Kelime: Kaş
Anlamlar:
1. Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Anatomi
Örnek: "Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu."
2. Eyerin ön ve arkasındaki çıkıntılı bölüm
3. Sarp kayalık, uçurum
Özelliği / Tipi / Türü: Halk ağzında
4. Bağ ve bahçelerde toprak yığarak yapılan sınır, set
Özelliği / Tipi / Türü: Halk ağzında
5. Ocağın veya şöminenin üst tarafında bulunan, üzerine malzeme konulan çıkıntı
Özelliği / Tipi / Türü: Halk ağzında
İçinde Kaş geçen birleşik ve kökteş kelimeler: kaşbastı, kaş jölesi, çatık kaş, çatma kaş, karakaş, baca kaşı, civankaşı, eyer kaşı, ocak kaşı, yüzük kaşı
2. Antalya iline bağlı ilçelerden biri
Özelliği / Tipi / Türü: Isim

Kaş hakkında eş anlamlı kelimeler
Kaş eş anlamlısı
kaş kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : adale

Kaş hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Kaş zıt anlamlısı
Kaş kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Kaş ile ilgili 3 örnek cümle
"Kaş" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Kaş" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Kadın kaşını cımbızla alıyordu
2. Çocuğun kaşı yarılmış
3. Bir ak bulut dağın kaşına asılmış gibiydi
Diğer dillerde Kaş
İngilizce: Eyebrow
Spanish: Ceja
German: Augenbraue
French: Sourcil
Italian: Sopracciglio
Kaş ile ilgili atasözleri
Aşağıda Kaş hakkında ve içinde Kaş kelimesi geçen, Kaş ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: al kaşağıyı gir ahıra, yarası (yağırı) olan gocunur (gocunsun)
Anlamı: bir yolsuzluğun suçluları aranırken o işte kusuru olan kişi telaşlanır.
Atasözü: aşure yemeye giden kaşığını cebinde taşır
Anlamı: bir işten yararlanmak isteyen gerekli araçları hazırlamalıdır.
Atasözü: çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar
Anlamı: kişi, kendisi için önceden yaptığı hazırlıkların verimini ileride alır.
Atasözü: devletli yanını kaşısa yoksul para verecek sanır
Anlamı: bir isteğinin yerine getirilmesini ilgililerden bekleyen kimse, onların bu işle ilgisi bulunmayan davranışlarını, isteğini karşılamak üzere yapıyorlar diye yorumlar.
Atasözü: eceli gelen fare kedi taşağı kaşır
Anlamı: herkesin üzerine titrediği, kutsal saydığı şeyi kötüleyen, bozan kimse mutlaka kötü bir sonuçla karşılaşır.
Atasözü: ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil
Anlamı: iyi nitelikli işler kullanılan araç elverişsiz de olsa kolaylıkla yürütülebilir ama her iş elverişsiz araçla yürütülemez.
Atasözü: eşek eşeği ödünç kaşır
Anlamı: çıkarcı, başkasına yardım ederken ileride onun da kendisine yardım edeceğini düşünür.
Atasözü: her ağaçtan kaşık olmaz
Anlamı: özelliği olan bir iş için sıradan birisi kullanılamaz.
Atasözü: her kaşığın kısmeti bir olmaz
Anlamı: herkesin talihi, kazancı bir değildir.
Atasözü: herkes kaşık yapar ama sapını ortaya (doğru) getiremez
Anlamı: herkes bir iş yapar ancak istenildiği kadar güzel ve kusursuz olmaz.
Atasözü: kaş ile göz gerisi söz
Anlamı: güzellik, her şeyden önce kaş ve göz güzelliğidir, vücudun başka yerlerinin güzel olması önemli değildir.
Atasözü: kısmetinde ne varsa kaşığında o çıkar
Anlamı: kişi ne kadar çabalarsa çabalasın alın yazısındaki şeye ulaşır.
Atasözü: ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına
Anlamı: kişi, kendisi için önceden yaptığı hazırlıkların verimini ileride alır.
Atasözü: pilav yiyen kaşığını yanında (belinde) taşır
Anlamı: bir şeyden yararlanmak isteyen kişi, bunun için gereken aracı eli altında bulundurmalıdır.
Atasözü: pilavdan dönenin kaşığı kırılsın
Anlamı: yararlı bir şeyi elde etmek için sonuna kadar uğraşılmalı, direnilmelidir.
Atasözü: tencere (çömlek) demiş 'dibim altın', kaşık (kepçe) demiş ben neredeyim?' (girdim, çıktım)
Anlamı: içyüzünü iyi bilen kimseye karşı, kusurlarını gizlemeye çalışan ve yüksek nitelikleri bulunduğunu söyleyerek övünmeye kalkışan kişi, gülünç duruma düşer.
Atasözü: tırnağın varsa başını kaşı
Anlamı: hiç kimse başkasından yardım beklememeli; kendisinin olanakları varsa bir işe girişmeli, yoksa girişmemelidir.
Atasözü: züğürt olup düşmektense uyuz olup kaşınmak yeğdir
Anlamı: uyuz olup kaşınmak insanı çok rahatsız eder ama züğürtlükten dolayı ne yapacağını düşünmek daha çok rahatsız eder.

