Kelime: Kel
Kökeni: "Farsça kel" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. Saçı dökülmüş olan (kimse)
Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat
Örnek: "Simitçi kumraldı, saçları dökülmüştü, evet basbayağı keldi adam."
2. Çıplak (doğa), yaprakları dökülmüş (bitki)
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Yükselip alçalıyor, kel tepelerin etrafını dönüyordu."
3. Gelişmemiş, cılız (bitki)
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Kel bir ağaç."
4. İçinde az eşya bulunan
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
İçinde Kel geçen birleşik ve kökteş kelimeler: kelaynak, kel kâhya, keloğlan
Kel hakkında eş anlamlı kelimeler
Kel eş anlamlısı
kel kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Kel hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Kel zıt anlamlısı
Kel kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Kel
İngilizce: Bald
Spanish: Calvo
German: Kahl
French: Chauve
Italian: Calvo

Kel ile ilgili atasözleri
Aşağıda Kel hakkında ve içinde Kel kelimesi geçen, Kel ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: baz bazla, kaz kazla, kel tavuk topal horozla
Anlamı: bir kişi, kendine denk ve uygun olan kişiyle arkadaş olmalıdır.
Atasözü: dazlayan daza düşer, kel başlı kıza düşer
Anlamı: evleneceği kişiyi seçmekte çok titizlik gösteren kimse, çoğu kez istemediği, beğenmediği bir kişiye düşer.
Atasözü: felek, kimine kavun yedirir kimine kelek
Anlamı: bu dünyada kimi insanlar mutluluk içinde yaşarlar, kimileri de talihsizdirler.
Atasözü: gafile kelam, nafile kelam
Anlamı: gaflet uykusunda olan kişiye söz kâr etmez.
Atasözü: iyilik et kele, övünsün ele
Anlamı: bir kişinin beğenilmeyen yönlerini düzelt, onu herkesin övüneceği duruma getir.
Atasözü: kaz kazla, daz dazla, kel tavuk kel (topal) horozla
Anlamı: herkes kendi durumuna uygun gelen kişilerle anlaşıp arkadaşlık ederler.
Atasözü: kel başa şimşir tarak
Anlamı: birçok gereksinimi varken gereksiz özenti ve gösterişle uğraşanlar için kullanılan bir söz.
Atasözü: kel ilaç bilse kendi başına sürer
Anlamı: kendi işini halledemeyen kişiden aynı durum için yardım alınamaz.
Atasözü: kel ölür, sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur
Anlamı: bir kimse veya bir şey yok olduğunda değer kazanır.
Atasözü: kel yanında kabak anılmaz
Anlamı: bir kişinin yanında, uzaktan da olsa onun kusurunu hatırlatabilecek sözler söylemekten çekinilmelidir.
Atasözü: kele köseden yardım olmaz
Anlamı: kişi, kendisinin yardıma muhtaç olduğu konuda başkasına yardım edemez.
Atasözü: kelin ayıbını takke örter
Anlamı: birçok kimsenin kusurunu zenginlik, makam vb. durumlar örter.
Atasözü: kelin medarı olsa kendi başına olur
Anlamı: kendi işini halledemeyen kişiden aynı durum için yardım alınamaz.
Atasözü: kelin merhemi olsa başına sürer
Anlamı: kendi işini halledemeyen kişiden aynı durum için yardım alınamaz.
Atasözü: kelle sağ olsun da külah bulunur
Anlamı: kişi yaşasın da elbet bir iş sahibi olur.
Atasözü: kör ölür badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur
Anlamı: bir kimse veya bir şey yok olduğunda değer kazanır.
Atasözü: satılık ziftin olsun, Selânikten kel gelir
Anlamı: işe yaramaz sandığın bir malı satılığa çıkarırsan akla gelmeyen yerlerden onu arayanlar gelir.
Atasözü: selam para, kelam para
Anlamı: 1) her davranış para harcamaya bağlıdır;
Atasözü: takke düştü, kel göründü
Anlamı: bir ayıbı örten şey ortadan kalktığı zaman gerçek ortaya çıkar.
Atasözü: tevekkelin gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez)
Anlamı: gereken tedbirleri aldıktan sonra daha fazla titizlik göstermeyip sonucu Tanrının dileğine bırakan kimse rahat eder.
Kel ile ilgili deyimler
Aşağıda Kel hakkında ve içinde Kel kelimesi geçen, Kel ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ayağına sıcak su mu, soğuk su mu dökelim?
Anlamı: seyrek gelen bir konuğa yarı sitem, yarı sevinçle söylenen söz.
Deyim: (birinin) adını kirletmek (lekelemek)
Anlamı: adının kötüye çıkmasına yol açmak.
Deyim: (birinin) keli görünmek
Anlamı: tkz. kusuru ortaya çıkmak.
Deyim: (birinin) keli kızmak
Anlamı: öfkelenmek.
Deyim: (birinin) kellesini uçurmak
Anlamı: kafasını keserek koparmak.
Deyim: (birinin) kellesini vurdurmak
Anlamı: öldürtmek: 'Atı kimin evinde, kimin elinde bulursa onun kellesini vurduracakmış.' -Y. Kemal.
Deyim: dünya kelamı etmek
Anlamı: 1) konuşmak; 2) konuşulmaması gereken yerde konuşmak.
Deyim: felek, kimine kavun yedirir kimine kelek
Anlamı: 'bu dünyada kimi insanlar mutluluk içinde yaşarlar, kimileri de talihsizdirler' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: hem kel hem fodul
Anlamı: yetenekli olmadığı hâlde üstünlük taslayanlar için kullanılan bir söz.
Deyim: heykel gibi
Anlamı: 1) hareketsiz, duygusuz; 2) çok güzel (vücut).
Deyim: heykelini dikmek
Anlamı: türlü alanlarda üstün başarı gösteren kimselere değerbilirlik göstermek.
Deyim: ilkel kalmak
Anlamı: gelişmemek, ilk durumunda kalmak: 'Yaptıkları bu ilk çadır, sonrakilerle kıyaslandığında son derece ilkel kalıyordu.' -E. Şafak.
Deyim: iskele almak
Anlamı: 1) gemi merdivenleri kaldırılıp harekete hazırlanmak; 2) argo bir erkek, bir kadına sarkıntılık etmek.
Deyim: iskelet gibi
Anlamı: çok zayıf.
Deyim: iskelete dönmek
Anlamı: çok zayıflamak.
Deyim: iskeleti çıkmak
Anlamı: çok zayıflamak.
Deyim: kelek atmak
Anlamı: argo birisini beklemediği anda hile ve dalavere yaparak zarara sokmak.
Deyim: kelek yapmak
Anlamı: argo oyunbozanlık etmek.
Deyim: keleklik etmek
Anlamı: görgüsüzlük, bilgisizlik nedeniyle karşısındakinin gerçek amacını anlayamamak.
Deyim: kelepçe vurmak (takmak)
Anlamı: bileklere demir halka geçirmek.