Okullara gönderilen yazıda, Erdoğan'ın Millet Bahçesi açılışına öğrenci katılımı sağlanması istendi. Yazıda öğrenci listeleri talep edilirken, gerekirse araç kiralanması da önerildi.

İstanbul Valiliği, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılacağı Beykoz Millet Bahçesi açılış töreni için okullara yazı gönderdi. Yazıda, etkinliğe katılacak öğrencilerin listesi istendi ve öğrencilerin etkinliğe taşınması için belediye araçları, kamu araçları ve okul servislerinin kullanılması, gerekirse araç kiralama yoluna gidilmesi gerektiği belirtildi. Bu talep, kamuoyunda büyük tartışmalara yol açtı. Valiliğin, Cumhurbaşkanının katılacağı bir etkinlik için öğrencilerin zorunlu katılımını sağlamak amacıyla okullara baskı yaptığı iddiaları öne sürüldü. Yazıda yer alan "gerekirse araç kiralayın" ifadesi ise kamu kaynaklarının etkinlik için kullanılmasının eleştirilmesine neden oldu. Eleştirilerin odağında, öğrencilerin siyasi bir etkinliğe katılımının zorunlu hale getirilmesinin eğitim sisteminin tarafsızlığına ve öğrencilerin siyasi görüşlerini özgürce ifade etme haklarına aykırı olduğu görüşü yer alıyor. Yazıda, İstanbul'daki 28 ilçeden İstanbul Öğrenci Meclisleri, okul spor kulüpleri ve ilçe koordinatörlerinin proje dahilindeki öğrencilere eşlik etmek üzere katılım sağlamaları talep edildi. Etkinliğe katılacak öğrenci sayısının oldukça yüksek olması ve bunun için gerekli lojistik desteğin sağlanması konusunda endişeler dile getirildi. Valiliğin, 28 ilçeden etkinlik alanına gidiş ve dönüşlerin sağlanması amacıyla öncelikle ilçe başkanlarından araç tahsisi talep etmesi ve aksaklıklara yol açılmaması adına İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerince gerekli tedbirlerin alınmasını istemesi, kamu kaynaklarının etkinlik için kullanılmasının ne kadar kapsamlı olduğunu gösteriyor. İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün imzasının yer aldığı yazıda, belediye araçları, kamu araçları, okul servislerinin kullanılması, ihtiyaç duyulması halinde araç kiralama yoluna gidilmesi gerektiği vurgulanmış olması, maliyetlerin nasıl karşılanacağı ve kamu kaynaklarının bu tür etkinliklerde kullanılmasının hesap verilebilirliğinin sorgulanmasına neden oldu. Okulların, Cumhurbaşkanının katılacağı bir etkinliğe öğrenci göndermek zorunda kalmasının, eğitim kurumlarının tarafsızlığına gölge düşürdüğü, öğrencilerin siyasi baskı altında kaldığı ve eğitim süreçlerinin siyasi amaçlar için kullanıldığı yönünde eleştiriler yapıldı. Yalnızca Beykoz’dan 7100 öğrencinin etkinliğe götürüleceği haberleri, bu sayının çokluğu ve etkinliğin kapsamı düşünüldüğünde organizasyonun büyüklüğünü ve devlet kaynaklarının ne kadar yoğun bir şekilde kullanıldığını ortaya koyuyor. Bu durum, kamu kaynaklarının etkin ve şeffaf bir şekilde kullanılmasının önemine işaret ediyor. Öğrencilerin siyasi bir etkinliğe katılımının zorunlulaştırılmasının etik ve yasal boyutları tartışılırken, öğrencilerin eğitim hakkının ve siyasi görüşlerini serbestçe ifade etme hakkının korunmasının önemi vurgulanıyor. Olayın, eğitim sistemi ile siyasi iktidar arasındaki ilişkinin yeniden değerlendirilmesi gerekliliğini ortaya koyduğu ve kamuoyunda geniş yankı bulduğu da aşikardır. Bu tür uygulamaların, demokratik normlar ve eğitim ilkeleriyle uyumlu olup olmadığı ciddi bir şekilde sorgulamayı gerektiriyor. Özellikle "gerekirse araç kiralayın" cümlesi, devletin kaynaklarının nasıl kullanıldığı ve bu kullanımın şeffaflığının olup olmadığı konusunda ciddi soru işaretleri yaratıyor.