Kavurmak ne demek? Kavurmak nedir?


Google News

Yayınlama: 2 yıl önce

Okuma süresi: 3 dakika

Kavurmak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Kavurmak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...

Kelime: Kavurmak

Anlamlar:

1. Bir şeyi bir kabın içinde kendisinden başka bir malzeme koymadan pişirmek

Özelliği / Tipi / Türü: -i

Örnek: "Madenden bir kap içine bunları koyup kavuracağız."

"Salâh Birsel"

2. Rüzgâr, soğuk, sıcak vb. kurutmak, yakmak

Örnek: "Rüzgâr ekinleri kavurdu."

3. Çok üzmek, yakmak, mahvetmek

Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam

Örnek: "Memleketi kavuran kıtlık buranın semtine uğramamıştır."

"Hüseyin Rahmi Gürpınar"


Kavurmak eş anlamlısı

Kavurmak hakkında eş anlamlı kelimeler

Kavurmak eş anlamlısı

kavurmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : mahvetmek, yakmak, soğuk, rüzgâr


Kavurmak zıt anlamlısı

Kavurmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Kavurmak zıt anlamlısı

Kavurmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!


Kavurmak ile ilgili 3 örnek cümle

"Kavurmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Kavurmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Eti kendi yağıyla kavurmak gerekirdi

2. Sıcak bitkileri kavurdu

3. İçini kavuran bir derdi vardı


Diğer dillerde Kavurmak

İngilizce: Roast

Spanish: Asado

German: Rösten

French: Rôti

Italian: Arrosto


Kavurmak ile ilgili atasözleri

Kavurmak ile ilgili atasözleri

Aşağıda Kavurmak hakkında ve içinde Kavurmak kelimesi geçen, Kavurmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.


Kavurmak ile ilgili deyimler

Kavurmak ile ilgili deyimler

Aşağıda Kavurmak hakkında ve içinde Kavurmak kelimesi geçen, Kavurmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: kasıp kavurmak

Anlamı: 1) baskı yaparak veya kıyıcı davranışlarla bir topluluğu ezmek, zulmetmek: 'Karaköy civarını kasıp kavuran iki serseri çocuğu enselerinden yakalayıp huzuruna getirmiştim.' -Y. K. Karaosmanoğlu. 2) çok zarar vermek, mahvetmek: 'Derhâl asabi, ince, deli sesi çınlamaya başlar, etrafı kasıp kavurur ve kıyametleri koparırdı.' -A. Ş. Hisar. 3) çok etkilemek, hüküm sürmek: 'Dışarıda ortalığı kasıp kavuran bir ayaz vardı.' -C. Uçuk.


Yorumlar

Yorum Yap
Lütfen yorum yazmak için oturum açın ya da kayıt olun.

Kavurmak K ile başlayan kelimeler Ka ile başlayan kelimeler Ne demek Sözlük Eş anlamlı kelimeler Zıt anlamlı kelimeler Atasözleri Deyimler Örnek cümleler