Hisse sözlük anlamı nedir? Hisse ne demek?
Hisse kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Hisse hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Hisse
Kökeni: "Arapça ḥiṣṣe" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. Pay
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Bana gelip hisseni satın almak istiyorum, bana devret deseydin belki razı olurdum."
2. Tutam (II)
Özelliği / Tipi / Türü: Ekonomi
3. Bir olaydan çıkarılan ders
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
İçinde Hisse geçen birleşik ve kökteş kelimeler: hisseişayia, hisse senedi, kıssadan hisse, temettü hissesi
Hisse hakkında eş anlamlı kelimeler
Hisse eş anlamlısı
hisse kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Pay
Hisse hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Hisse zıt anlamlısı
Hisse kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Hisse
İngilizce: Share
Spanish: Compartir
German: Anteil
French: Part
Italian: Condividere
Hisse ile ilgili atasözleri
Aşağıda Hisse hakkında ve içinde Hisse kelimesi geçen, Hisse ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: kurtla ortak olan tilkinin hissesi, ya tırnaktır ya bağırsak
Anlamı: ortağı güçlü ve hileci olan kimse ortağının kendisine vereceği işe yaramaz paya razı olmak zorundadır.
Hisse ile ilgili deyimler
Aşağıda Hisse hakkında ve içinde Hisse kelimesi geçen, Hisse ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: hisse almak
Anlamı: 1) zarara uğramak: 'İstanbul kahvelerinde bu sıkıntıdan en büyük hisseyi alan sanatkârlarımızdandır.' -B. R. Eyuboğlu. 2) ders çıkarmak.
Deyim: hisse kapmak
Anlamı: bir olaydan yararlı bir öğüt çıkarmak.
Deyim: kendine hisse çıkarmak
Anlamı: ders almak: 'Siz niçin bundan kendinize hisse çıkarmıyorsunuz?' -Ö. Seyfettin.
Deyim: kendini hissettirmek
Anlamı: varlığını belli etmek.
Deyim: kıssadan hisse almak (çıkarmak)
Anlamı: anlatılan bir olaydan ders almak: 'O zaman, diplomatlar bu kıssadan lazım gelen hisseyi çıkarmasını bilmişler miydi? Ne gezer!' -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim: ölümün soluğunu ensesinde duymak (hissetmek)
Anlamı: her an öleceğini beklemek, ölüm korkusu ile dolu olmak: 'Yüz yaşından daha çok insan ne kadar yaşar ki ölümün soluğunu ensemde duyuyorum.' -Y. Kemal.