Kelime: Kemik
Anlamlar:
1. İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Anatomi
Örnek: "Kemikten bir tahta gibi gıcırdayarak Nihat yerinden kalktı."
2. Bu sert organdan yapılmış
Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat
Örnek: "Kemik tarak."
İçinde Kemik geçen birleşik ve kökteş kelimeler: kemik bilimi, kemik doku, kemik erimesi, kemik rengi, kemik veremi, kemik yalayıcı, kemik zarı, kuru kemik, tırnaksı kemik, aşık kemiği, atlas kemiği, baldır kemiği, belkemiği, bel kemiği, çekiç kemiği, dirsek kemiği, diz kapağı kemiği, elmacık kemiği, göğüs kemiği, gözyaşı kemiği, incik kemiği, kalbur kemiği, kalça kemiği, kamış kemiği, karaca kemiği, kaval kemiği, kol kemiği, köprücük kemiği, kuyruk kemiği, kuyruk sokumu kemiği, kürek kemiği, lades kemiği, mercimek kemiği, oynak kemiği, ön kol kemiği, örs kemiği, pazı kemiği, saban kemiği, sağrı kemiği, tarak kemiği, tırnak kemiği, topuk kemiği, uyluk kemiği, üzengi kemiği, yılankemiği
Kemik hakkında eş anlamlı kelimeler
Kemik eş anlamlısı
kemik kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Kemik hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Kemik zıt anlamlısı
Kemik kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Kemik
İngilizce: Bone
Spanish: Hueso
German: Knochen
French: OS
Italian: Osso
Kemik ile ilgili atasözleri
Aşağıda Kemik hakkında ve içinde Kemik kelimesi geçen, Kemik ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: biz attık kemik diye, el kaptı ilik diye
Anlamı: bizim işe yaramaz diye vazgeçtiğimizi başkaları değerli buldu.
Atasözü: it ağzını kemik tutar
Anlamı: aşağılık bir kimsenin ağzını kapamak için ona bir çıkar sağlamak yeter.
Atasözü: itin (köpeğin) duası kabul (makbul) olsa (-ydı) gökten kemik yağar (-dı)
Anlamı: aşağılık kişinin istediği olsaydı dünya, yalnız kendisinin işine yarayan, başkalarını rahatsız eden şeylerle dolardı.
Kemik ile ilgili deyimler
Aşağıda Kemik hakkında ve içinde Kemik kelimesi geçen, Kemik ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ağzına bir kemik atmak
Anlamı: birini küçük bir çıkarla susturmak.
Deyim: bir deri bir kemik (kalmak)
Anlamı: çok zayıf (olmak): 'Zaten bir deri bir kemik, zayıf bir adamdı.' -S. Birsel.
Deyim: bir torba kemik
Anlamı: çok zayıf.
Deyim: (birine) kemik atmak
Anlamı: hkr. susturmak, oyalamak için birini küçük bir şeyle avutmak.
Deyim: (birinin) kemikleri sayılmak
Anlamı: çok zayıflamak.
Deyim: (birinin) kemiklerini kırmak
Anlamı: birini çok dövmek, aşırı dayak atmak: 'Kim ona yan bakarsa kemiklerini kırar, anasını ağlatırım.' -H. E. Adıvar.
Deyim: derisi kemiklerine yapışmak
Anlamı: çok zayıflamak: 'Bu efendi, derisi kemiklerine yapışmış, gözleri çukura kaçmış, hastaneye yatırılacak kılığa girmişti.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: kemiğine (kemiklerine) kadar
Anlamı: iyice, en son sınıra dek: Soğuk kemiklerimize kadar işlemişti.
Deyim: kemik gibi
Anlamı: 1) pek kuru, katı, sert; 2) sağlam.
Deyim: kemikleri sızlamak
Anlamı: ölü huzursuz, rahatsız olmak.
Deyim: köpeğin ağzına kemik atmak
Anlamı: hkr. karşı gelerek bağırıp çağıran birini susturmak için ona bir çıkar sağlamak.
Deyim: önüne bir kemik atmak
Anlamı: ağzına bir kemik atmak.