Kelime: Kel

Kökeni: "Farsça kel" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.

Anlamlar:

1. Saçı dökülmüş olan (kimse)

Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat

Örnek: "Simitçi kumraldı, saçları dökülmüştü, evet basbayağı keldi adam."

"Ahmet Ümit"

2. Çıplak (doğa), yaprakları dökülmüş (bitki)

Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam

Örnek: "Yükselip alçalıyor, kel tepelerin etrafını dönüyordu."

"Sait Faik Abasıyanık"

3. Gelişmemiş, cılız (bitki)

Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam

Örnek: "Kel bir ağaç."

4. İçinde az eşya bulunan

Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam

İçinde Kel geçen birleşik ve kökteş kelimeler: kelaynak, kel kâhya, keloğlan


Kel hakkında eş anlamlı kelimeler

Kel eş anlamlısı

kel kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!


Kel hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Kel zıt anlamlısı

Kel kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!


Diğer dillerde Kel

İngilizce: Bald

Spanish: Calvo

German: Kahl

French: Chauve

Italian: Calvo


Kel ile ilgili atasözleri

Kel ile ilgili atasözleri

Aşağıda Kel hakkında ve içinde Kel kelimesi geçen, Kel ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: baz bazla, kaz kazla, kel tavuk topal horozla

Anlamı: bir kişi, kendine denk ve uygun olan kişiyle arkadaş olmalıdır.

Atasözü: dazlayan daza düşer, kel başlı kıza düşer

Anlamı: evleneceği kişiyi seçmekte çok titizlik gösteren kimse, çoğu kez istemediği, beğenmediği bir kişiye düşer.

Atasözü: felek, kimine kavun yedirir kimine kelek

Anlamı: bu dünyada kimi insanlar mutluluk içinde yaşarlar, kimileri de talihsizdirler.

Atasözü: gafile kelam, nafile kelam

Anlamı: gaflet uykusunda olan kişiye söz kâr etmez.

Atasözü: iyilik et kele, övünsün ele

Anlamı: bir kişinin beğenilmeyen yönlerini düzelt, onu herkesin övüneceği duruma getir.

Atasözü: kaz kazla, daz dazla, kel tavuk kel (topal) horozla

Anlamı: herkes kendi durumuna uygun gelen kişilerle anlaşıp arkadaşlık ederler.

Atasözü: kel başa şimşir tarak

Anlamı: birçok gereksinimi varken gereksiz özenti ve gösterişle uğraşanlar için kullanılan bir söz.

Atasözü: kel ilaç bilse kendi başına sürer

Anlamı: kendi işini halledemeyen kişiden aynı durum için yardım alınamaz.

Atasözü: kel ölür, sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur

Anlamı: bir kimse veya bir şey yok olduğunda değer kazanır.

Atasözü: kel yanında kabak anılmaz

Anlamı: bir kişinin yanında, uzaktan da olsa onun kusurunu hatırlatabilecek sözler söylemekten çekinilmelidir.

Atasözü: kele köseden yardım olmaz

Anlamı: kişi, kendisinin yardıma muhtaç olduğu konuda başkasına yardım edemez.

Atasözü: kelin ayıbını takke örter

Anlamı: birçok kimsenin kusurunu zenginlik, makam vb. durumlar örter.

Atasözü: kelin medarı olsa kendi başına olur

Anlamı: kendi işini halledemeyen kişiden aynı durum için yardım alınamaz.

Atasözü: kelin merhemi olsa başına sürer

Anlamı: kendi işini halledemeyen kişiden aynı durum için yardım alınamaz.

Atasözü: kelle sağ olsun da külah bulunur

Anlamı: kişi yaşasın da elbet bir iş sahibi olur.

Atasözü: kör ölür badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur

Anlamı: bir kimse veya bir şey yok olduğunda değer kazanır.

Atasözü: satılık ziftin olsun, Selânikten kel gelir

Anlamı: işe yaramaz sandığın bir malı satılığa çıkarırsan akla gelmeyen yerlerden onu arayanlar gelir.

Atasözü: selam para, kelam para

Anlamı: 1) her davranış para harcamaya bağlıdır;

Atasözü: takke düştü, kel göründü

Anlamı: bir ayıbı örten şey ortadan kalktığı zaman gerçek ortaya çıkar.

Atasözü: tevekkelin gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez)

Anlamı: gereken tedbirleri aldıktan sonra daha fazla titizlik göstermeyip sonucu Tanrı’nın dileğine bırakan kimse rahat eder.


Kel ile ilgili deyimler

Aşağıda Kel hakkında ve içinde Kel kelimesi geçen, Kel ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: ayağına sıcak su mu, soğuk su mu dökelim?

Anlamı: seyrek gelen bir konuğa yarı sitem, yarı sevinçle söylenen söz.

Deyim: (birinin) adını kirletmek (lekelemek)

Anlamı: adının kötüye çıkmasına yol açmak.

Deyim: (birinin) keli görünmek

Anlamı: tkz. kusuru ortaya çıkmak.

Deyim: (birinin) keli kızmak

Anlamı: öfkelenmek.

Deyim: (birinin) kellesini uçurmak

Anlamı: kafasını keserek koparmak.

Deyim: (birinin) kellesini vurdurmak

Anlamı: öldürtmek: 'Atı kimin evinde, kimin elinde bulursa onun kellesini vurduracakmış.' -Y. Kemal.

Deyim: dünya kelamı etmek

Anlamı: 1) konuşmak; 2) konuşulmaması gereken yerde konuşmak.

Deyim: felek, kimine kavun yedirir kimine kelek

Anlamı: 'bu dünyada kimi insanlar mutluluk içinde yaşarlar, kimileri de talihsizdirler' anlamında kullanılan bir söz.

Deyim: hem kel hem fodul

Anlamı: yetenekli olmadığı hâlde üstünlük taslayanlar için kullanılan bir söz.

Deyim: heykel gibi

Anlamı: 1) hareketsiz, duygusuz; 2) çok güzel (vücut).

Deyim: heykelini dikmek

Anlamı: türlü alanlarda üstün başarı gösteren kimselere değerbilirlik göstermek.

Deyim: ilkel kalmak

Anlamı: gelişmemek, ilk durumunda kalmak: 'Yaptıkları bu ilk çadır, sonrakilerle kıyaslandığında son derece ilkel kalıyordu.' -E. Şafak.

Deyim: iskele almak

Anlamı: 1) gemi merdivenleri kaldırılıp harekete hazırlanmak; 2) argo bir erkek, bir kadına sarkıntılık etmek.

Deyim: iskelet gibi

Anlamı: çok zayıf.

Deyim: iskelete dönmek

Anlamı: çok zayıflamak.

Deyim: iskeleti çıkmak

Anlamı: çok zayıflamak.

Deyim: kelek atmak

Anlamı: argo birisini beklemediği anda hile ve dalavere yaparak zarara sokmak.

Deyim: kelek yapmak

Anlamı: argo oyunbozanlık etmek.

Deyim: keleklik etmek

Anlamı: görgüsüzlük, bilgisizlik nedeniyle karşısındakinin gerçek amacını anlayamamak.

Deyim: kelepçe vurmak (takmak)

Anlamı: bileklere demir halka geçirmek.