Kelime: Pişirmek

Anlamlar:

1. Bir besin maddesini gerektiği kadar ısıda tutarak yenebilecek veya içilebilecek bir duruma getirmek

Özelliği / Tipi / Türü: -i

Örnek: "Ayşe Nine de onlara bir yorgunluk kahvesi pişiriyordu hem de denizcilerle yârenlik ediyordu."

"Halikarnas Balıkçısı"

2. Isı etkisiyle belirli bir kullanıma elverişli duruma getirmek

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Tuğla pişirmek. Çömlek pişirmek."

3. Çalışarak öğrenmek

Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam

4. Olgunlaştırmak

Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam

5. Bunaltacak kadar ısıtmak, yakmak

Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam

Örnek: "Bu ceket beni pişirdi."


Pişirmek eş anlamlısı

Pişirmek hakkında eş anlamlı kelimeler

Pişirmek eş anlamlısı

pişirmek kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : yakmak, olgunlaştırmak


Pişirmek zıt anlamlısı

Pişirmek hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Pişirmek zıt anlamlısı

Pişirmek kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!


Pişirmek ile ilgili 5 örnek cümle

"Pişirmek" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Pişirmek" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Pirzola pişirmek için kömür yaktım

2. Kiremidi güneşte mi pişiriyorlar?

3. Olaylar onu pişirmişti

4. Konuyu pişirmek için birkaç kez okumalıydın

5. Bugün hava insanı pişiriyor


Diğer dillerde Pişirmek

İngilizce: Cook

Spanish: Cocinar

German: Kochen

French: Cuire

Italian: Cucinare


Pişirmek ile ilgili atasözleri

Pişirmek ile ilgili atasözleri

Aşağıda Pişirmek hakkında ve içinde Pişirmek kelimesi geçen, Pişirmek ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.


Pişirmek ile ilgili deyimler

Pişirmek ile ilgili deyimler

Aşağıda Pişirmek hakkında ve içinde Pişirmek kelimesi geçen, Pişirmek ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: ensesinde boza pişirmek

Anlamı: 1) ısıtmak, kızgın duruma getirmek: 'Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş, vücutlarının teri mintanlarının üstüne çıkmıştı.' -H. Taner. 2) birini çok üzmek, tedirgin etmek: 'İhtiyarlık kepaze şey... Şimdi çocuk evde ensemde boza pişiriyor.' -R. N. Güntekin. 3) birini bir işi yapıp bitirmesi için sürekli sıkıştırmak.

Deyim: işi pişirmek

Anlamı: tkz. aralarında gizlice anlaşmak: 'Böyle olunca da Saffet Ferit için kızla işi pişirmek bir saat meselesi hâline gelecekti.' -S. F. Abasıyanık.

Deyim: pazarlığı pişirmek

Anlamı: pazarlıkta uyuşma sağlayacak duruma gelmek: 'Ne olacak efendim! Pazarlığı pişirdiler.' -Y. K. Karaosmanoğlu.