Kelime: Geç
Anlamlar:
1. Belirli zamandan sonra olan
Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat
Örnek: "Gecenin geç ve yıldızsız bir saatiydi."
2. Kararlaştırılan, beklenen veya alışılan zamandan sonra, erken karşıtı
Özelliği / Tipi / Türü: Zarf
Örnek: "Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç / Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç"
İçinde Geç geçen birleşik ve kökteş kelimeler: geçdoğan, er geç

Geç hakkında eş anlamlı kelimeler
Geç eş anlamlısı
geç kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!

Geç hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Geç zıt anlamlısı
geç kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : er, erken, dur
Diğer dillerde Geç
İngilizce: Late
Spanish: Retraso
German: Spät
French: Fin
Italian: Tardo

Geç ile ilgili atasözleri
Aşağıda Geç hakkında ve içinde Geç kelimesi geçen, Geç ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: ağır kazan geç kaynar
Anlamı: 1) kalın kafalı insan bir konuyu zor anlar; 2) tembel olan işi geç yapar.
Atasözü: ak göt (don, bacak) kara göt (don, bacak) kara geçit başında (hamamda) belli olur
Anlamı: bir iddiadaki doğruluk ancak deney veya sınav sonucunda belli olur.
Atasözü: akı karası geçitte belli olur
Anlamı: bir iddiadaki doğruluk ancak deney veya sınav sonucunda belli olur.
Atasözü: akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer
Anlamı: atak kişi tehlikeyi göze alarak işe girişir ve çabuk sonuç alır.
Atasözü: Allah kulundan geçmez
Anlamı: Tanrı dar zamanlarında kulunun imdadına yetişir.
Atasözü: arabanın ön tekerleği nereden geçerse art tekerleği de oradan geçer
Anlamı: kıdem ve yaş bakımından büyük olanların yaptıkları her zaman örnek alınır.
Atasözü: arlı arından, huylu huyundan vazgeçmez
Anlamı: herkes kendi karakterine göre davranışta bulunur.
Atasözü: bezirgân züğürtleyince geçmiş defterleri yoklar
Anlamı: 1) tüccar züğürtleyince, belki bir kimsede alacağım kalmıştır diye eski defterlerini gözden geçirir; 2) vaktiyle önemli işler yapmış olanlar, düşkünlüklerinde eski durumlarını anarak, anlatarak avunmaya çalışırlar.
Atasözü: bıçak yarası geçer (onulur), dil yarası geçmez (onulmaz)
Anlamı: hakaret, ağır söz vb. gönül kırıcı davranışların hiçbir zaman unutulmayacağını anlatan bir söz.
Atasözü: bir fit bin büyü yerini tutar (yerine geçer)
Anlamı: bir kimseyi başkasına karşı kışkırtmak için ara bozacak bir söz, bin büyü kadar etkilidir.
Atasözü: boynuz kulaktan sonra çıkar, ama kulağı geçer
Anlamı: bir konu üzerinde sonradan yetiştikleri hâlde kendilerinden önce yetişmiş olanları geçenler vardır.
Atasözü: can boğazdan gelir (geçer)
Anlamı: insan yiyeceğine önem vererek güçlenebilir veya yemeden yaşamak mümkün değildir.
Atasözü: çatal kazık yere batmaz (geçmez, çakılmaz)
Anlamı: birden çok kimsenin söz sahibi olduğu iş yürümez.
Atasözü: deli kız düğün etmiş, kendi baş sedire geçmiş
Anlamı: densiz, budala ev sahibi, konuklarından çok kendini ağırlanacak konuk yerine koyar.
Atasözü: dereyi (çayı, ırmağı) geçerken at değiştirilmez
Anlamı: bir yöntemden başka bir yönteme geçiş tehlikeli bir durum veya zamanda yapılmamalıdır.
Atasözü: devletliye dokun geç, fukaradan sakın geç
Anlamı: zenginle, az da olsa bir ilişkin bulunsun belki yararlanırsın ama fakire yaklaşma, o senden yararlanmak ister.
Atasözü: dibi görünmeyen sudan geçme
Anlamı: bir işe girişirken her yönünü iyice araştır.
Atasözü: donsuzun gönlünden dokuz top bez geçer
Anlamı: bir şeyden yoksun olan kişinin gönlünden hep o şeyden bol bol edinmek geçer.
Atasözü: er giden, işine; geç giden, boşuna
Anlamı: işine sabahleyin erken başlayan kimse başarı elde eder.
Atasözü: erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer
Anlamı: kendini bir erkeğe beğendirmek isteyen kadın, ona güzel yemekler hazırlamalıdır.

