yarık, çatlak
İçinde şak geçen birleşik ve kökteş kelimeler: şakketmek
şak hakkında eş anlamlı kelimeler
şak eş anlamlısı
şak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : yarılma, yarma, çatlak, yarık

şak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
şak zıt anlamlısı
şak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde şak
İngilizce: Smack
Spanish: Tortazo
German: Shak
French: Claquer
Italian: Schiaffeggiare

şak ile ilgili atasözleri
Aşağıda şak hakkında ve içinde şak kelimesi geçen, şak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: ağa borç eder, uşak harç
Anlamı: ağa para sıkıntısı içinde olup borç etse de uşak, bunu anlamaz ve bol harcamayı sürdürür.
Atasözü: Azrail gelince oğul, uşak sormaz
Anlamı: Azrail büyük küçük demez, eceli gelenin canını alır.
Atasözü: boş başak dik durur
Anlamı: bilgisiz olan üstün görünmek için kasılır.
Atasözü: buğday başak verince orak pahaya çıkar
Anlamı: gereksinim duyulan şey değer kazanır.
Atasözü: yılana yumuşak diye el sunma
Anlamı: kişi, yumuşak huylu görünen herkese aldanmamalı, daima tehlikeli bir durumla karşılaşabileceğini düşünmelidir.
Atasözü: yumuşak huylu atın çiftesi pek olur
Anlamı: yumuşak huylu kimseler öfkelendiklerinde aşırı davranışlarda bulunurlar.
şak ile ilgili deyimler
Aşağıda şak hakkında ve içinde şak kelimesi geçen, şak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: başak bağlamak (tutmak)
Anlamı: arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerde başak oluşmak.
Deyim: (birine) uşaklık etmek
Anlamı: 1) bir kimseye hizmet veya kulluk etmek; 2) mec. kendi çıkarı için yasal veya ahlaki olmasa bile başkasının her dediğini yapmak zorunda olmak.
Deyim: bülbül gibi şakımak
Anlamı: güzel sesle, neşeyle konuşmak.
Deyim: iki eli şakaklarında düşünmek
Anlamı: derin derin düşünmek.
Deyim: ipten kuşak kuşanmak
Anlamı: yoksul düşmek.
Deyim: işi şakaya dökmek
Anlamı: ciddi başlayan bir sözü veya davranışı şakaya çevirmek: 'Bu gayretin boşluğunu anlayarak işi şakaya dökmeye başlıyor.' -R. N. Güntekin.
Deyim: meşakkat çekmek
Anlamı: güçlüklerle karşılaşmak.
Deyim: meşakkate katlanmak
Anlamı: güçlüğe, sıkıntıya dayanmak, göğüs germek.
Deyim: muaşakada olmak
Anlamı: sevişmek, birbirine âşık olmak: 'Ahmet'le Fazilet'in muaşakada oldukları ve evlenmeye hazırlandıkları anlaşıldı.' -Y. K. Beyatlı.
Deyim: şak diye
Anlamı: ansızın: Şak diye yüzüne vurdu.
Deyim: şaka etmek
Anlamı: bir kimseye eğlenmek amacıyla takılmak.
Deyim: şaka gibi gelmek
Anlamı: bir türlü inanamamak.
Deyim: şaka götürmemek
Anlamı: 1) bir durum veya iş hafifsemeye, dikkatsizliğe gelmemek: 'Rica ederim gülmeyiniz, iş pek naziktir, şaka götürmez.' -H. R. Gürpınar. 2) şakadan hoşlanmamak.
Deyim: şaka kaldırmak
Anlamı: şakaya dayanmak, katlanmak: 'Bizim oralılar şakacıdırlar, şaka kaldırırlar.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: şaka maka derken
Anlamı: 'işi ciddiye almadık ama' anlamında kullanılan bir söz: 'Geçen gün, şaka maka derken az daha kavga ediyorduk bu yüzden.' -N. Hikmet.
Deyim: şaka yapmak
Anlamı: şaka niteliğinde bir şey yapmak veya söylemek: 'İlk defa görüştüğümüz hâlde benimle şaka yaptı.' -Ö. Seyfettin.
Deyim: şakakları ağarmak (beyazlanmak)
Anlamı: yaşlanmak: 'Ben o eski adam değilim, şakaklarım nasıl beyazlanmış, görmüyor musun?' -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim: şakakları atmak
Anlamı: çok sinirlenmek: 'Kalbinin yırtıldığını, kilitlenen çenelerinin çatırdadığını, şakaklarının attığını duyardı.' -Ö. Seyfettin.
Deyim: şakası yok
Anlamı: 'hatır gönül tanımaz, gerekeni yapar' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: şakaya almak
Anlamı: söylenilen gerçek sözü şaka gibi kabul etmek: 'Mustafa Kemal Paşa, bu isteği ilk önce şakaya alarak şöyle cevaplandırmıştı.' -Y. K. Karaosmanoğlu.