Muş ne demek? Sözlük anlamı nedir?
Muş kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Muş hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Muş
Kökeni: "Fransızca mouche" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. Altı düz, küçük gezinti vapuru
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Denizcilik
Örnek: "Ertuğrul yatına bir muş yaklaştı. O muştan redingotlu asker üniformalı birçok paşalar çıktılar."
2. Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
İçinde Muş geçen birleşik ve kökteş kelimeler: Muş lalesi
Muş hakkında eş anlamlı kelimeler
Muş eş anlamlısı
muş kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Muş hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Muş zıt anlamlısı
Muş kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Muş
İngilizce: Mush
Spanish: Papilla
German: Mus
French: Bouillie
Italian: Poltiglia
Muş ile ilgili atasözleri
Aşağıda Muş hakkında ve içinde Muş kelimesi geçen, Muş ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: abdala 'kar yağıyor' demişler, 'titremeye hazırım (durmuşum)' demiş
Anlamı: varlıklılar için sıkıntı olabilecek bir durum, yoksullar için söz konusu bile olmaz.
Atasözü: acıkmış kudurmuştan beterdir
Anlamı: uzun süre bir nesnenin yokluğunu çeken kimse, onu gördüğünde büyük bir istekle ona saldırır.
Atasözü: acıyan uyumuş, acıkan uyumamış
Anlamı: insan sıkıntıya katlanır da açlığa katlanamaz.
Atasözü: ağaca balta vurmuşlar 'sapı bedenimden' demiş
Anlamı: insana en yakını bile kötülük edebilir.
Atasözü: akıllar gelin olmuş, herkes kendininkini beğenmiş
Anlamı: insan kendi aklını, düşüncesini başkasınınkinden üstün görür.
Atasözü: alışmış kudurmuştan beterdir
Anlamı: alışılan bir şeyden kolayca vazgeçilmez.
Atasözü: âlim unutmuş, kalem unutmamış
Anlamı: insan ne kadar bilgili olursa olsun her şeyi aklında tutamayacağı için unutulmaması istenilen şey mutlaka yazılmalıdır.
Atasözü: ana kızına taht kurmuş, baht kuramamış
Anlamı: kocası iyi olmayan bir kadın, kendi ne kadar zengin olursa olsun, mutlu olamaz.
Atasözü: aza sormuşlar: 'nereye?', 'çoğun yanına' demiş
Anlamı: küçük kazançların bile hep varlıklı kimselere düştüğü inancını belirten bir söz.
Atasözü: azmış kudurmuştan beterdir
Anlamı: coşkun ve heyecana kapılmış kimseyi zapt etmek zordur.
Atasözü: bir varmış bir yokmuş
Anlamı: masal gibi geçip gitmiş, artık hayal olmuş.
Atasözü: buldukça bunar (bulmuş da bunuyor)
Anlamı: bulduğuyla yetinmiyor da daha çoğunu istiyor.
Atasözü: bülbülü altın kafese koymuşlar, 'ah vatanım' demiş
Anlamı: kişi, başka yerlerde ne kadar rahat ve mutlu olursa olsun yine de kendi yurdunu özler.
Atasözü: dağ doğura doğura bir fare doğurmuş
Anlamı: büyük şeyler beklenen bir işten önemsiz bir sonuç alındığında söylenen bir söz.
Atasözü: deve boynuz ararken kulaktan olmuş
Anlamı: elindekiyle yetinmeyip daha çoğunu arayan, elindekinden de olur.
Atasözü: dün cin olmuş, bugün adam çarpıyor
Anlamı: işinde ustalaşmadan hile yollarına başvuruyor.
Atasözü: gelin altın taht getirmiş, çıkmış kendisi oturmuş
Anlamı: toplum içine giren bir kimsenin kendi kullanacağı eşyasının değerli olup olmaması başkalarını ilgilendirmez.
Atasözü: görmemişin oğlu olmuş (çekmiş, çükünü koparmış)
Anlamı: görgüsüz kimse ummadığı bir şeyi elde ettiğinde ne yapacağını şaşırır.
