Kelime: Okumak
Anlamlar:
1. Bir yazıyı meydana getiren harf ve işaretlere bakıp bunları çözümlemek veya seslendirmek
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Bana umutsuz bir sesle son raporları okudu."
2. Yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Gazete bile okumak istemiyorum."
3. Bir konuyu öğrenmek için okulda, bir öğretmenin yanında veya yazılı şeyler üzerinde çalışmak, öğrenim görmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Çabuk dil öğrenmedi, okumak istemedi."
4. Sesli olarak söylemek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Salon boşalmaya başladı, biz şiirler okuyup dinliyoruz."
5. Bir şeyin anlamını çözmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Şifre okumak."
6. Hastalığı iyi edeceğini ileri sürerek okuyup üflemek, üfürükçülük etmek
7. Bazı belirtilerle bir anlamı, gizli bir duyguyu anlamak, kavramak
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Yüzünü benden saklıyor. Niçin? Çehresinde, melalinde aşkının matemini okumayayım diye mi?"
8. Değerlendirmek
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
9. Sövmek, küfretmek
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz - Argo
10. Bir yere çağırmak, davet etmek, okuntu göndermek
Özelliği / Tipi / Türü: Halk ağzında

Okumak hakkında eş anlamlı kelimeler
Okumak eş anlamlısı
okumak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : üfürükçülük etmek, küfretmek, sövmek, kavramak

Okumak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Okumak zıt anlamlısı
Okumak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Okumak ile ilgili 10 örnek cümle
"Okumak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Okumak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Kitap okumak insanı geliştirir
2. Fakültede birkaç yıl okumak doktor olmaya yeter mi?
3. Şiir okumak, şarkı okumaya benzemez
4. Şifreyi okuyacak kimse yoktu
5. Düşüncesini yüzünden okumak olanağı yoktu
6. Hasan Hoca okursa bir şeyciği kalmazmış
7. Karakolda okumuş, mahkemede inkâr etmiş
8. Bu davranışı nasıl okumak gerektiğini bilmiyorum
9. Okuya okuya gözlerinden oldu
10. Çocuk yolda kitabını okuya okuya gidiyordu
Diğer dillerde Okumak
İngilizce: Reading
Spanish: Lectura
German: Lesen
French: Lecture
Italian: Lettura

Okumak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Okumak hakkında ve içinde Okumak kelimesi geçen, Okumak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Okumak ile ilgili deyimler
Aşağıda Okumak hakkında ve içinde Okumak kelimesi geçen, Okumak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: bela okumak
Anlamı: birine ilenmek.
Deyim: bildiğini okumak
Anlamı: herkes ne derse desin bildiği, istediği gibi davranmak: 'Efendiden gizli yine herkes bildiğini okuyordu.' -H. R. Gürpınar.
Deyim: (bir şeye) Fatiha okumak
Anlamı: o şeyden umudunu kesmek.
Deyim: (biri ötekinin) babasına rahmet okumak
Anlamı: hakkında iyilik düşünmemek.
Deyim: (birinin) ciğerini okumak
Anlamı: onun aklından geçenleri, gizli düşüncelerini bilmek: 'Mademki ... her baktığı insanın ciğerini dahi okuyordu, nasıl olup da etrafını saran mideci dalkavukların ikiyüzlülüğünü anlayamıyordu?' -H. Taner.
Deyim: (birinin) içini okumak
Anlamı: birinin gizli, saklı düşüncelerini anlamak: 'Çökük gözlerinin arkasında insanın içini ezberden okuyan bir hayat sezişi var.' -H. E. Adıvar.
Deyim: (birinin) künyesini okumak
Anlamı: ayıplarını yüzüne vurarak bir kimseye sövmek.
Deyim: bülbül gibi konuşmak (okumak)
Anlamı: 1) kolaylıkla konuşmak, okumak: 'Kadın bülbül gibi Fransızca konuşuyor.' -H. E. Adıvar. 2) itiraf etmek.
Deyim: canına ezan okumak
Anlamı: bir kimsenin hakkından gelmek, öldürmek.
Deyim: canına okumak
Anlamı: tkz. berbat ve perişan etmek: 'Sabaha kadar canına okur, gün ağardı mı zavallıyı ter içinde perperişan bırakır gider.' -E. Şafak.
Deyim: çarkına etmek (okumak)
Anlamı: argo birine büyük kötülük yapmak veya işini bozarak zarar vermek.
Deyim: düşüncesini okumak
Anlamı: bir kimsenin ne düşündüğünü anlamak.
Deyim: ezber okumak
Anlamı: bir metni veya sözü herhangi bir yere bakmadan bellekte kalan biçimiyle söylemek.
Deyim: ezberden okumak
Anlamı: daha önceden belleğine aldığı için herhangi bir yere bakmadan söylemek.
Deyim: gazel okumak
Anlamı: 1) gazel söylemek: 'Karagözcünün makamlar arası dolaşması, şarkı ve gazel okuması lazımdı.' -S. Ayverdi. 2) mec. oyalamak veya kandırmak üzere boş sözler söylemek.
Deyim: gözleri velfecri okumak
Anlamı: kurnazlığı gözlerinden belli olmak.
Deyim: gözlerinden okumak
Anlamı: düşüncelerini bakışlarından sezmek: 'Doktor, Sevim Hanım'ın içinden geçenleri gözlerinden okuyarak söze karıştığında pişman oldu.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: hariçten gazel okumak (atmak)
Anlamı: tkz. 1) bir konuyu iyice bilmeden üzerinde görüş ve düşünce ileri sürmek; 2) bir konuşmaya yersiz ve zamansız katılmak.
Deyim: içinden okumak
Anlamı: 1) ses çıkarmadan okumak; 2) argo sessiz bir biçimde sövmek.
Deyim: ince eleyip (eğirip) sık dokumak
Anlamı: bir şeyi en küçük ayrıntılarına kadar araştırmak, gözden veya elden geçirmek: 'Annesinin bu meseleyi nasıl ince eleyip sık dokuyacağını biliyordu.' -O. Kemal.