Geç ile ilgili deyimler
Aşağıda Geç hakkında ve içinde Geç kelimesi geçen, Geç ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: adam sırasına geçmek (girmek)
Anlamı: daha önce toplumda önemli bir yeri veya özel bir değeri yokken artık kendisine önem ve değer verilmek: 'Bize yol aç, erkân göster; yollar aç bize de, biz de adam sırasına girelim.' -K. Korcan.
Deyim: adı geçmek
Anlamı: anılmak, söz konusu olmak, ismi geçmek: 'Necip Fazıl, adı geçen iki şiirden birer bölüm okudu.' -A. Kabaklı.
Deyim: ağızdan ağıza dolaşmak (geçmek)
Anlamı: bir söz herkes arasında söylenilmek: 'Gazeteye yansıyan haber ağızdan ağıza geçerken açıklığını hemen hemen tamamen kaybetmiştir.' -Halikarnas Balıkçısı.
Deyim: akıllı geçinmek
Anlamı: kendini çok akıllı sanmak: 'Akıllı geçinen kadınlardan beklenebilecek tepkileri vermedi hiç.' -R. Erduran.
Deyim: aklın süzgecinden geçirmek
Anlamı: etraflıca düşünmek, çok iyi muhakeme etmek: 'Aklın olmadıktan sonra istediğin denli deneylerden geç. O deneyleri aklın süzgecinden geçirmedikten sonra.' -M. İzgü.
Deyim: aklından geçirmek
Anlamı: bir şeyi yapmayı düşünmek, tasarlamak: 'Aklından geçirdiği gerçekmiş gibi telaşlanmıştı.' -N. Cumalı.
Deyim: aklından geçmek
Anlamı: düşünmek.
Deyim: aklının köşesinden geçmemek
Anlamı: hiçbir zaman düşünmemek: 'Rahmetliyi suçlamak aklımın köşesinden geçmez.' -H. Taner.
Deyim: aklının ucundan bile geçirmemek
Anlamı: hiçbir biçimde düşünmemek.
Deyim: alarma geçmek
Anlamı: beliren tehlikeye karşı direnebilecek, dayanabilecek duruma gelmek.
Deyim: alay geçmek
Anlamı: argo alay etmek.
Deyim: ameliyat (... ameliyatı) geçirmek
Anlamı: ameliyat edilmiş olmak: 'Bu koğuşta ayak ameliyatı geçirmiş hasta Şahin'di.' -H. R. Gürpınar.
Deyim: aralarından kara kedi geçmek
Anlamı: birbirinden soğumak, aralarına soğukluk girmek.
Deyim: arası geçmeden
Anlamı: vakit geçmeden, sıcağı sıcağına.
Deyim: atı alan Üsküdar'ı geçti
Anlamı: fırsatın kaçırılıp artık yapılacak bir şeyin kalmadığını anlatan bir söz.
Deyim: atladı geçti Genç Osman!
Anlamı: bir işin bittiğini veya tehlikenin atlatıldığını anlatan bir söz.
Deyim: avurdu avurduna geçmek
Anlamı: çok zayıflamak.
Deyim: avurtları çökmek (birbirine geçmek)
Anlamı: çok zayıfladığı yüzünden belli olmak: 'Hüdai, Bayram'ın avurtları çökmüş solgun yüzüne bakarak bir varsayım yapmıştı.' -A. Kulin.
Deyim: ayağına geçirmek
Anlamı: bir şeyi aceleyle giymek.
Deyim: aylığa geçmek
Anlamı: 1) çalışması karşılığı olarak her ay belirli bir para alınacak bir işe başlamak, maaşa geçmek; 2) gündelikten veya ücretten kadroya geçmek.