Kelime: Kart

Anlamlar:

1. Gençliği ve körpeliği kalmamış, körpe karşıtı

Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat

Örnek: "Bu kart hatunun, bu içi dışı pörsük kadının hâlâ piyasa yeri araması beni çıldırtıyor."

"Halide Edip Adıvar"

2. Düzgün kesilmiş ince karton parçası

Özelliği / Tipi / Türü: Isim

3. Bir kimsenin kimliğini gösteren, kutlamalarda veya kendini tanıtmada kullanılan, çoğunlukla beyaz, küçük, ince karton parçası, kartvizit

4. Kartpostal

5. Bazı yerlere girmek veya bazı şeylerden yararlanmak için verilen, kimliği belirten belge

Örnek: "Basın kartı."

6. Oyun kâğıdı

7. Fotoğrafçılıkta 9x12 santimetre boyutlarındaki resim

8. Telefonlara takılan, iletişimi sağlamak için gerekli bilgilerin yüklendiği parçacık

9. Genellikle parasal işlemlerde çok amaçlı olarak kullanılan manyetik özelliği olan plastik nesne

İçinde Kart geçen birleşik ve kökteş kelimeler: açık kart, ek kart, hamilikart, kırmızı kart, manyetik kart, sanal kart, sarı kart, serbest kart, yeşil kart, adres kartı, banka kartı, basın kartı, duhuliye kartı, giriş kartı, kimlik kartı, kredi kartı, nakit kartı, ödeme kartı, posta kartı, tanıtma kartı, tebrik kartı, telefon kartı, uçuş kartı, varlık kartı, yaka kartı


Kart hakkında eş anlamlı kelimeler

Kart eş anlamlısı

kart kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Kartpostal , Kartvizit , Küçük


Kart zıt anlamlısı

Kart hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Kart zıt anlamlısı

kart kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : körpe


Kart ile ilgili 1 örnek cümle

"Kart" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Kart" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Seçmen kartım gelmedi. Basın kartını yitirmiş


Diğer dillerde Kart

İngilizce: Card

Spanish: Tarjeta

German: Karte

French: Carte

Italian: Carta


Kart ile ilgili atasözleri

Kart ile ilgili atasözleri

Aşağıda Kart hakkında ve içinde Kart kelimesi geçen, Kart ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: kartala bir ok değmiş, yine kendi yeleğinden

Anlamı: bir kimseye en büyük kötülüğü kendisine çok yakın olanlar yapar.


Kart ile ilgili deyimler

Kart ile ilgili deyimler

Aşağıda Kart hakkında ve içinde Kart kelimesi geçen, Kart ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: (birine veya bir şeye) taş çıkarmak (çıkartmak)

Anlamı: biri ötekinden özellik, yetenek vb. bakımından üstün olmak: 'Zaten yol boyunca hem lezzetli hem de buzdolabına taş çıkartacak sulardan geçeceğiz.' -N. F. Kısakürek.

Deyim: cıcığını çıkartmak

Anlamı: cıcığı çıkmak.

Deyim: emekliye ayırmak (çıkarmak, çıkartmak)

Anlamı: kanuna göre aylık bağlayarak bir görevliyi görevinden ayırmak: 'Size bir fenalık edebilir, sizi işinizden attırır, vekâlet emrine alır, vakitsiz emekliye çıkartabilir.' -H. Taner.

Deyim: ıskartaya çıkarmak (ayırmak)

Anlamı: değersiz bularak bir yana atmak, işe yaramadığı için ayırıp bir yana koymak: 'Sekiz balya tütününden bir ya da iki balyasını ıskartaya ayırabileceklerini aklından geçirmeye başladı eksperlerin.' -N. Cumalı. 'Orada, kim bilir neden ve nasıl, işe yaramaz diye ıskartaya çıkardığı bir sürü film tepeleme yığılı.' -A. İlhan.

Deyim: kart basmak

Anlamı: işçiler iş yerine giriş ve çıkışta gelip gittiklerini bir makine aracılığıyla belirtmek.

Deyim: kart çıkarmak

Anlamı: sp. hakem kural dışı hareket eden oyuncuya cezalandırma amacı ile sarı veya kırmızı kart göstermek.

Deyim: kaş yapayım derken (yaparken) göz çıkartmak (çıkarmak)

Anlamı: işi düzelteyim derken büsbütün bozmak.

Deyim: kaşıkla yedirip sapıyla (gözünü) çıkartmak

Anlamı: yaptığı bir iyiliği hiçe indirecek kötülükte bulunmak.

Deyim: kendini (birini) temize çıkarmak (çıkartmak)

Anlamı: huk. aklandırmak: 'Sonra kendini büsbütün temize çıkartmak için üstünün ve eşyasının aranmasını istedi.' -R. N. Güntekin.

Deyim: kırmızı kart görmek

Anlamı: 1) oyundan çıkarılma cezasına çarptırılmak; 2) mec. ciddi bir biçimde uyarılmak; 3) mec. dışlanmak.

Deyim: kırmızı kart göstermek

Anlamı: sp. 1) oyundan çıkarma cezasına çarptırmak; 2) mec. ciddi bir biçimde uyarmak; 3) mec. dışlamak.

Deyim: sinekten yağ çıkarmak (çıkartmak)

Anlamı: olmayacak şeylerden yararlanmaya çalışmak: 'Elverişli durumların kokusunu hemencecik alıyor, sinekten yağ çıkartmasını biliyordu.' -T. Buğra.

Deyim: son kozunu (kartını) oynamak

Anlamı: elinde bulunan son imkânı kullanmak: 'İlk uzunçaların hazırlıkları başladığında, her ikisi de son kartlarını oynadıklarını biliyordu.' -M. Mungan.