Nuh gemisine aldı, Hammurabi korudu; AKP ise zeytin katliamı yasasıyla köylüleri darbederek direnişi bastırıyor. Bu durum, iktidarın 22 yıllık sürecinde artan baskıları simgeliyor.


Google News

Yayınlama:4 hafta önce

Okuma süresi: 3 dakika

AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana sık sık Meclis’e taşıdığı zeytin katliamı yasa tasarılarına bir yenisi daha eklendi. Komisyonda köylüler ve muhalefet milletvekilleri darbedilerek direnirken, tasarı AKP’nin oy çokluğuyla kabul edildi.

Zeytin Ağaçları Tehdit Altında

Tarihi 36 bin yıl öncesine dayanan zeytin ağacı, insanlık tarihinin en eski tarım ürünlerinden biri olarak biliniyor. M.Ö. 4000 yılında zeytin yetiştiriciliğine başlandığı kaydedilirken, bu ağaçların kutsal bir sembol olduğu da unutulmamalıdır. Nuh’un gemisinde felaketin sona erdiğini müjdeleyen beyaz güvercinin ağzındaki zeytin dalı, bu ağacın tarihsel önemini vurguluyor. Ancak, günümüzde zeytin ağaçları, Türkiye'de yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmelerle birlikte tehdit altına girmiş durumda.

AKP'nin Yasa Tasarısı ve Zeytinlikler

Son günlerde, AKP hükümetinin zeytinlikleri madenci şirketlerin talanına açacak bir yasa tasarısı hazırladığı iddiaları gündeme geldi. Bu tasarı, zeytin ağaçlarının korunması yerine, ekonomik kazanç sağlamak amacıyla sökülmesine olanak tanıyor. Yasa tasarısının, milletvekillerinin kesintisiz 26 saat süren çalışmaları sonucunda komisyondan geçirildiği bildirildi. Perşembe günü sabah saatlerinde başlayan görüşmeler, Cuma günü öğle saatlerinde sona erdi. Ancak bu süreç, protestolar ve tartışmalarla dolu geçti.

Protestolar ve Tepkiler

Görüşmeler sırasında, zeytinliklerin korunması için mücadele eden köylüler, topraklarından sürgün edilme korkusuyla sinir krizi geçirdi. Bazı köylüler, Meclis hastanesine kaldırılırken, diğerleri ise gözyaşları içinde tasarının kabul edilmesini izlemek zorunda kaldı. TEMA Vakfı Başkanı Deniz Ataç, iktidar vekillerine seslenerek, “Yapmayın, çok üzüleceksiniz. Tayyip Bey de üzülecek bunu yaptığına” şeklinde uyarılarda bulundu. Ancak bu uyarılar, vekillerin 21 kez ‘kabul’ oyu vermesine engel olamadı.

Madencilik ve Çevresel Etkiler

Ataç, konuşmasında madencilik faaliyetlerine karşı olmadıklarını, ancak “vahşi madencilik” ve “sömürge madenciliği” olarak tanımladıkları yöntemlere karşı olduklarını belirtti. “Madenlerden zengin olmuş bir ülke yok. Kanadalı, Amerikalı, Avusturyalı şirketler Türkiye’yi en kârlı operasyonları olarak görüyor” diyerek, bu durumun ülke için uzun vadede yaratacağı olumsuz etkileri vurguladı.

Sonuç ve Gelecek

AKP’nin zeytinlikleri madenci şirketlere açma girişimi, sadece çevresel değil, aynı zamanda toplumsal bir krize de yol açma potansiyeline sahip. Zeytin ağaçları, Türkiye’nin kültürel mirasının bir parçası olarak kabul ediliyor ve bu mirasın korunması gerektiği konusunda kamuoyunda geniş bir görüş birliği bulunuyor. Ancak, hükümetin bu konuda attığı adımlar, halkın tepkisini artırmakta ve zeytin ağaçlarının geleceği belirsiz bir hale gelmektedir.

Bu gelişmeler ışığında, zeytin ağaçlarının korunması için mücadele eden sivil toplum kuruluşları ve köylülerin seslerinin daha fazla duyulması gerektiği aşikâr. Zeytin ağaçları, sadece bir tarım ürünü değil, aynı zamanda tarihimizin ve kültürümüzün bir parçasıdır. Bu nedenle, bu değerli varlıkların korunması, tüm toplumun ortak sorumluluğudur.


Yorumlar

Yorum Yap
Lütfen yorum yazmak için oturum açın ya da kayıt olun.