Kelime: Koymak
Anlamlar:
1. Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek
Özelliği / Tipi / Türü: -e - -i
Örnek: "Öteki elini doktorun omzuna koydu."
2. Bir kimseyi işe yerleştirmek, birine iş sağlamak
Örnek: "Bu işe kimi koyacağız?"
3. Bırakmak
Örnek: "İçeri kimseyi koymuyorlar."
4. Katmak, eklemek
Örnek: "Mal üstüne mal koymak için içi giden bir kişidir."
5. İmza, tarih, adres yazmak
6. Uyulması gereken kuralları belirlemek, ortaya çıkarmak
Örnek: "Orduda yaşayan manevi kuvveti de meydana koyuyor."
7. Etkilemek, dokunmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Kendisinden yakışıklı ve ünlü olan bir adam için terk edilmiş olmak koyuyor olmalı ona."
8. Bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, ayırmak
Örnek: "Giderlerini iki ay içinde yerine koydu."
9. Bırakmak, terk etmek
İçinde Koymak geçen birleşik ve kökteş kelimeler: dedikodu
Koymak hakkında eş anlamlı kelimeler
Koymak eş anlamlısı
koymak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : bırakmak , eklemek , katmak , dokunmak , etkilemek , ayırmak , terk etmek , ortaya çıkarmak

Koymak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Koymak zıt anlamlısı
Koymak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Koymak ile ilgili 9 örnek cümle
"Koymak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Koymak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Bardağı masaya koymak için yerinden kalktı
2. Dayısı onu bir bankaya koymak istiyordu
3. Çaya iki şeker koyup karıştırdı
4. Salon doluydu ama yine de her geleni içeri koyuyorlardı
5. Bu yasayı koyan ben değilim
6. Mektuba tarih koymak aklına gelmemişti
7. Komisyon, memur zammı için bütçeye yüz trilyon koymak istiyor
8. Bunu onun yanına koymazlar
9. Özlem ona gittikçe koymaktaydı
Diğer dillerde Koymak
İngilizce: Put
Spanish: Poner
German: Setzen
French: Mettre
Italian: Mettere

Koymak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Koymak hakkında ve içinde Koymak kelimesi geçen, Koymak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Koymak ile ilgili deyimler
Aşağıda Koymak hakkında ve içinde Koymak kelimesi geçen, Koymak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ad koymak
Anlamı: adlandırmak.
Deyim: adaylığını koymak
Anlamı: bir iş veya göreve seçilmek için kendini ileri sürmek: 'Bankacılardan birkaçının kurgularıyla belediye başkanlığına adaylığını koymuştu.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: adını koymak
Anlamı: karşılığını veya fiyatını kararlaştırmak: Bu evi alabilmemiz için adını koyalım.
Deyim: ağırlığını (ortaya) koymak
Anlamı: kimliğini ve kişiliğini kabul ettirmek.
Deyim: altına imza koymak
Anlamı: konuyu veya anlaşmayı kabul ettiğini belirtmek: 'İlgili sözleşmelerin altına imzamızı koyarken bu imzaya sadık kalma konusunda ne ölçüde niyetliydik?' -A. Cemal.
Deyim: aptal yerine koymak
Anlamı: 1) hiçbir şeyden anlamaz, bilmez sanmak: 'Bu kadını zaman zaman aptal yerine koymam, büyük aptallık galiba.' -R. Erduran. 2) birine, aptal gözüyle bakmak.
Deyim: arabanın tekerine taş koymak
Anlamı: güçlük çıkarmak.
Deyim: aracı koymak
Anlamı: bir kimseyi, uzlaşma sağlamak için görevlendirmek.
Deyim: arkaya bırakmak (koymak)
Anlamı: sonraya, başka zamana bırakmak, ertelemek.
Deyim: ayağının altına karpuz kabuğu koymak
Anlamı: bir yolunu bulup bir kimseyi düzenle işinden uzaklaştırmak.
Deyim: başını ortaya koymak
Anlamı: bir işe girişirken ölümü göze almak.
Deyim: bir köşeye koymak
Anlamı: saklamak, biriktirmek: 'Yıllardan beri dişinden tırnağından artırdığı, çoluk çocuğunun nafakasından kestiği parayı günün birinde, ben de bu zilletten kurtulurum umuduyla bir köşeye koymuştu.' -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim: (bir şeye) haciz koymak
Anlamı: borçlunun malına el koymak: 'Ya parayı verirsiniz ya da haciz korum.' -B. Felek.
Deyim: (bir şeyi) aklına koymak
Anlamı: 1) bir şeyi yapmaya kesin olarak karar vermek: 'Fakat Ömer birinci mevkiye oturmayı aklına koymuştu.' -N. Hikmet. 2) çok istemek: 'Bir düşünsün, meslekte kalmayı aklına koyuyorsa gecikmesin, vardiyaya buyursun.' -Z. Selimoğlu.
Deyim: (bir şeyi, bir şeye) nişan koymak
Anlamı: ileride tanıyabilmek veya ölçebilmek için bir şeyin durumunu, onun herhangi bir özelliğini akılda tutmak veya iz bırakmak: Dönüşte yolumuzu şaşırmamak için şu çifte kavakları nişan koymuştuk.
Deyim: (bir şeyi) rafa koymak (kaldırmak)
Anlamı: savsamak, artık üstünde durmamak, ihmal etmek: 'Anayasayı rafa kaldırarak keyfî, gelişigüzel sınırlar çizmeye kalkışmak, bu yaygaraları koparanların başlıca özelliğidir.' -N. Cumalı.
Deyim: bir tarafa bırakmak (koymak)
Anlamı: önemsememek, benimsememek, ertelemek.
Deyim: bir yastığa baş koymak
Anlamı: evli bulunmak.
Deyim: (bir yola) baş koymak
Anlamı: bir şey uğruna ölümü göze almak: 'Çeşitli tehlikelerden var olduğunu bilerek bu işe girişip baş koymuşlardı.' -O. Aysu.
Deyim: (birine) tavır almak (takınmak veya koymak)
Anlamı: mesafeli davranmak, uzak durmak.