Fer Türkçe sözlük anlamı ne demek?
Fer kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Fer hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Fer
Kökeni: "Farsça fer" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. Parlaklık, aydınlık
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
2. Canlılık
Örnek: "Otuz yaşıma gelmeden gözlerimin feri sönmüştü."
3. Güç, kuvvet
İçinde Fer geçen birleşik ve kökteş kelimeler: kerli ferli
Fer hakkında eş anlamlı kelimeler
Fer eş anlamlısı
fer kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : aydınlık, parlaklık, nüfuz, kuvvet, güç
Fer hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Fer zıt anlamlısı
fer kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : cansız, donuk
Diğer dillerde Fer
İngilizce: Fer
Spanish: Fer
German: Fer
French: Fer
Italian: Fer
Fer ile ilgili atasözleri
Aşağıda Fer hakkında ve içinde Fer kelimesi geçen, Fer ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin
Anlamı: hastalıktan korunmak istiyorsak ayağımızı sıcak, başımızı serin tutmalı, olur olmaz şeyleri sıkıntı konusu yapmamalı, geniş yürekli olmalıyız.
Atasözü: gönül ferman dinlemez
Anlamı: gönül sevdiğinden asla vazgeçmez.
Atasözü: tebdilimekânda ferahlık vardır
Anlamı: sağlık veya görev değişikliği nedeniyle bir yerden başka bir yere gitmek huzur sağlar.
Fer ile ilgili deyimler
Aşağıda Fer hakkında ve içinde Fer kelimesi geçen, Fer ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: aferin almak
Anlamı: değerli görülüp beğenilmek.
Deyim: ağza tat, boğaza feryat
Anlamı: 'miktarı çok az olan yiyecek' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: bir tat, bin feryat
Anlamı: mutluluktan çok, sıkıntısı olan: 'O zamana kadar kira köşelerinde sürünmekten bir tat, bin feryat, türlü sıkıntılara giriftar olmuşken...' -H. Z. Uşaklıgil.
Deyim: eğri gemi doğru sefer
Anlamı: 'kullanılan araç yetersiz ancak yapılan iş isteğe uygun' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: feragat etmek (göstermek)
Anlamı: hakkından vazgeçmek, el çekmek: 'Beni çıkardığı tahtımdan arzumla feragat edeceğim.' -R. H. Karay.
Deyim: ferah tutmak
Anlamı: iç rahatlığını, huzurunu korumak: 'Kendinizi ferah tutunuz. Canınızı hiçbir şeye sıkmayınız.' -Ö. Seyfettin.
Deyim: ferahlık duymak
Anlamı: içinin açıklığını, rahatlığını hissetmek: 'Şimdi karşımda alevden bir duvar görüyor, içimde bir ferahlık duyar gibi oluyorum.' -A. Ağaoğlu.
Deyim: ferahlık vermek
Anlamı: iç açmak, rahatlık hissettirmek: 'Yeni boyanıp temizlenmiş bir ev gibi havası ferahlık veriyordu.' -R. H. Karay.
Deyim: ferih fahur yaşamak
Anlamı: bağımsız, bağlantısız bir biçimde yaşamak: 'Nesir kendini nazımdan ayırarak gazetelerde, kitaplarda, kürsülerde, mikrofonlarda ferih fahur yaşıyor.' -O. V. Kanık.
Deyim: feriştahı gelse
Anlamı: argo 1) 'en güçlüsü, en yetkilisi, en üstünü olsa' anlamında kullanılan bir söz; 2) 'en iyisi olsa' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: ferman çıkarmak
Anlamı: 1) padişah tarafından herhangi bir konuda emir verilmek; 2) yetkili bir kimse tarafından buyruk verilmek.
Deyim: ferman dinlememek
Anlamı: yasa, kural, yol yöntem tanımamak.
Deyim: ferman sizin
Anlamı: 'siz nasıl isterseniz öyle olsun' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: fertik çekmek (fertiği kırmak)
Anlamı: kaçmak: 'Kampana vurup tren kalkacağı esnada 'fertik!' diye bağırırlardı ki 'fertiği kırmak' tabiri buradan kalmadır.' -S. M. Alus.
Deyim: feryadı basmak
Anlamı: çığlık koparmak, yüksek sesle haykırmaya başlamak: 'Bu defa da, Sultanahmet'ten gelen efeler değilmiş de feryadı basanlar, onların gündüzki taşkınlığından yüz bulan eroincilermiş.' -N. F. Kısakürek.
Deyim: feryat etmek
Anlamı: 1) yüksek sesle haykırmak: 'İnsan tehlike karşısında ancak ana diliyle feryat edebiliyor.' -N. Hikmet. 2) mec. büyük bir yokluk, zarar ve sıkıntı içinde bulunmak: İstanbul, susuzluktan feryat ediyor.
Deyim: feryat koparmak
Anlamı: yüksek sesle bağırmak, haykırmak: 'Pencereden kopardığım feryadı pek geç işittiler.' -R. N. Güntekin.
Deyim: ferz çıkarmak
Anlamı: acemi bir oyuncuya karşı vezirsiz oynamak.
Deyim: ferz çıkmak
Anlamı: satrançta piyon, karşıdaki en son kareye kadar sürülüp vezir olmak.
Deyim: kalbi ferahlamak
Anlamı: yüreği ferahlamak.