Kelime: Nasip
Kökeni: "Arapça naṣīb" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. Birinin payına düşen şey
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
2. Bir kimsenin elde edebildiği, sahip olabildiği şey
Örnek: "Türk'e ve Türk vatanına bir kurtuluş nasip ise onu gene Mehmetçiklerden beklemeliyiz."
3. Kısmet, talih, baht
Örnek: "Her insanın bu yaşlardaki nasibi yalnızlıktır."
4. Günlük kazanç

Nasip hakkında eş anlamlı kelimeler
Nasip eş anlamlısı
nasip kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Baht , Talih , Kısmet

Nasip hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Nasip zıt anlamlısı
nasip kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : ZIT ANLAMLISI YOKTUR
Diğer dillerde Nasip
İngilizce: Grant
Spanish: Conceder
German: Nasip
French: Accorder
Italian: Concedere

Nasip ile ilgili atasözleri
Aşağıda Nasip hakkında ve içinde Nasip kelimesi geçen, Nasip ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: gelini ata bindirmişler 'ya nasip' demiş
Anlamı: kesin sonuç alınmadan hiçbir işe olup bitti gözüyle bakılmaz.
Atasözü: kuşa süt nasip olsa anasından olurdu
Anlamı: 1) yaradılışı bir şeyden yararlanmasına elverişli olmayan kişi ne kadar çabalasa o şeyden yararlanamaz; 2) kişi en yakınından sağlayamadığı faydayı başkasından hiç sağlayamaz.

Nasip ile ilgili deyimler
Aşağıda Nasip hakkında ve içinde Nasip kelimesi geçen, Nasip ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: münasip bulmak
Anlamı: uygun olduğunu, yerinde görüldüğünü kabul etmek: 'El işlerini, bilhassa ziraatı münasip buldu.' -N. Hikmet.
Deyim: münasip düşmek
Anlamı: uygun düşmek: 'O makama daha gayur bir zat münasip düşüyordu.' -A. İlhan.
Deyim: münasip görmek
Anlamı: uygun ve yerinde bulmak: 'Kendi çocukları hep kız olduğu için yeğeni Bilâl'i bu işe münasip gördü.' -H. E. Adıvar.
Deyim: nasip almak
Anlamı: 1) Bektaşilikte tarikata girme töreni yapılmak; 2) yararlanmak, kısmetine düşeni elde etmek: 'Konaktaki hamamlardan halayıklar, hizmetçiler de nasiplerini alırmış.' -S. Birsel.