Kelime: Kondurmak

Anlamlar:

1. Konma işini yaptırmak

Özelliği / Tipi / Türü: -e

Örnek: "Koca dağın başına ne güzel bir yapı kondurmuşuz ama gel gör ki yolunu unutmuşuz."

"Bedri Rahmi Eyüboğlu"

2. Gelişigüzel takmak, iliştirmek

Örnek: "Başına çiçekler kondurmuş."

3. Birden yapıvermek veya söyleyivermek

Özelliği / Tipi / Türü: -i

Örnek: "Öpücüğü kondurdu."

4. Yakıştırmak, haksız yere birtakım eksiklikler isnat etmek, üzerine yormak

Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam

Örnek: "Bu senetle bana kondurduğunuz eksikliklerden bir kısmını üstümden atmış olacaktım."

"Ruşen Eşref Ünaydın"


Kondurmak hakkında eş anlamlı kelimeler

Kondurmak eş anlamlısı

kondurmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : iliştirmek


Kondurmak zıt anlamlısı

Kondurmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Kondurmak zıt anlamlısı

Kondurmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!


Kondurmak ile ilgili 4 örnek cümle

"Kondurmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Kondurmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Şapkasına bir de gül kondurmuştu

2. Nasrettin Hoca cevabı kondurmuş: Hırsızın hiç mi suçu yok?

3. Yaşlılığı kendimize kondurmuyoruz ya yaşlandık işte! Yaşlılığı hiç üzerine kondurur mu?

4. Bir tane kondurursam kendini yerde bulursun!


Diğer dillerde Kondurmak

İngilizce: Imprint

Spanish: Huella

German: Setzen

French: Empreinte

Italian: Impronta



Kondurmak ile ilgili atasözleri

Aşağıda Kondurmak hakkında ve içinde Kondurmak kelimesi geçen, Kondurmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.


Kondurmak ile ilgili deyimler

Kondurmak ile ilgili deyimler

Aşağıda Kondurmak hakkında ve içinde Kondurmak kelimesi geçen, Kondurmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: öpücük kondurmak

Anlamı: hafifçe öpmek: 'Avucunun içine çikolata kokulu buz gibi bir dudak, bir öpücük kondurdu.' -S. F. Abasıyanık.

Deyim: üstüne kuş kondurmak

Anlamı: olağanüstü, o ana kadar görülmemiş bir şey yapmak: 'Tahta döşetmek değil ya, üstüne bir de kuş kondurursan yine de burada oturulmaz.' -M. Ş. Esendal.