Karartmak kelime anlamı nedir? Karartmak ne demek?
Karartmak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Karartmak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Karartmak
Anlamlar:
1. Rengini karaya çevirmek, esmerleştirmek, siyahlaştırmak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Güneş tenini karartmış."
2. Karanlık duruma getirmek
Örnek: "Perdeler odayı kararttı."
3. Işığı kısmak veya örtmek
4. Kötü bir duruma getirmek
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Seyahat onu yormuş ve karartmıştı."
Karartmak hakkında eş anlamlı kelimeler
Karartmak eş anlamlısı
karartmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : siyahlaştırmak, esmerleştirmek
Karartmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Karartmak zıt anlamlısı
Karartmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Karartmak ile ilgili 5 örnek cümle
"Karartmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Karartmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Güneş tenini karartmıştı
2. Perdeler salonu kararttı
3. Lambayı biraz karartın
4. Bu olay onun saygınlığını kararttı
5. Sözleri içimi karartmıştı
Diğer dillerde Karartmak
İngilizce: Lower
Spanish: Inferior
German: Blackout
French: Inférieur
Italian: Inferiore
Karartmak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Karartmak hakkında ve içinde Karartmak kelimesi geçen, Karartmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Karartmak ile ilgili deyimler
Aşağıda Karartmak hakkında ve içinde Karartmak kelimesi geçen, Karartmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: enseyi karartmak
Anlamı: ümitsizliğe kapılmak, karamsarlığa düşmek.
Deyim: gönlünü karartmak
Anlamı: yaşamaya karşı sevgi ve isteğini azaltmak: 'Tabiatın bu eşsiz güzellikleri karşısında o birtakım gevezeliklerle benim kafamı ağrıtacak, gönlümü karartacak değil.' -O. C. Kaygılı.
Deyim: gözünü karartmak
Anlamı: bir işe atılırken hiçbir şeyden çekinmemek: 'Cesaret timsali değildi Cemal ama üç büyük birayı devirdikten sonra, kendi gözünü karartabileceği gibi başkalarınınkini de morartabileceğinden hiç şüphesi yoktu.' -E. Şafak.
Deyim: içini karartmak
Anlamı: bunalıma veya sıkıntıya sokmak, endişeye düşürmek: 'Annesini yanına aldığı günlerdeki mutsuzluğum hâlâ içimi karartıyor.' -E. Bener.
Deyim: ruhu karartmak
Anlamı: sıkıntıya sokmak, bunaltmak: 'Korkunç geceler, çakalların ulumaları, köpeklerin haykırışları bu ruhu da karartan gecelerde sinirleri büsbütün gevşetiyor.' -E. İ. Benice.
Deyim: yüzünü karartmak
Anlamı: birine sinirlenerek somurtmak.