Kem ne demek? Anlamı nedir?


Google News

Yayınlama:2 yıl önce

Okuma süresi: 3 dakika

Kem kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Kem hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...

Kelime: Kem

Kökeni: "Farsça kem" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.

Anlamlar:

1. Kötü, fena (göz, söz vb.)

Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat - Eskimiş

2. Noksan, eksik

Örnek: "Kem akçe."

İçinde Kem geçen birleşik ve kökteş kelimeler: kem göz


Kem eş anlamlısı

Kem hakkında eş anlamlı kelimeler

Kem eş anlamlısı

kem kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Eksik , Noksan


Kem zıt anlamlısı

Kem hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Kem zıt anlamlısı

Kem kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!


Diğer dillerde Kem

İngilizce: Evil

Spanish: Mal

German: Kem

French: Mal

Italian: Male


Kem ile ilgili atasözleri

Kem ile ilgili atasözleri

Aşağıda Kem hakkında ve içinde Kem kelimesi geçen, Kem ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: av avlayanın, kemer bağlayanın

Anlamı: bir şey, onu elde etmenin yolunu bilenin; bir şeyden yararlanma, onu kullanmasını becerebilenin hakkıdır.

Atasözü: biz attık kemik diye, el kaptı ilik diye

Anlamı: bizim işe yaramaz diye vazgeçtiğimizi başkaları değerli buldu.

Atasözü: bükemediğin eli öp başına ko

Anlamı: düşmanını yenemiyorsan ona hoş görünmeye çalışarak kötülüğünden kendini koru.

Atasözü: dilin kemiği yok

Anlamı: insan doğru veya yanlış her şeyi söyleyebilir.

Atasözü: eti senin, kemiği benim

Anlamı: çocuğu ben doğurdum ama onu eğitmek sana düşüyor.

Atasözü: ısıramadığın (bükemediğin) eli öp başına ko

Anlamı: düşmanını yenemiyorsan ona hoş görünmeye çalışarak kötülüğünden kendini koru.

Atasözü: it ağzını kemik tutar

Anlamı: aşağılık bir kimsenin ağzını kapamak için ona bir çıkar sağlamak yeter.

Atasözü: itin (köpeğin) duası kabul (makbul) olsa (-ydı) gökten kemik yağar (-dı)

Anlamı: aşağılık kişinin istediği olsaydı dünya, yalnız kendisinin işine yarayan, başkalarını rahatsız eden şeylerle dolardı.

Atasözü: kem söz, kalp (kem) akçe sahibinindir

Anlamı: kötü söz söyleyenindir.

Atasözü: mahkeme kadıya mülk değil

Anlamı: hiç kimse, bulunduğu kamu hizmetinde ömrünün sonuna kadar kalamaz.

Atasözü: terzi kendi söküğünü dikemez

Anlamı: insanlar başkalarına yaptıkları hizmetleri kendilerine yapamazlar.

Atasözü: üvey, öz olmaz; kemha, bez olmaz

Anlamı: bir çocuk ne denli sevilse, ilgi görse de öz annesindeki şefkati üvey annesinde bulamaz, üvey anne öz annenin yerini dolduramaz.


Kem ile ilgili deyimler

Kem ile ilgili deyimler

Aşağıda Kem hakkında ve içinde Kem kelimesi geçen, Kem ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: ağzına bir kemik atmak

Anlamı: birini küçük bir çıkarla susturmak.

Deyim: asayiş berkemal

Anlamı: güvenliğin yerinde olduğunu anlatan bir söz: 'Efendiler, mühim bir şey yok yahu!.. Asayiş berkemaldir.' -N. Hikmet.

Deyim: beynini kemirmek

Anlamı: rahatsızlık vermek, huzurunu kaçırmak: 'İşte birkaç zamandır beynini kemiren şüphe: Ben deli miyim?' -H. R. Gürpınar.

Deyim: bıçak kemiğe dayanmak

Anlamı: çekilen sıkıntı artık katlanılamayacak bir duruma gelmek: 'Bıçak kemiğe dayandı mı başkaldırır, canını sakınmaz, hakkını ister.' -A. Ağaoğlu.

Deyim: bir deri bir kemik (kalmak)

Anlamı: çok zayıf (olmak): 'Zaten bir deri bir kemik, zayıf bir adamdı.' -S. Birsel.

Deyim: (bir şeyin) eti kemiği

Anlamı: esası, ana özelliği, asıl ağırlığı: 'Bu iki ana renk pazar yerinin etini kemiğini teşkil ediyor.' -B. R. Eyuboğlu.

Deyim: bir torba kemik

Anlamı: çok zayıf.

Deyim: birbirini çekememek

Anlamı: kıskanmak: 'Bu iki birbirini çekemezin kişiliklerini kendi imbiğinde eritmiş bir şair olduğu söylenir.' -H. Taner.

Deyim: (biri ötekiyle) mahkemelik olmak

Anlamı: istemediği hâlde dava konusu olmak.

Deyim: (birine) kemik atmak

Anlamı: hkr. susturmak, oyalamak için birini küçük bir şeyle avutmak.

Deyim: (birinin) eline su dökemez

Anlamı: 'değerce ondan çok geride' anlamında kullanılan bir söz.

Deyim: (birinin) kemikleri sayılmak

Anlamı: çok zayıflamak.

Deyim: (birinin) kemiklerini kırmak

Anlamı: birini çok dövmek, aşırı dayak atmak: 'Kim ona yan bakarsa kemiklerini kırar, anasını ağlatırım.' -H. E. Adıvar.

Deyim: (birinin) mahkemede dayısı olmak

Anlamı: yüksek bir makamda koruyucusu, kayırıcısı bulunmak.

Deyim: derisi kemiklerine yapışmak

Anlamı: çok zayıflamak: 'Bu efendi, derisi kemiklerine yapışmış, gözleri çukura kaçmış, hastaneye yatırılacak kılığa girmişti.' -M. Ş. Esendal.

Deyim: dilin kemiği yok

Anlamı: 'insan doğru veya yanlış her şeyi söyleyebilir' anlamında kullanılan bir söz.

Deyim: ete kemiğe dönüştürmek (büründürmek)

Anlamı: canlandırmak: 'Aşkımemnu'da Firdevs Hanım'ı inanılmaz bir başarıyla ete kemiğe dönüştürmüş.' -S. İleri.

Deyim: eti kemiğine yapışmak

Anlamı: çok zayıflamak.

Deyim: içini kemirmek

Anlamı: bir üzüntüden rahatsızlık duymak, tedirgin olmak.

Deyim: içini kurt yemek (kemirmek)

Anlamı: sürekli bir kaygı içinde bulunmak.


Yorumlar

Yorum Yap
Lütfen yorum yazmak için oturum açın ya da kayıt olun.

KemK ile başlayan kelimelerKe ile başlayan kelimelerNe demekSözlükEş anlamlı kelimelerZıt anlamlı kelimelerAtasözleriDeyimlerÖrnek cümleler