Kelime: Of
Anlamlar:
1. Sıkıntı, bezginlik, usanç, acı, yorgunluk vb. duyguları belirten bir söz
Özelliği / Tipi / Türü: ünlem
Örnek: "Of, bıktım artık! Of, kolum acıdı! Bu da ne karışık bir rüya imiş diye söyleniyordu."
2. Trabzon iline bağlı ilçelerden biri
Özelliği / Tipi / Türü: Isim

Of hakkında eş anlamlı kelimeler
Of eş anlamlısı
of kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!

Of hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Of zıt anlamlısı
Of kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Of ile ilgili 2 örnek cümle
"Of" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Of" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Of, çok acıdı. Of, bundan kurtuluş yok mu?
2. Öf, ama zor iş!
Diğer dillerde Of
İngilizce: Of
Spanish: De
German: Von
French: De
Italian: Di

Of ile ilgili atasözleri
Aşağıda Of hakkında ve içinde Of kelimesi geçen, Of ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: abdestsiz sofuya namaz mı dayanır
Anlamı: kurallara, koşullara uyulmadıktan sonra bir sürü iş yapılabilir.
Atasözü: oğlan atadan (babadan) öğrenir sofra açmayı, kız anadan öğrenir biçki biçmeyi
Anlamı: erkek çocuk, erkeklerin yapması gereken şeyleri babasından, kız çocuk da kadınların yapması gereken şeyleri annesinden öğrenir; anne ve baba bunları bilmiyorsa çocuktan böyle şeyler beklenemez.
Atasözü: sofrada elini, mecliste dilini sakla
Anlamı: topluluk içinde kendini denetle, aşırı davranışlarda bulunmaktan kaçın, açgözlülük ve gevezelik etme.
Atasözü: sofu soğan yemez, bulunca sapını komaz
Anlamı: hoşa gitmeyen işlere yönelmez gibi görünen öyle kişiler vardır ki bu işlere girişince en aşırı yolu tutarlar.
Atasözü: su küçüğün, söz (sofra, yemek) büyüğün
Anlamı: 1) temel bir ihtiyaç olan su önce küçüğe verilir, konuşmaya ise ilk önce büyükler başlar; 2) her şeyin bir sırası vardır; kişiler bu sıralamada yaşlarına, kültürlerine vb. özelliklerine göre yer alırlar.

Of ile ilgili deyimler
Aşağıda Of hakkında ve içinde Of kelimesi geçen, Of ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: kof çıkmak
Anlamı: bir kimsenin bilgisiz, değersiz, işe yaramaz biri olduğu anlaşılmak.
Deyim: mikrofona koymak
Anlamı: hikâye, roman, oyun vb. eserleri radyo için elverişli duruma getirip yayımlamak.
Deyim: nohut oda, bakla sofa
Anlamı: bir evin küçüklüğünü ve darlığını anlatmak için söylenen bir söz: 'Nohut oda, bakla sofa, bizim de evimiz olacak diye mırıldandı.' -H. Taner.
Deyim: of bile dememek
Anlamı: şikâyetçi olmamak, şikâyet etmemek: 'Yusuf gözlerine mil çekilirken of bile demedi.' -Y. Kemal.
Deyim: of çekmek
Anlamı: oflamak: 'Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır' -Halk türküsü.
Deyim: oflaya puflaya
Anlamı: sıkılarak, acı çekerek, bunalarak: 'Oflaya puflaya neleri varsa hepsini vermek zorunda kalırlar.' -Ç. Altan.
Deyim: oflayıp puflamak
Anlamı: 'of, puf' diyerek sıkıntısını, acısını dışa vurmak.
Deyim: ofsayta düşmek
Anlamı: 1) futbolda hücuma geçen takımın en az bir oyuncusu topla oynandığı anda rakip takımın kale çizgisine, o takımın en yakın oyuncusundan daha yakın bulunmak; 2) mec. istemediği hâlde kötü bir durumda kalmak.
Deyim: ofsaytta kalmak
Anlamı: 1) ofsayta düşmek; 2) mec. istemediği hâlde kötü bir durum içinde kalmak.
Deyim: pof diye
Anlamı: pof sesi çıkararak: Yastık pof diye yere düştü. Balon pof diye söndü.
Deyim: sofra donatmak
Anlamı: sofraya bol ve türlü yiyecekler koymak.