Kaş ile ilgili deyimler
Aşağıda Kaş hakkında ve içinde Kaş kelimesi geçen, Kaş ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ağrısız başına kaşbastı bağlamak
Anlamı: 'kendine gereksiz yere iş çıkarmak' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: avucu (avuçları) kaşınmak
Anlamı: avucundaki kaşıntıyı bir yerden para geleceğine yormak.
Deyim: başını kaşımaya (kaşıyacak) vakti olmamak
Anlamı: arada en ufak başka bir iş yapamayacak kadar sıkışık durumda bulunmak: 'Büyük babanın artık başını kaşıyacak vakti yoktur. Kâh çocukları kırda oynamaya götürüyor, kâh onlara ocakbaşında masallar söylüyor.' -R. N. Güntekin.
Deyim: (bir şey, birinin) ağzının kaşığı (kalıbı, lokması) olmamak
Anlamı: 1) bir şey, bir kimsenin uğraşabileceği konulardan olmamak; 2) bir şey, bir kimsenin sözünü edemeyeceği kadar değerli olmak.
Deyim: (birine) gözünün üstünde kaşın var dememek
Anlamı: birinin her davranışını hoş görmek.
Deyim: (elinden gelse, bıraksalar) bir kaşık suda boğmak
Anlamı: bir kimseye çok kızmak veya çok öfkelenmek: 'Muhalifler bizi bir kaşık suda boğmak istidadını gösteriyordu.' -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim: göz kaş süzmek
Anlamı: dikkatle ve hissettirmeden bakışlarla kontrol altında tutmak: 'Anlamlı anlamlı birbirine işaretler yaparak, göz kaş süzerek Emine'ye uzun uzun bakıyorlar.' -R. H. Karay.
Deyim: her aşın kaşığı olmak
Anlamı: her şeye karışmak, her şeye burnunu sokmak.
Deyim: işi iş, kaşığı gümüş
Anlamı: 'işi tam istediği yolda' anlamında kullanılan bir söz: 'Geldiğine geleceğine şimdi bin pişman! İzmir'de işin iş, kaşığın gümüş be adam, otursana oturduğun yerde!' -A. İlhan.
Deyim: kafasını kaşıyacak vakti olmamak
Anlamı: başını kaşıyacak vakti olmamak.
Deyim: kaş göz etmek
Anlamı: kaş ve göz işaretleriyle bir şey anlatmaya çalışmak.
Deyim: kaş göz işareti yapmak
Anlamı: kaş ve gözle bir şeyler anlatmak, dikkat çekmek: 'Murat Bey konuşurken bana kaş göz işaretleri yapıyor, bir yandan da kahkahalarla gülüyor.' -R. N. Güntekin.
Deyim: kaş yapayım derken (yaparken) göz çıkartmak (çıkarmak)
Anlamı: işi düzelteyim derken büsbütün bozmak.
Deyim: kaş yıkmak
Anlamı: kaş çatmak: 'El yanında yıkar gider kaşını / Tenhalarda gülüşünü sevdiğim' -Ruhsati.
Deyim: kaşı (kaşları) çatılmak
Anlamı: öfkelenmek, kızmak: 'Babam kaşları çatılmış, başını sallayarak izliyor bizi.' -A. Ümit.
Deyim: kaşık atmak (çalmak)
Anlamı: iştahla veya çabuk yemek.
Deyim: kaşık kadar
Anlamı: çok küçük: Hastalanınca yüzü kaşık kadar kaldı.
Deyim: kaşık sallamak
Anlamı: yemek yemek: 'Gençler tarhana aşına kaşık salladılar.' -N. Araz.
Deyim: kaşıkla verip kepçeyle geri almak
Anlamı: yaptığı bir iyiliğin acısını çıkarırcasına davranmak.
Deyim: kaşıkla yedirip sapıyla (gözünü) çıkartmak
Anlamı: yaptığı bir iyiliği hiçe indirecek kötülükte bulunmak.