Atasözü: iki deliye bir uslu koymuşlar
Anlamı: birbirleriyle anlaşamayan, kavga eden iki kişinin arasını bulacak bir akıllının olması gerekir.
Atasözü: kırk yıl kıran olmuş, eceli gelen ölmüş
Anlamı: salgın ve öldürücü hastalık da olsa eceli gelmeyen ölmez.
Muş ile ilgili deyimler
Aşağıda Muş hakkında ve içinde Muş kelimesi geçen, Muş ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: anadan doğmuşa dönmek (anadan yeni doğmuş gibi olmak)
Anlamı: 1) dertsiz, tasasız bir duruma gelmek; 2) günahlardan arınmış duruma gelmek.
Deyim: Arafat'ta soyulmuş hacıya dönmek
Anlamı: her şeyini kaybedip çırılçıplak kalmak, çaresiz kalmak.
Deyim: baston (baston yutmuş) gibi
Anlamı: dimdik duran veya yürüyen (kimse): 'Omuzlarını kısıyor, kafasını dimdik tutuyor, baston yutmuş gibi katılaşıyor.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: beyninden vurulmuşa dönmek
Anlamı: beklenmedik bir durum karşısında olağanüstü bir üzüntü ve şaşkınlığa uğramak: 'Bu satırları okuyunca Mustafa beyninden vurulmuşa döndü.' -E. Bener.
Deyim: dokuz köyden kovulmuş
Anlamı: geçimsizliği veya başka davranışları yüzünden birçok yerden atılmış.
Deyim: dolmuş yapmak
Anlamı: dolmuşla yolcu taşımak.
Deyim: dolmuşa gelmek (binmek)
Anlamı: dolduruşa gelmek.
Deyim: eliyle koymuş gibi
Anlamı: aramadan, kolayca: 'Eliyle koymuş gibi rafta çay kavanozunu buldu.' -O. Rifat.
Deyim: iğne yutmuş ite (maymuna) dönmek
Anlamı: argo zayıf ve bitkin duruma gelmek: 'Birbirimizle kavga etmekten, bekârlıktan, biraz açlıktan, iğne yutmuş ite dönmüştük.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: ipten kazıktan kurtulmuş
Anlamı: her türlü kötülüğü yapacak yaradılışta olan (kimse): 'İşte şimdi gördüğünüz gibi hırsızların, esrarkeşlerin, ipten kazıktan kurtulmuş, gözü kanlı canilerin arasında çilemi dolduruyorum.' -H. Taner.
Deyim: Kadir Gecesi doğmuş
Anlamı: çok şanslı, kısmetli kimseler için söylenen bir söz.
Deyim: kazık yutmuş gibi
Anlamı: baston yutmuş gibi.
Deyim: mal bulmuş Mağribî gibi
Anlamı: 'büyük bir zenginliğe kavuşmuşçasına büyük sevinç ve coşku ile' anlamında kullanılan bir söz: 'Başka bir gazeteci olsa bu fırsata mal bulmuş Mağribî gibi atlardı.' -H. Taner.
Deyim: muşamba gibi
Anlamı: çok kirlenmiş (çamaşır, kumaş, örtü vb.).
Deyim: muşmula gibi
Anlamı: asık (surat).
Deyim: nasıl olmuşsa
Anlamı: her nasılsa: 'Yine, nasıl olmuşsa, ayakta dikilecek yer yokken, yanımdaki koltuk boş.' -A. Ağaoğlu.
Deyim: oklava yutmuş gibi
Anlamı: baston yutmuş gibi.
Deyim: olmuş armut gibi eline düşmek
Anlamı: emeksiz ve zahmetsizce eline geçmek.
Deyim: yıldırımla vurulmuşa dönmek
Anlamı: yıldırım çarpmışa dönmek.
Deyim: yunmuş arınmış (yıkanmış)
Anlamı: 1) yıkanıp temizlenmiş; 2) mec. suçu olmayan.