Kelime: Kanı

Anlamlar:

1. İnanç, düşünce, kanaat

Özelliği / Tipi / Türü: Isim

Örnek: "Ahlakın da iyiliğe değil, güce dayandığı kanısındadır."

"Salâh Birsel"


Kanı eş anlamlısı

Kanı hakkında eş anlamlı kelimeler

Kanı eş anlamlısı

kanı kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Kanaat , Düşünce , İnanç


Kanı zıt anlamlısı

Kanı hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Kanı zıt anlamlısı

Kanı kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!


Diğer dillerde Kanı

İngilizce: Blood

Spanish: Sangre

German: Blut

French: Sang

Italian: Sangue


Kanı ile ilgili atasözleri

Kanı ile ilgili atasözleri

Aşağıda Kanı hakkında ve içinde Kanı kelimesi geçen, Kanı ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: acıkanın yanağından, susayanın dudağından belli olur

Anlamı: bir insanın ne durumda olduğu yüzünden anlaşılır.

Atasözü: adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork

Anlamı: duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir.

Atasözü: azıksız yola çıkanın gözü el torbasında kalır

Anlamı: ileride gereksinim duyacağı şeyleri zamanında hazırlamayan kişi, hazırlık yapan diğer insanlardan yardım bekler.

Atasözü: deli deli akanı bura bura tıkarlar

Anlamı: aşırı ve ölçüsüz davrananlara karşı önleyici, sert tedbirler alınır.

Atasözü: erkek koyun kasap dükkânına yakışır

Anlamı: miskin erkek, yaşamaya layık değildir.

Atasözü: gürültü istemeyen kazancı (bakırcı) dükkânına girmez (hırkasını başına çeker)

Anlamı: kafasını dinlemek isteyen kimse, gürültülü patırtılı işlerde görev almaz.

Atasözü: ırz insanın kanı pahasıdır

Anlamı: insan ırzını, namusunu korumak için canını feda eder.

Atasözü: kanı kanla yumazlar, kanı suyla yurlar

Anlamı: kötülük, kötülük yapılarak düzeltilmez ancak iyilik yapılarak ortadan kaldırılır.

Atasözü: serkeş öküz (son) soluğu kasap dükkânında alır

Anlamı: dikbaşlı olanlar, davranışlarının cezasını görürler, hatta bu davranışları hayatlarına bile mal olabilir.

Atasözü: suyun duru akanından, insanın yere bakanından korkmalı

Anlamı: duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir.

Atasözü: suyun yavaş akanından, insanın yere bakanından kork (sakın)

Anlamı: duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir.

Atasözü: tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır

Anlamı: bir kişi ne kadar farklı yerlerde yaşarsa yaşasın, ne kadar farklı işlerle uğraşırsa uğraşsın, bağlı bulunduğu çevreye veya işe dönmek zorunda kalır.


Kanı ile ilgili deyimler

Kanı ile ilgili deyimler

Aşağıda Kanı hakkında ve içinde Kanı kelimesi geçen, Kanı ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: ağzından çıkanı (çıkan sözü) kulağı duymamak (işitmemek)

Anlamı: sözlerini tartmadan söylemek.

Deyim: (bir şey) kanına işlemek

Anlamı: 1) bir şeyi aşırı ölçüde benimsemek: 'Kanıma işleyen müzik ateşinden, kurduğum şarkıcılık düşlerinden ne yazık ki söz edemeyeceğim.' -M. Mungan. 2) büyük ölçüde etkisinde kalmak: 'Her şeye karşın iş adamlığı kanına işlemişti.' -T. Yücel.

Deyim: (bir şeyin) kanını emmek

Anlamı: insafsızca sömürmek: 'Yıllarca, yüzyıllarca onun kanını emdikten ve onu bir posa hâlinde katı toprak üzerine attıktan sonra, şimdi de gelip ondan tiksinmek hakkını kendinde buluyorsun.' -Y. K. Karaosmanoğlu.

Deyim: (birine) kanı kaynamak

Anlamı: çabucak sevgi duymak: 'Sonra da kanları kaynamıştı bu genç, yakışıklı ve zeki çocuğa.' -Ç. Altan.

Deyim: (birinin) kanı kaynamak

Anlamı: coşkun ve kıpırdak olmak: Çocuğun kanı kaynıyor.

Deyim: (birinin) kanına ekmek doğramak

Anlamı: 1) birinin ölümüne yol açarak sevinmek; 2) birini küçük düşürmek, birine zarar vermek.

Deyim: (birinin) kanına susamak

Anlamı: belasını aramak: 'Ben onun kanına susadım diyor, başka bir şey demiyor.' -Y. Kemal.

Deyim: (birinin) kanını kurutmak

Anlamı: canından bezdirmek.

Deyim: (birinin) kanını yerde koymak

Anlamı: birini öldüreni ölümle cezalandırmamak: 'Oğlum Halil'in kanını yerde koyarsanız bu dünyada da öteki dünyada da ak sütüm size haram olsun.' -Y. Kemal.

Deyim: kan (kanı) başına çıkmak (sıçramak veya toplanmak)

Anlamı: öfkelenmek: 'Kan başına çıkarmış zavallının ve hep bağırmak, bağırmak istermiş.' -P. Safa.

Deyim: kanı donmak (çekilmek)

Anlamı: donakalmak, çok şaşırmak.

Deyim: kanı ısınmak

Anlamı: birine karşı yakınlık duymak: 'Kanları çabuk ısındı birbirine.' -N. Cumalı.

Deyim: kanı içine akmak

Anlamı: derdini dışa vuramamak.

Deyim: kanı kurumak

Anlamı: 1) çok usanmak, çok bıkmak; 2) mec. bitkin, yorgun, cansız duruma düşmek.

Deyim: kanı sulanmak

Anlamı: kansızlığa uğramak.

Deyim: kanı temizlenmek

Anlamı: öldürülenin arkasından, öldüren kişi veya yakınlarından birini öldürerek öç almak.

Deyim: kanına dokunmak

Anlamı: çok sinirlenmek: 'Bırak Allah'ını seversen müdür bey! Bazen kanıma dokunuyor vallaha. Sen onun oruçlu olduğuna inanıyor musun?' -H. Taner.

Deyim: kanına girmek

Anlamı: 1) birini öldürmek veya öldürtmek: 'Kanıma gireceksiniz ama ne yapalım siz sağ olun.' -R. N. Güntekin. 2) bir kızın kızlığını bozmak.

Deyim: kanını içine akıtmak

Anlamı: sıkıntısını belli etmemek.

Deyim: kanını kaynatmak

Anlamı: heyecanlandırmak, coşturmak: 'Görenin kanını kaynatan bir tadı vardı duruşunun, bakışının.' -Y. Kemal.