Kelime: Kaş

Anlamlar:

1. Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar

Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Anatomi

Örnek: "Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu."

"Mahmut Yesari"

2. Eyerin ön ve arkasındaki çıkıntılı bölüm

3. Sarp kayalık, uçurum

Özelliği / Tipi / Türü: Halk ağzında

4. Bağ ve bahçelerde toprak yığarak yapılan sınır, set

Özelliği / Tipi / Türü: Halk ağzında

5. Ocağın veya şöminenin üst tarafında bulunan, üzerine malzeme konulan çıkıntı

Özelliği / Tipi / Türü: Halk ağzında

İçinde Kaş geçen birleşik ve kökteş kelimeler: kaşbastı, kaş jölesi, çatık kaş, çatma kaş, karakaş, baca kaşı, civankaşı, eyer kaşı, ocak kaşı, yüzük kaşı

2. Antalya iline bağlı ilçelerden biri

Özelliği / Tipi / Türü: Isim


Kaş eş anlamlısı

Kaş hakkında eş anlamlı kelimeler

Kaş eş anlamlısı

kaş kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : adale


Kaş zıt anlamlısı

Kaş hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Kaş zıt anlamlısı

Kaş kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!


Kaş ile ilgili 3 örnek cümle

"Kaş" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Kaş" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Kadın kaşını cımbızla alıyordu

2. Çocuğun kaşı yarılmış

3. Bir ak bulut dağın kaşına asılmış gibiydi


Diğer dillerde Kaş

İngilizce: Eyebrow

Spanish: Ceja

German: Augenbraue

French: Sourcil

Italian: Sopracciglio



Kaş ile ilgili atasözleri

Aşağıda Kaş hakkında ve içinde Kaş kelimesi geçen, Kaş ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: al kaşağıyı gir ahıra, yarası (yağırı) olan gocunur (gocunsun)

Anlamı: bir yolsuzluğun suçluları aranırken o işte kusuru olan kişi telaşlanır.

Atasözü: aşure yemeye giden kaşığını cebinde taşır

Anlamı: bir işten yararlanmak isteyen gerekli araçları hazırlamalıdır.

Atasözü: çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar

Anlamı: kişi, kendisi için önceden yaptığı hazırlıkların verimini ileride alır.

Atasözü: devletli yanını kaşısa yoksul para verecek sanır

Anlamı: bir isteğinin yerine getirilmesini ilgililerden bekleyen kimse, onların bu işle ilgisi bulunmayan davranışlarını, isteğini karşılamak üzere yapıyorlar diye yorumlar.

Atasözü: eceli gelen fare kedi taşağı kaşır

Anlamı: herkesin üzerine titrediği, kutsal saydığı şeyi kötüleyen, bozan kimse mutlaka kötü bir sonuçla karşılaşır.

Atasözü: ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil

Anlamı: iyi nitelikli işler kullanılan araç elverişsiz de olsa kolaylıkla yürütülebilir ama her iş elverişsiz araçla yürütülemez.

Atasözü: eşek eşeği ödünç kaşır

Anlamı: çıkarcı, başkasına yardım ederken ileride onun da kendisine yardım edeceğini düşünür.

Atasözü: her ağaçtan kaşık olmaz

Anlamı: özelliği olan bir iş için sıradan birisi kullanılamaz.

Atasözü: her kaşığın kısmeti bir olmaz

Anlamı: herkesin talihi, kazancı bir değildir.

Atasözü: herkes kaşık yapar ama sapını ortaya (doğru) getiremez

Anlamı: herkes bir iş yapar ancak istenildiği kadar güzel ve kusursuz olmaz.

Atasözü: kaş ile göz gerisi söz

Anlamı: güzellik, her şeyden önce kaş ve göz güzelliğidir, vücudun başka yerlerinin güzel olması önemli değildir.

Atasözü: kısmetinde ne varsa kaşığında o çıkar

Anlamı: kişi ne kadar çabalarsa çabalasın alın yazısındaki şeye ulaşır.

Atasözü: ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına

Anlamı: kişi, kendisi için önceden yaptığı hazırlıkların verimini ileride alır.

Atasözü: pilav yiyen kaşığını yanında (belinde) taşır

Anlamı: bir şeyden yararlanmak isteyen kişi, bunun için gereken aracı eli altında bulundurmalıdır.

Atasözü: pilavdan dönenin kaşığı kırılsın

Anlamı: yararlı bir şeyi elde etmek için sonuna kadar uğraşılmalı, direnilmelidir.

Atasözü: tencere (çömlek) demiş 'dibim altın', kaşık (kepçe) demiş ben neredeyim?' (girdim, çıktım)

Anlamı: içyüzünü iyi bilen kimseye karşı, kusurlarını gizlemeye çalışan ve yüksek nitelikleri bulunduğunu söyleyerek övünmeye kalkışan kişi, gülünç duruma düşer.

