Ley kelimesinin sözlük anlamı ne demek?
Ley kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Ley hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Ley
Kökeni: "Rumence" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. Moldova ve Romanya'nın para birimi
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Ley hakkında eş anlamlı kelimeler
Ley eş anlamlısı
ley kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Ley hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Ley zıt anlamlısı
Ley kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Ley
İngilizce: LEU
Spanish: LEU
German: Ley
French: LEU
Italian: LEU
Ley ile ilgili atasözleri
Aşağıda Ley hakkında ve içinde Ley kelimesi geçen, Ley ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: arife günü yalan söyleyenin (oruç yiyenin) bayram günü yüzü kara çıkar (olur)
Anlamı: bir sözün yalan olduğu çabuk anlaşılır ve söyleyen toplum içinde utanılacak bir duruma düşer.
Atasözü: arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim
Anlamı: kişi kendisine uygun kimselerle arkadaşlık kuracağı için arkadaşını tanıdığımızda o kişinin de kimliğini öğrenmiş oluruz.
Atasözü: bezirgân züğürtleyince geçmiş defterleri yoklar
Anlamı: 1) tüccar züğürtleyince, belki bir kimsede alacağım kalmıştır diye eski defterlerini gözden geçirir; 2) vaktiyle önemli işler yapmış olanlar, düşkünlüklerinde eski durumlarını anarak, anlatarak avunmaya çalışırlar.
Atasözü: bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır (dokunur)
Anlamı: bir kötünün, yalnızca yakın çevresine değil daha geniş çevrelere de zararı dokunur.
Atasözü: çok bilen (söyleyen) çok yanılır
Anlamı: çok bildiği için kendine güvenen kişi, bilmediği şeylere de karışır ve bunlarda yanılır.
Atasözü: dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim
Anlamı: kişinin başına ne gelirse dilini tutmamasından gelir.
Atasözü: doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar
Anlamı: doğru olmakla birlikte başkalarının işine gelmeyen sözleri söyleyenlerin sevilmediğini anlatan bir söz.
Atasözü: doğru söyleyenin bir ayağı üzengide gerek
Anlamı: doğru sözlü olan kişi sevilmeyen, istenmeyen kişi olacağı için bulunduğu yerden ayrılmaya hazır olmalıdır.
Atasözü: doğru söyleyenin tepesi delik olur
Anlamı: sözüm bir kimseye dokunur mu diye düşünmeyerek doğruyu söyleyen kişi çok düşman kazanır.
Atasözü: dünya Süleyman'a bile kalmamış
Anlamı: insan ne kadar zengin olursa olsun bu dünyadan göçüp gidecektir, bu nedenle dünyaya bel bağlamamalıdır.
Atasözü: eden bulur, inleyen ölür
Anlamı: nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.
Atasözü: el elin eşeğini yırlaya yırlaya, kendi eşeğini terleye terleye arar
Anlamı: insanın kendi sıkıntı ve sorunlarına başkaları gereken önemi vermez, gerektiği kadar ilgilenmez.
Atasözü: etme bulursun, inleye inleye ölürsün
Anlamı: nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.
Atasözü: gündüzün mum yakan geceleyin bulamaz
Anlamı: her şey gerektiği yerde ve zamanda harcanmalıdır.
Atasözü: hasta ol benim için, öleyim senin için
Anlamı: kişi kendisi için bir fedakârlıkta bulunan kimseye karşı sırası geldiğinde daha büyük fedakârlıkta bulunur.
Atasözü: istediğini söyleyen istemediğini işitir
Anlamı: bir kimseye hakaret etmek, ağır sözler söylemek doğru değildir, o da ağır sözlerle karşılık verir.
Atasözü: işleyen demir pas tutmaz (ışıldar)
Anlamı: tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.
Atasözü: kös dinleyen, davula kulak vermez
Anlamı: başından büyük olaylar geçmiş kişi küçük dertleri sorun etmez.
Atasözü: leyleği kuştan mı sayarsın, yazın gelir, kışın gider
Anlamı: sürekli olarak bir iş üzerinde durmayan, maymun iştahlı olan kişiye kimse güvenmez.
