Kazık nedir? Türkçe anlamı ne demek?

Kelime: Kazık

Anlamlar:

1. Toprağa çakılmak için hazırlanmış, ucu sivri demir veya ağaç

Özelliği / Tipi / Türü: Isim

Örnek: "Çadır kazığı."

2. Direk, sopa

3. Yapıların temelinde kullanılan, toprağa çakılan veya toprak içine giren tahta, maden veya betonarmeden silindir, prizma vb. biçimindeki uzun parça

4. Çok zor (soru, sınav vb.)

Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat - Mecaz Anlam

5. Aldatma

Özelliği / Tipi / Türü: Teklifsiz konuşmada

6. Genellikle yağlı güreşte, güreşçinin, elini hasmının kispeti içine sokarak yaptığı oyun

Özelliği / Tipi / Türü: Spor

7. İnsanı üzerine oturtarak öldürdükleri, yere dik çakılmış sivri uçlu odun veya şiş

Özelliği / Tipi / Türü: Eskimiş

8. Kazığa oturtarak uygulanan öldürme cezası

Özelliği / Tipi / Türü: Eskimiş

İçinde Kazık geçen birleşik ve kökteş kelimeler: kazık fren, kazık kök, kazık marka, çatal kazık, Demirkazık, dost kazığı, kaşınma kazığı

Kazık hakkında eş anlamlı kelimeler

Kazık eş anlamlısı

kazık kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : sopa , direk , aldatılma

Kazık hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Kazık zıt anlamlısı

Kazık kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!

Kazık ile ilgili 2 örnek cümle

"Kazık" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Kazık" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Çadırın iplerini kazıklara bağladılar

2. Türkçeci kazık hocalardan biriydi

Diğer dillerde Kazık

İngilizce: Piling

Spanish: Amontonar

German: Pfähle

French: Empilage

Italian: Accatastamento

Kazık ile ilgili atasözleri

Aşağıda Kazık hakkında ve içinde Kazık kelimesi geçen, Kazık ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: çatal kazık yere batmaz (geçmez, çakılmaz)

Anlamı: birden çok kimsenin söz sahibi olduğu iş yürümez.

Kazık ile ilgili deyimler

Aşağıda Kazık hakkında ve içinde Kazık kelimesi geçen, Kazık ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: arının yuvasına kazık (çöp) dürtmek

Anlamı: tehlikeli kişiyi kışkırtmak.

Deyim: bir fende kazık kakmak (çakmak)

Anlamı: bir bilgi veya bilim dalında saplanmış kalmak: 'Bir fende kazık kakmaktansa hepsinden birer parça malumat kapma fikrinde idi.' -H. R. Gürpınar.

Deyim: dünyaya kazık çakmak (kakmak)

Anlamı: tkz. çok uzun ömürlü olmak, çok yaşamak.

Deyim: ipten kazıktan kurtulmuş

Anlamı: her türlü kötülüğü yapacak yaradılışta olan (kimse): 'İşte şimdi gördüğünüz gibi hırsızların, esrarkeşlerin, ipten kazıktan kurtulmuş, gözü kanlı canilerin arasında çilemi dolduruyorum.' -H. Taner.

Deyim: kazık atmak

Anlamı: aldatmak, kazıklamak: 'Bütün ilişkileri birilerine kazık atmak üzerine kurulu.' -A. Ümit.

Deyim: kazık dikmek

Anlamı: devamlı kalmak, ebediyen yaşamak: 'Dünyaya kim kazık dikecek?' -Ö. Seyfettin.

Deyim: kazık gibi

Anlamı: dimdik ve sert: 'Kara, kuru, kibirli, kazık gibi bir kadın, komutan Muhsin Bey, bunun neresini beğenmiş?' -H. E. Adıvar.

Deyim: kazık kadar

Anlamı: tkz. kocaman (kimse).

Deyim: kazık yemek

Anlamı: aldatılmak, kazıklanmak: 'O levhayı görünce istediği parayı verip afiyetle kazığı yiyerek çıkarsın.' -H. R. Gürpınar.

Deyim: kazık yutmuş gibi

Anlamı: baston yutmuş gibi.