Atasözü: tırnağın varsa başını kaşı

Anlamı: hiç kimse başkasından yardım beklememeli; kendisinin olanakları varsa bir işe girişmeli, yoksa girişmemelidir.

Atasözü: züğürt olup düşmektense uyuz olup kaşınmak yeğdir

Anlamı: uyuz olup kaşınmak insanı çok rahatsız eder ama züğürtlükten dolayı ne yapacağını düşünmek daha çok rahatsız eder.


Kaş ile ilgili deyimler

Kaş ile ilgili deyimler

Aşağıda Kaş hakkında ve içinde Kaş kelimesi geçen, Kaş ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: ağrısız başına kaşbastı bağlamak

Anlamı: 'kendine gereksiz yere iş çıkarmak' anlamında kullanılan bir söz.

Deyim: avucu (avuçları) kaşınmak

Anlamı: avucundaki kaşıntıyı bir yerden para geleceğine yormak.

Deyim: başını kaşımaya (kaşıyacak) vakti olmamak

Anlamı: arada en ufak başka bir iş yapamayacak kadar sıkışık durumda bulunmak: 'Büyük babanın artık başını kaşıyacak vakti yoktur. Kâh çocukları kırda oynamaya götürüyor, kâh onlara ocakbaşında masallar söylüyor.' -R. N. Güntekin.

Deyim: (bir şey, birinin) ağzının kaşığı (kalıbı, lokması) olmamak

Anlamı: 1) bir şey, bir kimsenin uğraşabileceği konulardan olmamak; 2) bir şey, bir kimsenin sözünü edemeyeceği kadar değerli olmak.

Deyim: (birine) gözünün üstünde kaşın var dememek

Anlamı: birinin her davranışını hoş görmek.

Deyim: (elinden gelse, bıraksalar) bir kaşık suda boğmak

Anlamı: bir kimseye çok kızmak veya çok öfkelenmek: 'Muhalifler bizi bir kaşık suda boğmak istidadını gösteriyordu.' -Y. K. Karaosmanoğlu.

Deyim: göz kaş süzmek

Anlamı: dikkatle ve hissettirmeden bakışlarla kontrol altında tutmak: 'Anlamlı anlamlı birbirine işaretler yaparak, göz kaş süzerek Emine'ye uzun uzun bakıyorlar.' -R. H. Karay.

Deyim: her aşın kaşığı olmak

Anlamı: her şeye karışmak, her şeye burnunu sokmak.

Deyim: işi iş, kaşığı gümüş

Anlamı: 'işi tam istediği yolda' anlamında kullanılan bir söz: 'Geldiğine geleceğine şimdi bin pişman! İzmir'de işin iş, kaşığın gümüş be adam, otursana oturduğun yerde!' -A. İlhan.

Deyim: kafasını kaşıyacak vakti olmamak

Anlamı: başını kaşıyacak vakti olmamak.

Deyim: kaş göz etmek

Anlamı: kaş ve göz işaretleriyle bir şey anlatmaya çalışmak.

Deyim: kaş göz işareti yapmak

Anlamı: kaş ve gözle bir şeyler anlatmak, dikkat çekmek: 'Murat Bey konuşurken bana kaş göz işaretleri yapıyor, bir yandan da kahkahalarla gülüyor.' -R. N. Güntekin.

Deyim: kaş yapayım derken (yaparken) göz çıkartmak (çıkarmak)

Anlamı: işi düzelteyim derken büsbütün bozmak.

Deyim: kaş yıkmak

Anlamı: kaş çatmak: 'El yanında yıkar gider kaşını / Tenhalarda gülüşünü sevdiğim' -Ruhsati.

Deyim: kaşı (kaşları) çatılmak

Anlamı: öfkelenmek, kızmak: 'Babam kaşları çatılmış, başını sallayarak izliyor bizi.' -A. Ümit.

Deyim: kaşık atmak (çalmak)

Anlamı: iştahla veya çabuk yemek.

Deyim: kaşık kadar

Anlamı: çok küçük: Hastalanınca yüzü kaşık kadar kaldı.

Deyim: kaşık sallamak

Anlamı: yemek yemek: 'Gençler tarhana aşına kaşık salladılar.' -N. Araz.

Deyim: kaşıkla verip kepçeyle geri almak

Anlamı: yaptığı bir iyiliğin acısını çıkarırcasına davranmak.

Deyim: kaşıkla yedirip sapıyla (gözünü) çıkartmak

Anlamı: yaptığı bir iyiliği hiçe indirecek kötülükte bulunmak.