Kelime: Nur

Kökeni: "Arapça nūr" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.

Anlamlar:

1. Aydınlık, ışık, parıltı, ziya

Özelliği / Tipi / Türü: Isim

2. İlahi bir güç tarafından gönderildiğine inanılan parlaklık

Örnek: "Kuru Kadı okurken önündeki mezarın bir yeşil nurla tutuştuğunu gördü."

"Ömer Seyfettin"

İçinde Nur geçen birleşik ve kökteş kelimeler: nur yüzlü, gemici nuru, göz nuru


Nur eş anlamlısı

Nur hakkında eş anlamlı kelimeler

Nur eş anlamlısı

nur kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : ziya, parıltı, ışık, aydınlık


Nur zıt anlamlısı

Nur hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Nur zıt anlamlısı

Nur kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!


Nur ile ilgili 1 örnek cümle

"Nur" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Nur" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Nur gibi karısını bırakıp kaçmış


Diğer dillerde Nur

İngilizce: Light

Spanish: Luz

German: Nur

French: Lumière

Italian: Luce


Nur ile ilgili atasözleri

Nur ile ilgili atasözleri

Aşağıda Nur hakkında ve içinde Nur kelimesi geçen, Nur ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: abdal tekkede, hacı Mekke'de bulunur

Anlamı: herkes kendisine yakışan ve uğraştığı işle ilgili olan yerdedir.

Atasözü: al kaşağıyı gir ahıra, yarası (yağırı) olan gocunur (gocunsun)

Anlamı: bir yolsuzluğun suçluları aranırken o işte kusuru olan kişi telaşlanır.

Atasözü: at bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz

Anlamı: bir işi başarabilmek için gerekli olan koşullar her zaman eksiksiz olarak ele geçmez.

Atasözü: at olur, meydan olmaz (bulunmaz), meydan olur (bulunur), at olmaz (bulunmaz)

Anlamı: gerekli şartlar her zaman bir arada bulunmaz.

Atasözü: bal olan yerde sinek de olur (bulunur)

Anlamı: güzel şeylerin çevresinde, ondan yararlanmak isteyen asalaklar dolaşır.

Atasözü: bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır (dokunur)

Anlamı: bir kötünün, yalnızca yakın çevresine değil daha geniş çevrelere de zararı dokunur.

Atasözü: bu kadar kusur kadı kızında da bulunur

Anlamı: üzerinde durulmaya değmeyecek kadar küçük bir kusurdur.

Atasözü: dünyada tasasız baş bostan korkuluğunda bulunur

Anlamı: bu dünyada tasasız olan insan yoktur.

Atasözü: eskiye rağbet (itibar) olsaydı bitpazarına nur yağardı

Anlamı: her şeyin yenisi sevilir.

Atasözü: kelle sağ olsun da külah bulunur

Anlamı: kişi yaşasın da elbet bir iş sahibi olur.

Atasözü: sora sora Bağdat (Kâbe) bulunur

Anlamı: insan sora sora çok uzak yerleri bile bulur.

Atasözü: yarası olan gocunur (gocunsun)

Anlamı: bir işte sorumlu aranırken kusuru olan kimse telaşa düşer.

Atasözü: yol sormakla bulunur

Anlamı: bir işte izlenecek doğru yol, bilenlerden sorularak öğrenilmelidir.


Nur ile ilgili deyimler

Nur ile ilgili deyimler

Aşağıda Nur hakkında ve içinde Nur kelimesi geçen, Nur ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: (bir şey) dişe dokunur (olmak)

Anlamı: işe yarar, belirtilmeye değer, önemli (olmak): 'Bu türlü yazıları okumaktan -içlerinde dişe dokunur bir şey olmadığı için midir, nedir- pek hoşlanmıyorum.' -O. V. Kanık.

Deyim: (birinin) onuruna ... vermek

Anlamı: birine saygı göstermek için yemek, toplantı vb. ağırlamada bulunmak.

Deyim: el emeği göz nuru

Anlamı: yapımı uzun zaman alan ve çok emek isteyen iş, el işi göz nuru.

Deyim: el işi göz nuru

Anlamı: el emeği göz nuru.

Deyim: göz nuru dökmek

Anlamı: fazla emek sarf etmek: 'Kızcağız göz nuru dökmüş, çok ince şeyler işlemiş.' -H. Taner.

Deyim: nur gibi

Anlamı: parlak, pırıl pırıl.

Deyim: nur içinde yatsın

Anlamı: sevgiyle anılan ölüler için söylenen bir söz.

Deyim: nur inmek

Anlamı: kutsal bir yere gökten ilahî ışık yağmak.

Deyim: nur ol!

Anlamı: beğenildiği belirtilmek istendiğinde kullanılan bir söz.

Deyim: nur topu gibi

Anlamı: sağlıklı, çok güzel ve temiz (çocuk): 'Oğlan nur topu gibi idi.' -P. Safa.

Deyim: onur duymak

Anlamı: onurlanmak: 'Piyesini sahneye koymaktan büyük onur duyduğunu söyledi.' -C. Uçuk.

Deyim: onuruna dokunmak

Anlamı: birinin gururunu, haysiyetini incitmek.

Deyim: onuruna yedirememek

Anlamı: bir kimse, kendine duyduğu saygıyla bağdaşmayan ve onur kırıcı olay veya davranışlar karşısında tepkide bulunmak, kendine yedirememek: 'Bu haksızlığı onuruna yediremeyen Mustafa, o günden sonra bu okula gitmemek için ayak diredi.' -E. C. Güney.