Kelime: Nasip

Kökeni: "Arapça naṣīb" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.

Anlamlar:

1. Birinin payına düşen şey

Özelliği / Tipi / Türü: Isim

2. Bir kimsenin elde edebildiği, sahip olabildiği şey

Örnek: "Türk'e ve Türk vatanına bir kurtuluş nasip ise onu gene Mehmetçiklerden beklemeliyiz."

"Aka Gündüz"

3. Kısmet, talih, baht

Örnek: "Her insanın bu yaşlardaki nasibi yalnızlıktır."

"Ahmet Muhip Dranas"

4. Günlük kazanç


Nasip eş anlamlısı

Nasip hakkında eş anlamlı kelimeler

Nasip eş anlamlısı

nasip kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Baht , Talih , Kısmet


Nasip zıt anlamlısı

Nasip hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Nasip zıt anlamlısı

nasip kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : ZIT ANLAMLISI YOKTUR


Diğer dillerde Nasip

İngilizce: Grant

Spanish: Conceder

German: Nasip

French: Accorder

Italian: Concedere


Nasip ile ilgili atasözleri

Nasip ile ilgili atasözleri

Aşağıda Nasip hakkında ve içinde Nasip kelimesi geçen, Nasip ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: gelini ata bindirmişler 'ya nasip' demiş

Anlamı: kesin sonuç alınmadan hiçbir işe olup bitti gözüyle bakılmaz.

Atasözü: kuşa süt nasip olsa anasından olurdu

Anlamı: 1) yaradılışı bir şeyden yararlanmasına elverişli olmayan kişi ne kadar çabalasa o şeyden yararlanamaz; 2) kişi en yakınından sağlayamadığı faydayı başkasından hiç sağlayamaz.


Nasip ile ilgili deyimler

Nasip ile ilgili deyimler

Aşağıda Nasip hakkında ve içinde Nasip kelimesi geçen, Nasip ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: münasip bulmak

Anlamı: uygun olduğunu, yerinde görüldüğünü kabul etmek: 'El işlerini, bilhassa ziraatı münasip buldu.' -N. Hikmet.

Deyim: münasip düşmek

Anlamı: uygun düşmek: 'O makama daha gayur bir zat münasip düşüyordu.' -A. İlhan.

Deyim: münasip görmek

Anlamı: uygun ve yerinde bulmak: 'Kendi çocukları hep kız olduğu için yeğeni Bilâl'i bu işe münasip gördü.' -H. E. Adıvar.

Deyim: nasip almak

Anlamı: 1) Bektaşilikte tarikata girme töreni yapılmak; 2) yararlanmak, kısmetine düşeni elde etmek: 'Konaktaki hamamlardan halayıklar, hizmetçiler de nasiplerini alırmış.' -S. Birsel.