Atasözü: leyleğin ömrü (günü) laklakla geçer
Anlamı: boş, anlamsız konuşanların durumunu anlatmak için söylenen bir söz.
Ley ile ilgili deyimler
Aşağıda Ley hakkında ve içinde Ley kelimesi geçen, Ley ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: aleyhe dönmek
Anlamı: karşı durum almak, karşı duruma geçmek.
Deyim: aleyhinde (aleyhine) söylemek (bulunmak)
Anlamı: çekiştirmek, yermek.
Deyim: (bir iş) aceleye gelmek
Anlamı: bir iş yapılırken zaman yetersizliğinden dolayı gereken önem verilememek.
Deyim: (bir işi) aceleye getirmek
Anlamı: bir işi üstünkörü, özenmeden yapmak: 'Boşanma işlemleri devam ederken ev arama işini aceleye getirdiğime bin pişmanım.' -E. Şafak.
Deyim: (bir şey) aleyhe dönmek
Anlamı: destek vermekten vazgeçip karşı duruma geçmek: 'Şimdi iş tamamıyla aleyhimize döndü.' -A. Rasim.
Deyim: (birinin) aleyhine dönmek
Anlamı: destek vermekten vazgeçip karşı duruma geçmek.
Deyim: çeteleye dönmek
Anlamı: insanın yüzünde veya başka bir tarafında birçok kesik ve sıyrık oluşmak.
Deyim: çileye girmek
Anlamı: dervişlerin kırk gün süre ile kendilerine uyguladıkları zorlu ve perhizli döneme girmek.
Deyim: efendime söyleyeyim
Anlamı: 1) söz söylerken gerekli kelimeyi bulamayan bir kimsenin kullandığı bir söz: 'Efendime söyleyeyim, sütlü bir mısır kebabı derken bir sivrisinek bulutudur havalanmış çeltik batağından.' -B. R. Eyuboğlu. 2) örnek olarak, mesela.
Deyim: fil dişi kuleye çekilmek
Anlamı: herkesi küçümseyip kendisine özgü dünyasına çekilmek: 'Çöküşün ve çöküşten kaçışın, fil dişi kuleye çekilişin yarattığı isyanlar kitaplaşmamıştır.' -S. İleri.
Deyim: galeyana gelmek
Anlamı: coşmak, hiddetlenmek: 'Bir an çalgılar sustu, herkes şaşırmıştı, kimse padişahın birdenbire galeyana gelmesinin sebebini bilmiyordu.' -F. F. Tülbentçi.
Deyim: galeyana getirmek
Anlamı: coşturmak: 'Nağmeler ve hanende sesleri, uslu ve evcimen halkı heyecana ve galeyana getiriyordu.' -A. Ş. Hisar.
Deyim: gümleyip gitmek
Anlamı: argo beklenmedik bir zamanda ansızın ölmek: 'Bütün incelikleri titizlikle gözeten bir kadın olduğu için kırk altı yaşında gümledi gitti annem.' -T. Uyar.
Deyim: gürleyip gitmek
Anlamı: beklenmedik bir zamanda ansızın ölmek: 'Huri'nin anası, doğurduktan sonra bir tifo hastalığında gürleyip gitmişti.' -N. Nâzım.
Deyim: ha şunu bileydin
Anlamı: tkz. 'bunu çoktan anlaman, bilmen gerekirdi' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: ihaleye çıkarılmak
Anlamı: eksiltmeye veya artırmaya çıkarılmak.
Deyim: ince eleyip (eğirip) sık dokumak
Anlamı: bir şeyi en küçük ayrıntılarına kadar araştırmak, gözden veya elden geçirmek: 'Annesinin bu meseleyi nasıl ince eleyip sık dokuyacağını biliyordu.' -O. Kemal.
Deyim: kaleyi içinden fethetmek
Anlamı: davasını karşı taraftan birinin yardımıyla kazanmak.
Deyim: keleye çekmek
Anlamı: boğaya çekmek.
Deyim: kelleyi koltuğun altına almak
Anlamı: kellesini koltuğuna almak.